Pazar, 16 Ramazan 1446 | 2025/03/16
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Devleti ve Uluslararası İlişkileri Bir “Mafya” Mantığıyla Yönetmek; Trump Bugün Bunun Vaftiz Babasıdır!

بسم الله الرحمن الرحيم

Devleti ve Uluslararası İlişkileri Bir “Mafya” Mantığıyla Yönetmek; Trump Bugün Bunun Vaftiz Babasıdır!

Fikri sistemler iflas ettiğinde, bunların iflası bir medeniyet başarısızlığına ve siyasi bir felakete dönüşür; devlete, kurumlarına ve siyasetine yansıyarak içeriye, toplumuna ve uluslararası politikasına yansır.

ABD Başkanı Trump ile Ukrayna Devlet Başkanı Zelenski arasında Beyaz Saray'da gerçekleşen sert ve aşağılayıcı görüşme, kapitalist sistemin felaketinin boyutunu ve ulaştığı utanç verici durumu gözler önüne seriyor. Trump'ın daha önce gazetecilere yaptığı açıklamada, Zelenski ile birlikte ABD'nin Ukrayna'nın mineralleri için önerdiği ve “çok adil” olarak nitelendirdiği anlaşmayı imzalayacaklarını söylediği ve madenlerle ilgili bu anlaşmayı takdir ettiğini şu şekilde ifade ettiği bilinmektedir: "Çünkü onun sahip olduklarına ihtiyacımız var…Ülkemize artık adil davranılıyor… Amerikan vergi mükelleflerinin hakkı korunmalıdır…Tek konuştukları şey güvenlikti… Ben de önce bir anlaşma yapalım dedim." Ayrıca Zelenski, ABD ile varılan "ön" anlaşmanın "başka anlaşmalara yol açmasını" umduğunu söylemişti. Ukrayna Başbakanı Denis Şmihal de ön anlaşma taslağının sona erdiğini açıklamıştı. Nitekim Trump, Ukrayna'nın Rusya'ya karşı durmasına yardımcı olmak için Amerika'nın ödediği miktarı gerekçe göstererek Ukrayna'nın 500 milyar Dolar ödemesini talep etmişti. Bu miktarın, Ukrayna minerallerinin fiyatına eşit olduğunu düşünüyor. Zelenski de ABD'nin desteğinin devam etmesi karşılığında, ülkesinin petrol ve doğal gaz rezervleri ile değerli madenlerini kullanıma açmak da dahil olmak üzere ekonomik bir bedel ödemeye hazır olduğuna işaret etmişti.

Ukrayna'nın, ABD tarafından değerli mineraller olarak sınıflandırılan 50 mineralden en az 20'sine sahip olduğuna inanılıyor; bunlar arasında lityum, grafit, titanyum, uranyum ve cep telefonlarından savaş ve dijital teknolojiye kadar kritik endüstriler için stratejik olan 17 elementi içeren nadir mineraller yer alıyor. Kiev, dünyadaki değerli ham mineral rezervlerinin yaklaşık %5'inin Ukrayna'da olduğunu ve bu minerallerin arasında elektrikli araçların bataryalarının üretiminde kullanılan yaklaşık 19 milyon ton grafit rezervinin de bulunduğunu tahmin ediyor.

Kapitalist Trump ve sınıfının, ağızlarının salyası akarak sıfır maliyetle elde etmeye çalıştığı şey işte budur. Bu yüzden Ukrayna'ya savaş ganimeti muamelesi yapmaktadır. Oysa anlaşmanın gerçeği, Ukrayna'nın işgali için bir reçete olmasıdır. Ukrayna Devlet Başkanı'nın musibeti ise sadece Ukrayna'nın güvenliği için garantiler istemesi ve Rusya ile savaştığını gözden kaçırıp sonunda Ukrayna'yı Rusya'dan daha acımasız olan Amerika'ya teslim etmesidir; zira Çarşamba günü şöyle bir açıklama yapmıştır: “Ukrayna için güvenlik garantileri konusunda bir cümle olmasını istiyorum.” Trump'tan ise aynı gün şöyle bir cevap geldi: “Çok fazla güvenlik garantileri vermeyeceğim. Bunu Avrupa'ya yaptıracağız; çünkü Avrupa'dan kapı komşusu olarak bahsediyoruz. Ancak her şeyin yolunda gittiğinden emin olmaya çalışacağız.” Trump’ın verdiği cevap Zelenski’nin hayallerini yıkmıştır.

Dolayısıyla Trump, maden anlaşması ve bunun kapitalist getirisiyle ilgileniyor ve savaşı sona erdirmek ise Ukrayna'yı ve nadir madenlerini ele geçirmenin kestirme bir yoludur; zira Washington Post'a göre, “Donald Trump Ukrayna'daki savaşı sona erdirmenin hızlı bir yolunu buldu ki bu da teslim olmaktır.” Ukrayna'daki felaket durumuna ve bunun maliyetlerine gelince; bu, zayıflık ve aşağılık durumunda olmalarından dolayı Avrupalıların sorumluluğundadır; dahası Trump, Avrupa ile olan ittifakını pazarlık konusu olabilecek bir şey olarak görmekte, aksine Rus öcüsü üzerinden Avrupa ülkelerine şantaj yapmakta ve tek taraflı müzakereleri ve Rusya'yı kucaklaması yoluyla Avrupa'nın koyduğu tabuları yıkmaktadır.

Uluslararası ilişkileri ticari anlaşmaların mantığı ve zorba bir çetenin gücüyle yöneten bu yeni durum, düşünce ve siyasetin iflasının bir sonucu olup kapitalist sistem ve onun Amerikan modeli, hedeflerini gerçekleştirmek için çıplak ve vahşi güçten başka bir şey bırakmamıştır. Kapitalist sistemin bu kriz durumu, Amerika'nın bir kurumlar devleti olma sorununu gündeme getiriyor; burada özellikle bu kurumları etkileyen ana faktörün, yani siyasi kapitalist paranın gözden kaçırılmaması gerekiyor; zira bugün Amerika'daki iktidar piramidinin tepesinde, bu paranın sahiplerinden biri olan bir kapitalistin yanı sıra kurumların işlerine, hatta bir bütün olarak devletin işlerine bakan ve devleti ve kurumlarını kemirmeye başlayan sistemin iflas kurtları bulunmaktadır!

Amerika ve 2025'teki kurumları ve onun fikri ve finansal iflası, Nixon'ın Amerika'sı, Nixon şoku ve onun dünyaya ticaret ve ekonomi için bir para birimi ve politik bir silah olarak dayattığı Doları değildir; zira geçen yüzyılın altmışlı yıllarında, Nixon'ın Amerikan devletinin kendisiyle veya onsuz çalışan bir makine olduğunu söylediği aktarılmıştı. Bugünkü ekonomik çöküş, astronomik düzeyde borçlar, fikri iflas, mevcut derin ve keskin bölünme, kapitalist sistemin stratejik karmaşası ve öğütücü krizleri, kapitalistlerinin çıkarlarının çelişkisi ve bunun salgıladığı derin ve keskin bölünme durumuna gelince; (ABD Kongresi'ndeki Demokratlar, Trump'ı ülkeyi dünya sahnesinde utandırmakla suçladılar; zira Senato Demokrat Lideri Chuck Schumer X platformunda şöyle demiştir: “Trump ve Vance Putin'in kirli işlerini yapıyorlar; senatodaki demokratları özgürlük ve demokrasi için mücadele etmekten asla vazgeçmeyecektir.” Ayrıca eski Temsilciler Meclisi Başkanı Nancy Pelosi tartışmayı “utanç verici bir gösteri” olarak nitelendirdi.) Kapitalist sistemin bu felaket durumu ve bunun skandal Amerikan modeli, mevcut kapitalizmin mevcut anının bir özelliğidir; nitekim ABD eski Dışişleri Bakanı Henry Kissinger daha da ileri giderek “dünyanın kaos içinde olduğunu ve ABD'nin bir dünya düzeninin nasıl inşa edileceği sorunuyla karşı karşıya olduğunu” açıklamıştır. RAND Enstitüsü'nün 2017 tarihli “Uluslararası Düzene Yönelik ABD Politikası için Alternatif Seçenekler” başlığı altına ve Savunma Bakanlığı'na hitaben olan araştırma raporu, sistemin iflas ettiğinin açık bir itirafı olup böylece mevcut uluslararası düzenin bozulmasını değilse bile sınırlılıklarını kabul etmiş ancak stratejik olarak yeni bir şey getirmemiş, aksine ona akademik ve teorik bir yapı galip gelmiştir; nitekim orada (rapor) şöyle geçmektedir; “Sistem için alternatif bir vizyon belirleme konusundaki yaklaşımımız, sistemin gelecekteki kurallarının nasıl olabileceği veya nasıl olması gerektiğine dair mevcut argümanları bir araya getirmek için olmuştur; nitekim uluslararası sisteme ilişkin mevcut akademik ve politik çalışmaların yanı sıra geçmiş uluslararası sistemlerin tarihsel analizlerinden de yararlandık” ve böylece çalışma, bazı akademik tarih çalışmalarını tekrarlamak dışında ABD'nin stratejik ikilemine bir çözüm çıkaramamıştır.

Trump ve onun pervasız politikaları, yeni bir inşa durumu değil, ancak bu kapitalist sistemin ve onun bariz modeli olan Amerikan devletinin felaket getiren kara deliğini yamamaya çalışma durumudur; bu yüzden Trump, kapitalizmin çürüme halinin bir salgısıdır. Dolayısıyla bizler, kapitalist sistemde kapitalist damgasını vuran kapitalist bir başkanla karşı karşıyayız; zira kapitalist paraya boyun eğen ve kapitalizmin hizmetkarı olan bir politikacı ile kapitalist bir başkan, yani kapitalist sınıftan gelen ve en önemlisi para ve onun ağ ve ilişkileri olan eylem ve etki araçlarına sahip gerçek bir yönetici arasında fark vardır. Bugün fikri iflası içindeki sistem, uluslararası ilişkilerin yönetiminde tamamen kaba kuvvetle son bulmuştur ve Trump bugün bunun bir tercümesidir; çünkü onun arkasında bırakmak istediği bir imparatorluk yanılsaması olup eski tarihçilerinden birinin şu teorisinin vücut bulmuş halidir: "Güçlüler yapabileceklerini yapar ve zayıflar da çekmeleri gerekeni çeker."

Binaenaleyh Amerika'nın kurumlar devleti olduğu söylemi, son derece ihtiyatlı bir şekilde ele alınması gerekir; zira mesele, bu kurumların ne kadar uyumlu ve sağlam olduğu, yönetimlerinin ve adamlarının ne kadar uyumlu ve ahenk içinde oldukları ve gelinen noktada ne kadar ayakta kalıp devamlılık gösterebildikleridir. Kapitalist Trump'ın durumunun ve politikalarının, kapitalist sistem, devlet, kurumlar, uluslararası konum ve uluslararası saha üzerinde yansımaları vardır.

Trump, uluslararası ilişkileri sıfır maliyetle hızlandırılması gereken ve siyasetten ziyade güç mantığıyla tek taraflı olarak dayatılan ticari anlaşmalar olarak görüyor; zira o, ittifakları ve bunların mali ve askeri sonuçlarını, kendisinden kurtulmak gereken maliyetler ve harcamalar olarak görüyor, aksine uluslararası hukuku birden fazla düşmana açılan bir kapı ve uygulamaya çalıştığı tek taraflı politikaların dayatılmasının önündeki bir kısıtlama olarak görüyor. İşte bu yüzden uluslararası kuralları ihlal etmek ve ittifakları bozmak politikasının tam merkezinde olup bu arka plan Trump'ın dünya meseleleriyle olan ilişkilerinde önemli bir rol oynamaktadır; zira o, bir güç olarak gördüğü kibirle büyülenmekte, çok taraflılığı, uluslararası hukuku ve ittifakları küçümsemekte ve bunları sadece zayıflık ve zayıflatıcı faktörler ve kibrinin önündeki frenler olarak görmektedir.

İşte kibri ve stratejik körlüğü onu öldürecektir; zira o, borçlarının denizinde ve kültürel anormalliğinin bataklığında boğulmakta olan iflas etmiş devletinde şartları daha ortada yokken imparatorluk mantığıyla hareket etmeye çalışmakta olup sebepleri olmadığı halde güçlüymüş gibi görünen bu kibir, kıyısında olan Amerika’nın, onunla birlikte Batı’nın ve onun suçlu kapitalist sisteminin uçuruma sürüklenmesine yol açan bir pervasızlığa itmektedir.

وَإِذَا أَرَدْنَا أَن نُّهْلِكَ قَرْيَةً أَمَرْنَا مُتْرَفِيهَا فَفَسَقُواْ فِيهَا فَحَقَّ عَلَيْهَا الْقَوْلُ فَدَمَّرْنَاهَا تَدْمِيراً
Bir ülkeyi helâk etmek istediğimizde, o ülkenin zenginlik sebebiyle şımarmış elebaşılarına (iyilikleri) emrederiz; buna rağmen onlar orada kötülük işlerler. Böylece o ülke, helâke müstahak olur; biz de orayı darmadağın ederiz.” [İsra 16]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya İçin Yazan
Münâcî Muhammed

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER