Perşembe, 19 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/21
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

(Hizb-ut Tahrir Emiri Celil Âlim Ata İbn Halil Ebu Raşta Tarafından Facebook Sayfası Takipçilerinin “Fıkhî” Sorularına Verilen Cevaplar Silsilesi)

Soru-Cevap

سيأتي أقوام يوم القيامة يكون إيمانهم عجباً..

“Kıyamet Günü İmanı Hayret Verici Olan İnsanlar Gelecektir…” Hadisinin Tahrici

Azzam Abu Fara’ya

Soru:

Esselamu Aleykum ve Rahmetullahi ve Berekâtuh.

Allah taatlerinizi kabul etsin ve yeni yılınız kutlu olsun Şeyhimiz,

Bu hadisin tahrici hakkında araştırma yaptım ve bu lafızla tahric edildiğine dair bir şey bulamadım; yardımcı olmanızı rica ediyorum.

(سياتي أقوام يوم القيامة يكون إيمانهم عجبا، يسعى نورهم بين أيديهم وبأيمانهم، فيقال: بشراكم اليوم وسلام عليكم طبتم فادخلوها خالدين، فيغبطهم الملائكة والأنبياء على محبة الله لهم، فيقول الصحابة من هم يا رسول الله؟ قال: ليسوا منا ولا منكم، فأنتم أصحابي وهم أحبائي هؤلاء يأتون بعدكم فيجدون كتاباً عطله الناس وسنةً أماتوها، فيقبلون على الكتاب والسنة ويحيونها ويقرؤونها ويعلمونها للناس فيلاقون في سبيلها من العذاب أشد وأعنف مما لقيتم، إن إيمان أحدهم بأربعين منكم، وشهيد أحدهم بأربعين من شهدائكم، فأنتم تجدون على الحق أعوانا وهم لا يجدون على الحق أعوانا، فيحاطون بالظالمين من كل مكان، وهم في أكناف بيت المقدس وفي هذا الوقت يأتيهم نصر الله وسيكون عز المسلمين على أيديهم، وقال اللهم انصرهم واجعلهم رفقائي على الحوضKıyamet günü imanları hayret verici olan ve önlerinde ve arkalarında nurları parlayan insanlar gelecek ve onlara şöyle denilecek: Bugün sizlere müjdeler olsun ve sizlere selam olsun; sonsuza dek cennete girmenin sevincini yaşayın. Öyle ki Allah’ın onlara olan muhabbetinden dolayı melekler ve peygamberler onlara gıpta ederler/imrenirler. Sahabeler, onlar kimlerdir ey Allah’ın Rasulü? Dediler. Allah’ın Rasulü şöyle dedi: Onlar bizden (peygamberlerden) de değil, sizden de değildir. Siz benim ashabım-dostlarım, onlar ise sevdiklerimdir. Onlar sizden sonra gelecekler ve insanların Allah'ın Kitabını terk ettiklerini ve sünneti öldürdüklerini görecekler. Kur’an’ı ve sünneti kabul edecekler, onları yaşatacaklar, onları okuyacaklar ve onları insanlara öğreteceklerdir. Dolayısıyla onlar, sizin (sahabeler) karşılaştığınızdan daha şiddetli ve daha çetin işkenceyle karşılaşacaklardır. Bu yüzden onlardan birinin imanı sizin kırkınızın imanına, bir tanesinin şehidi de sizin kırkınızın şehidinize denk olacaktır. Sizler hak üzere yardımcılar bulacaksınız ama onlar hak üzere yardımcılar bulamayacaklar ve onların her tarafı zalimler tarafından kuşatılacaktır; onlar, Beytu’l Makdis’in etrafında olacaklardır; böyle bir zamanda onlara Allah’ın yardımı gelecek ve Müslümanların izzeti onların eliyle olacaktır. (Bunun üzerine Allah’ın Rasulü) şöyle dedi: Allah’ım onlara yardım et ve onları (Kevser) havuzunda arkadaşlarım kıl.”)

Allah sizi mübarek kılsın.

Cevap:

Ve Aleykumselam ve Rahmetullahi ve Berekâtuh.

1- Hakkında sormuş olduğun (hadis) metni açısından olana gelince; bizler bu lafzı herhangi bir hadis kitabında bulamadık; görünen o ki onun lafızlar birçok hadislerden alınmış ve bu lafızlar birbirine dahil edilmiştir; bunu her kim yaptıysa, sanki tek bir hadismiş gibi yapmış:

a- Söz konusu hadisler, tek bir hadisin birden fazla rivayetleri değil, birden fazla bölümden oluşan hadislerdir…

b- Ayrıca bazı hadislerde, hakkında sorulan metinde geçenlere yakın olan lafızlar vardır ama aynı lafızlar değildir…

c- Aynı şekilde hakkında sorulan metin, lafızları farklı olsa da bazı hadislerde geçen bazı anlamlar içermektedir…

d- Sonra hakkında sorulan metindeki bazı söz ve lafızların alındığı hadislerin bir kısmı kendisi delil olarak getirilen makbul hadisler olduğu gibi bir kısmı da delil olarak getirilmeyen sahih olmayan hadislerdir…

2- Şimdi sana, delil olarak getirilen makbul hadislerden bazılarını zikredeceğim:

- Ahmed Müsned’inde Ebu Malik el-Eşari’den, Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in namazı bitirince yüzünü insanlara dönerek şöyle dediğini rivayet etmiştir: يَا أَيُّهَا النَّاسُ اسْمَعُوا وَاعْقِلُوا وَاعْلَمُوا أَنَّ لِلَّهِ عَزَّ وَجَلَّ عِبَاداً لَيْسُوا بِأَنْبِيَاءَ وَلَا شُهَدَاءَ يَغْبِطُهُمْ الْأَنْبِيَاءُ وَالشُّهَدَاءُ عَلَى مَجَالِسِهِمْ وَقُرْبِهِمْ مِنْ اللَّهِEy insanlar dinleyin, akledin ve bilin ki; Allah Azze ve Celle’nin birtakım kulları vardır; onlar ne peygamber ne de şehittir. Ama peygamberler ve şehitler onların meclislerine -makamlarına ve Allah’a olan yakınlıklarına gıpta ederler.” Bunun üzerine uzaklardan bir Bedevî adam gelip Allah’ın Nebi’si Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e eliyle işaret ederek şöyle dedi: Ey Allah’ın Nebisi! İnsanlar arasından ne peygamber ne de şehit olan, ama peygamberlerin ve şehitlerin makamlarına ve Allah'a yakınlıklarına gıpta ettiği bu bir grup insan kimdir? Bize onların özelliklerini anlat. Bedevî’nin bu sorusu üzerine Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in yüzünde bir sevinç ifadesi oluştu ve şöyle buyurdu: هُمْ نَاسٌ مِنْ أَفْنَاءِ النَّاسِ وَنَوَازِعِ الْقَبَائِلِ لَمْ تَصِلْ بَيْنَهُمْ أَرْحَامٌ مُتَقَارِبَةٌ تَحَابُّوا فِي اللَّهِ وَتَصَافَوْا يَضَعُ اللَّهُ لَهُمْ يَوْمَ الْقِيَامَةِ مَنَابِرَ مِنْ نُورٍ فَيُجْلِسُهُمْ عَلَيْهَا فَيَجْعَلُ وُجُوهَهُمْ نُوراً وَثِيَابَهُمْ نُوراً يَفْزَعُ النَّاسُ يَوْمَ الْقِيَامَةِ وَلَا يَفْزَعُونَ وَهُمْ أَوْلِيَاءُ اللَّهِ الَّذِينَ لَا خَوْفٌ عَلَيْهِمْ وَلَا هُمْ يَحْزَنُونَOnlar kabilelerinden uzak, bilinmeyen, tanınmayan kimselerdir. Onları birbirlerine akrabalık ve yakınlık bağları kavuşturmuş değildir. Allah için birbirlerini severler ve birbirleriyle halis dostluk kurarlar. Allahu Teala kıyamet günü onlar için nurdan minberler yaratır ve onları üzerlerine oturtur. Onların yüzlerini ve elbiselerini nur yapar ve kıyamet günü herkes korku içindeyken onlar korkmazlar. Onlar Allah'ın velileridir ki onlara kıyamet gününde ne korku ne de üzülmek vardır.

- Müslim Sahih’inde Ebu Hureyra’dan, Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in kabristana gelerek şöyle dediğini rivayet etmiştir: السَّلَامُ عَلَيْكُمْ دَارَ قَوْمٍ مُؤْمِنِينَ وَإِنَّا إِنْ شَاءَ اللَّهُ بِكُمْ لَاحِقُونَ وَدِدْتُ أَنَّا قَدْ رَأَيْنَا إِخْوَانَنَاEy müminler topluluğunun yurdu(nun sakinleri olanlar) Esselamu Aleykum, biz de Allah’ın izniyle sizlere kavuşacağız. Kardeşlerimizi görmeyi çokça arzu ederdim.” (Sahabeler) şöyle dediler: Biz senin kardeşlerin değil miyiz ey Allah’ın Rasulü? Bunun üzerine Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle dedi: أَنْتُمْ أَصْحَابِي وَإِخْوَانُنَا الَّذِينَ لَمْ يَأْتُوا بَعْدُSiz ashabımsınız, kardeşlerimiz henüz gelmemişlerdir.” (Sahabeler) dediler ki: Ümmetinden henüz gelmemiş olanları nasıl tanıyacaksın ey Allah’ın Rasulü? Bunun üzerine Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle dedi: أَرَأَيْتَ لَوْ أَنَّ رَجُلاً لَهُ خَيْلٌ غُرٌّ مُحَجَّلَةٌ بَيْنَ ظَهْرَيْ خَيْلٍ دُهْمٍ بُهْمٍ أَلَا يَعْرِفُ خَيْلَهُ؟Ne dersin sizden bir kimsenin siyah ve yağız atlar arasında alınları sakar, bacakları sekir atları bulunsa kendi atlarını tanımaz mı?” (Sahabeler) dediler ki: Elbette tanır ey Allah’ın Rasulü! Bunun üzerine Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle dedi: فَإِنَّهُمْ يَأْتُونَ غُرّاً مُحَجَّلِينَ مِنَ الْوُضُوءِ وَأَنَا فَرَطُهُمْ عَلَى الْحَوْضِ أَلَا لَيُذَادَنَّ رِجَالٌ عَنْ حَوْضِي كَمَا يُذَادُ الْبَعِيرُ الضَّالُّ أُنَادِيهِمْ أَلَا هَلُمَّ فَيُقَالُ إِنَّهُمْ قَدْ بَدَّلُوا بَعْدَكَ فَأَقُولُ سُحْقاً سُحْقاً “İşte onlar da abdestten dolayı alınları sakar, bacakları sekir gelecekler ve ben Havz'ın kenarına sizden önce varmış olacağım. Şunu da bilin ki, yolunu şaşırmış bir devenin alıkonulduğu gibi benim havuzumdan da birtakım kimseler engellenecektir. Ben: Hey buraya gelin, diye onlara sesleneceğim ama: Senden sonra değiştirdiler, denilecek. Ben de: O halde uzak olsunlar, uzak olsunlar, diyeceğim.

- Müslim Sahih’inde Ukbe’den şöyle dediğini rivayet etmiştir: Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’i şöyle derken işittim: لَا تَزَالُ عِصَابَةٌ مِنْ أُمَّتِي يُقَاتِلُونَ عَلَى أَمْرِ اللَّهِ قَاهِرِينَ لِعَدُوِّهِمْ لَا يَضُرُّهُمْ مَنْ خَالَفَهُمْ حَتَّى تَأْتِيَهُمُ السَّاعَةُ وَهُمْ عَلَى ذَلِكَ “Ümmetimden bir topluluk, düşmanlarına karşı üstün gelmede Allah'ın emri uğrunda savaşmaya devam edeceklerdir. Onlar bu hal üzerinde bulunurlarken kendilerine muhalefet edenler kıyamet günü gelinceye kadar onlara bir zarar veremeyeceklerdir.”

- Ahmed Müsned’inde Bera İbn Azib’ten Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in bir Yahudiyi recmettiğini ve şöyle dediğini rivayet etmiştir: اللَّهُمَّ إِنِّي أُشْهِدُكَ أَنِّي أَوَّلُ مَنْ أَحْيَا سُنَّةً قَدْ أَمَاتُوهَاAllah'ım sana şehadet ederim ki öldürdükleri sünneti ilk ihya eden benim.

- Ahmed Müsned’inde Ebi Umame’den şöyle dediğini rivayet etmiştir: Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: لَا تَزَالُ طَائِفَةٌ مِنْ أُمَّتِي عَلَى الْحَقِّ ظَاهِرِينَ لَعَدُوِّهِمْ قَاهِرِينَ لَا يَضُرُّهُمْ مَنْ خَالَفَهُمْ إِلَّا مَا أَصَابَهُمْ مِنْ لَأْوَاءَ حَتَّى يَأْتِيَهُمْ أَمْرُ اللَّهِ وَهُمْ كَذَلِكَ قَالُوا: يَا رَسُولَ اللَّهِ وَأَيْنَ هُمْ؟ قَالَ: بِبَيْتِ الْمَقْدِسِ وَأَكْنَافِ بَيْتِ الْمَقْدِسِ“Ümmetimden bir topluluk daima hak üzere olacak ve düşmanlarına kesin bir şekilde üstün gelecektir. Allah’ın emri gelinceye dek şiddetli geçim sıkıntısına düşmeleri durumu hariç muhalefet edenlerin muhalefeti onlara zarar veremeyecektir.” Dediler ki: Ey Allah’ın Rasulü! Onlar nerededirler?” Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle dedi: “Onlar, Beytu’l Makdis ve Beytu’l Makdis’in etrafındadırlar.”

- Tirmizi Süneni’nde Ebu Umeyye eş-Şa’banî’den şöyle dediğini rivayet etmiştir: Ebu Sa’lebe el-Huşenî’ye geldim ve şu ayet hakkında ne diyorsun? diye sordum. Ebu Sa’lebe hangi ayet? Dedi. Ben de Allahu Teala’nın şu kavli dedim: يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا عَلَيْكُمْ أَنْفُسَكُمْ لَا يَضُرُّكُمْ مَنْ ضَلَّ إِذَا اهْتَدَيْتُمْEy iman edenler! Siz yalnız kendinizden sorumlusunuz. Eğer siz doğru yolda iseniz, sapıklığa düşenler size hiçbir zarar veremezler.” [Maide 105] Bunun üzerine şöyle dedi: Vallahi (bu ayeti) bilen bir kimseye sordun ve ben de onun hakkında Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’e sormuştum da şöyle buyurmuştu: بَلِ ائْتَمِرُوا بِالْمَعْرُوفِ وَتَنَاهَوْا عَنِ الْمُنْكَرِ حَتَّى إِذَا رَأَيْتَ شُحّاً مُطَاعاً وَهَوًى مُتَّبَعاً وَدُنْيَا مُؤْثَرَةً وَإِعْجَابَ كُلِّ ذِي رَأْيٍ بِرَأْيِهِ فَعَلَيْكَ بِخَاصَّةِ نَفْسِكَ وَدَعِ الْعَوَامَّ فَإِنَّ مِنْ وَرَائِكُمْ أَيَّاماً الصَّبْرُ فِيهِنَّ مِثْلُ الْقَبْضِ عَلَى الْجَمْرِ لِلْعَامِلِ فِيهِنَّ مِثْلُ أَجْرِ خَمْسِينَ رَجُلاً يَعْمَلُونَ مِثْلَ عَمَلِكُمْ“Birbirilerinize iyilikleri emredin kötülüklerden sakındırın ancak cimriliğe boyun eğildiğini gördüğünde, insanların arzu ve hevesleri peşinde gittiklerini gördüğünde, dünyanın dine tercih edilip herkesin kendi görüşünü beğendiği dönemlerde sadece kendi kendinin çaresine bak ve avamı bırak ondan sonra öyle günler gelecek ki o günlerde dinin emirlerine uyma hususunda gösterilecek sabır kor ateş parçasını elde tutmak gibi zor olacaktır. O günlerde Müslüman olarak yaşamaya çalışanlara bugünkü sizin elli kişinin amelini isteyen kimselerin sevabı kadar sevap yazılacaktır.” Abdullah İbn Mübarek dedi ki: Utbe’den başkası bu hadiste bana şu ilaveyi yaptı: Ey Allah’ın Rasulü! Bizden elli kişi mi? Yoksa onlardan elli kişinin sevabı mı? Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle dedi: بَلْ أَجْرُ خَمْسِينَ مِنْكُمْBilakis sizden elli kişinin sevabıdır.” Ebu İsa şöyle dedi: Bu, hasen-garip hadistir.

3- Yukarıda geçen hadisler, delil olarak getirilen makbul hadislerdir. Ancak aynı şekilde hakkında söz olan ve sorulan metinde geçenlerle birbirine benzeyen lafız ve sözleri içeren hadisler de vardır; dolayısıyla hakkında sorulan metnin birden fazla sahih ve sahih olmayan hadislerden olduğunu göstermek için bunlardan bir kısmını zikredeceğim:

- İbn Batta’ya ait el-İbanetu’l Kübra’da Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şöyle dediği geçmektedir: رحمة الله على خلفائيAllah’ın rahmeti benim Halifelerime olsun.” Dediler ki: Senin Halifelerin kimlerdir? Sallallahu Aleyhi ve Sellem dedi ki: الذين يحيون سنتي، ويعلمونها عباد الله “Sünnetimi ihyâ eden ve onu Allah’ın kullarına öğretenlerdir. Müsnedu’ş Şihab’ta Kuzâi’nin Kesir İbn Abdullah el-Müzni’den, o da babasından ve dedesinden şöyle dediği geçmektedir: Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: إن الدين بدأ غريبا، وسيعود كما بدأ غريبا، فطوبى للغرباءBu din garip başladı ve başladığı gibi yeniden garipliğe geri dönecektir. Ne mutlu o gariplere!” Denildi ki: Ey Allah’ın Rasulü! O garipler kimlerdir? Sallallahu Aleyhi ve Sellem dedi ki: الذين يحيون سنتي ويعلمونها عباد الله “Sünnetimi ihya edip onu Allah’ın kullarına öğretenlerdir.” Camiul Ehadis’te şöyle geçmektedir: [… اللهم ارحم خلفائي الذين يأتون من بعدي يروون أحاديثي وسنتي ويعلمونها الناس “Allah’ım, benden sonra gelen, hadislerimi ve sünnetimi rivayet eden ve bunları insanlara öğreten Halifelerime merhamet et.” (Taberani el-Evsat;’ta, Râmehürmüzî el-Muhaddisul Fâsıl’da, Hatib Şerefu Ashabi’l Hadis’te, İbn Neccar İbn Abbas’dan ve Ali’den Taberani şöyle demiştir: Burada Ahmed İbn İsa Ebu Tahir el-Alevi tek kalmıştır. El-Mizan’da şöyle dedi: Darekutni şöyle dedi: Yalancıdırlar ve hadis batıldır. İbn Ebi Hatim bunu Lisan’da zikretmiş ama onda cerh ve tadilin olduğunu söylememiştir.) Taberani bunu el-Evsat’ta tahric etti (6/77, No:5846). El-Heysemi şöyle dedi (1/126): Onda Ahmed İbn İsa el-Haşimi vardır ve Darekutni, onun yalancı olduğunu söylemiştir. Râmehürmüzî el-Muhaddisul Fâsıl’de geçmektedir (1/163). Aynı şekilde onu Deylemi tahric etmiştir (1/479, No: 1960). Hafız el-Mizan’da zikretmiş (1/270, Tercüme: 508) ve Hafiz da Lisan’da onaylamıştır (1/241, Tercüme: 756); her ikisi de Ahmed İbn İsa el-Haşimi’nin tercümesidir. Darekutni, o yalancıdır dedi.]

- Kenzul Ummal’da Enes’in şöyle dediği geçmektedir: Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: متى ألقى أصحابي؟ متى ألقى أحبابي؟Ashabıma ne zaman kavuşacağım? Sevdiklerime ne zaman kavuşacağım?” Bunun üzerine bazı sahabeler şöyle dedi: Biz senin sevdiklerin değil miyiz? Sallallahu Aleyhi ve Sellem dedi ki: أنتم أصحابي، ولكن أحبابي قوم لم يروني وآمنوا بي أنا إليهم بالأشواق “Sizler benim ashabımsınız, ancak sevdiklerim ise beni görmedikleri halde bana inanan bir topluluktur ki ben onları özlüyorum.” (Ebu Şeyh, es-Sevab’da.) Deylemi’ye ait el-Firdevs bi Me’sur-ul Hitab’ta, Enes İbn Malik’den şöyle rivayet edildiği geçmektedir: مَتى ألْقى أَصْحَابِي مَتى ألْقى أحبابيAshabıma ne zaman kavuşacağım? Sevdiklerime ne zaman kavuşacağım?” Bunun üzerine bazı sahabeler şöyle dedi: Biz senin sevdiklerin değil miyiz? Sallallahu Aleyhi ve Sellem dedi ki: أَنْتُم أَصْحَابِي غير أَن أحبابي قوم لم يروني وآمنوا بِي أَنا إِلَيْهِم بالأشواق “Sizler benim ashabımsınız, ancak sevdiklerim ise beni görmedikleri halde bana inanan bir topluluktur ki ben onları özlüyorum.” El-Kuşeyrî er-Risale’de şu senetle zikretmiştir: Bize, Ali İbn Ahmed el-Ahvazi rivayet etmiş ve Rahımehullah şöyle demiştir: Bize Ahmed İbn Ubeyd el-Basri rivayet etmiş ve şöyle demiştir: Bize Yahya İbn Muhammed el-Ceyâni rivayet etmiş ve şöyle demiştir: Bize Osman İbn Abdullah el-Kuraşî, Nuaym İbn Salim’den, o da Enes İbn Malik’den şöyle dediğini rivayet etmiştir: Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle demiştir: متى ألقى أحبابي؟Sevdiklerimle ne zaman kavuşacağım?” Ashabı dedi ki: Anamız ve babamız sana feda olsun, bir senin sevdiklerin değil miyiz? Sallallahu Aleyhi ve Sellem dedi ki: أنتم أصحابي، أحبابي: قوم لم يروني، وآمنوا بي، وأنا إليهم بالأشواق أكثر “Siz benim ashabımsınız. Sevdiklerim ise: Beni görmedikleri halde bana inanan topluluktur ki ben onları çok özlüyorum.” Bu hadiste, içlerinde ta’n edilen (adalet ve zabt sıfatlarından birini veya her ikisini tam anlamıyla taşımadığını söyleyerek râviyi tenkit etmek) raviler vardır; bazı araştırmacılar, bunun inkar edilen ve yalanlanan bir hadis olduğunu söylemiştir… Yani bu hadis, kendisi delil olarak getirilen makbul hadislerden değildir.

4- Böylece hakkında sorulan metnin Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in hadisi olmadığı, aksine görünen o ki meçhul olan bir kişinin formüle ettiği ve bir kısmı kendisi delil olarak getirilip makbul olan, bir kısmı ise kendisi delil olarak getirilmeyip makbul olmayan çeşitli hadislerde geçen lafızları ve sözleri bir araya getirdiği kombine edilmiş bir metin olduğu ortaya çıkmıştır. Bu nedenle hakkında sorulan bu metnin, Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in hadisi olarak rivayet edilmesi doğru değildir.

Bilen ve hüküm verenlerin en hayırlısı Allah’tır.

Kardeşiniz

Ata İbn Halil Ebu Raşta

H. 20 Rabiu’l Evvel 1444

M. 16/10/2022

Cevaba, Emir’in (Allah onu korusun) web sitesinden bağlanabilirsiniz:

https://archive.hizb-ut-tahrir.info/arabic/index.php/HTAmeer/QAsingle/4293/

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER