Pazar, 22 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/24
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

Soru Cevap Petrol Fiyatlarındaki Ani Düşüşün Nedenleri

بسم الله الرحمن الرحيم

Soru:

Bazı medya organları 07 Ocak 2015 Çarşamba günü, bugün, Brent tipi ham petrol fiyatlarının 49,66 dolara, ABD ham petrol fiyatının ise 47 dolar civarına düştüğünü yayınladılar. Diğer taraftan ise 2014 yılı Haziran ayı başlarında bir varil petrol fiyatının 115 dolara ulaştığı bilinmektedir. Daha sonra bu kış sonlarına doğru kademeli olarak düşmeye başladığı, Aralık 2014'te ise 60 dolara düşmüş hatta Batı Teksas petrol fiyatları bunun da altına 58,53 dolara inmiştir. İçerisinde bulunduğumuz bu Ocak ayının ilk haftasında ise 50 dolar düzeylerine düşmesi beklenmekte olup bununla birlikte son beş aylık süre içerisinde toplamda yaklaşık %50 oranında düşme yaşanmış olacaktır.

Petrol fiyatlarındaki bu ani düşüşün nedenleri nelerdir? Gelecekte beklenen petrol fiyatları ne olacaktır?

 

 

Cevap:

Petrol fiyatlarındaki düşüşün muhtelif nedenleri vardır. Siyasi amaçlar dikkate alınmadığında bunlardan en bariz olanı, bu faktörlerin en önemlisi ekonomiktir. Bir diğer neden ise siyasi etkene sahip olan kimsenin çıkarları doğrultusunda ekonomik faktörü harekete geçiren siyasi faktördür. Siyasi maksatlardan yoksun olan ekonomik faktör; petrole yönelik arz ve talebin artışı ve azalmasını, petrol bölgesinde yaşanan gerginlikleri özellikle de çevresinde askeri yönden sıcaklığa sahip sorunlar ile petrol piyasasında yaşanan spekülasyonları ve petrol ithal ve ihraç eden devletlerin ekonomilerini zayıflamasına yönelik açıklamaların istismar edilmesi hususlarını kapsar. Siyasi çalışma yapan devletin maslahatı doğrultusunda iktisadi faktörü etkileyen siyasi amil kapsamında yapılan işler şunlardır:

A- Ekonomik bir ihtiyaç olmadan üretimin artırılması veya petrol rezervinin büyük bir miktarının satışa sunulması.

B- Rekabet eden devletlerin özellikle de bütçe gelirleri petrol fiyatlarına dayanan devletlerin siyasetini etkilemek için fiyatın düşürülmesi

C- Veya normal petrol fiyatlarıyla kıyaslandığı zaman kaya gazı üretim maliyetlerinin daha pahalı olması için ham petrol fiyatlarını kaya gazı üretim maliyetlerinin altına indirmek.

Bu konularla ilgili birtakım bilgileri sunacağız ardından da petrol fiyatlarında görülen düşüş sebepleri hakkında tercihimizi söyleyeceğiz.

Birincisi: Siyasi maksatlardan yoksun olan ekonomik faktör:

1- Arz ve talep: Petrol herhangi bir mal gibidir ve fiyatı arz ve talep tarafından belirlenir. Petrol piyasası ihtiyacından fazla arzla karşılaşırsa fiyatı düşer. Petrol ithal eden ülkelerin ekonomilerindeki kriz nedeniyle talep geri döner. Çünkü kriz içindeki bir devletin fiyatı yüksek olan petrol alım gücü azalır. Dolayısıyla talebin azalmasına bağlı olarak fiyat düşer. Bunun tersi durumda ise yani petrole yönelik talep arttığı zaman fiyatı yükselir.

2- Gerilimler ve askeri sıcaklığı olan bölgeler: Petrol fiyatları üzerinde etkili olan bir başka etken daha vardır. Bu etken, petrol üretim bölgelerinde yaşanan gerginlikler veya savaşların neticesinde petrol piyasalarında arz sıkıntısının yaşanabileceğine dair beklentilerin bulunmasıdır. Bu nedenle orta doğudaki petrol bölgelerinde yaşanan jeopolitik gerginlikler petrol fiyatlarının yükselmesine neden olmaktadır. Bunun yanında ise petrol arzında ve talepte herhangi bir değişiklik olmamaktadır. Buna bağlı olarak da petrol arzında yaşanması muhtemel iptallerin olması korkusuyla fiyatlar yükselme eğilimine girer. Gerginlikler sakinleştiğinde ise petrol fiyatı düşer ve önceki fiyatına veya gerçek fiyatına geri döner. Örneğin 2012 yılının Şubat ayında Yahudi devleti ve Amerika ile İran arasında savaş gerginliği petrol fiyatlarının yükselmesine neden olmuştur. Fors dergisi bunu şöyle anlattı: "Yıllardan bu yana petrol fiyatları en yüksek seviyesine ulaşacak olmakla birlikte bunun en büyük nedeni jeopolitik endişelerdir. Zira İran, bir defa daha askeri çatışma masasına konuldu." [İran'ın saldırısı Birleşik Devletlerde Durgunluğa Neden olacaktır, Forbes dergisi, Şubat 2012]

3- Spekülasyonlar ve Ekonomik Verilerin İstismar Edilmesi: Petrol arz veya talebinde herhangi bir değişiklik dikkate alınmadan Birleşik Devletler ve Çin gibi petrol ithal veya ihracında etkili olan bazı ülkeler tarafından olumsuz ekonomik verilerin ortaya konulması petrol fiyatlarının düşmesine neden olması mümkündür. Bu durumda piyasa ekonomik neticelerin yavaşlamasından endişe etmeye başlar ve kaçınılmaz bir şekilde petrol tüketiminde gerilemenin yaşanacağı buna bağlı olarak da petrol fiyatlarının düşeceği şeklinde yorumlanır. Spekülatörler ise kar elde edebilmek için petrol fiyatlarının düşmesi ve yükselmesine ait gelişmeleri gözetleme, fırsatı değerlendirme beklentisi içine girerler. Bunun neticesi olarak da arz ve talep çerçevesinde petrol fiyatları etkilenir.

Ekonomik veriler ve spekülasyonlar, Rusya, Kanada, Suudi Arabistan ve diğerleri gibi petrol üreten ülkeler, Çin ve Japonya gibi petrol ithal eden ülkeler, ExxonMobil ve BP gibi değişik ülkelere ait petrol şirketleri, OPEC ve spekülatörler olarak bilinen petrol tüccarı olan karteller için iki esasi oyuncudurlar. Bunların her birisinin petrol fiyatları üzerinde etki gücü vardır. Bu grupların tümünün petrol fiyatları üzerinde petrolün arz ve talebi bakımından etkili olduğu gibi spekülasyonlara bağlı olarak petrol fiyatları hakkındaki beklentiler yoluyla da olmaktadır. Ekonomik veriler ve spekülasyonlar ekonomik krizler neticesinde ilgili devletlerdeki fiyatlar üzerinde güçlü etki meydana getirirler.

İkincisi: Siyasi etkene sahip olan kimsenin çıkarları doğrultusunda ekonomik faktörü harekete geçiren siyasi faktör.

1- Kaya gazı konusu: Amerika, yeraltı kayalarının kırılması yoluyla çıkarttığı petrol nedeniyle dünya petrolünün en büyük kaynaklarından olan Suudi Arabistan ve Rusya'nın önüne geçti. 2014 yılı yazında Bank of Amerika, yağlı kayadan enerji çıkartması nedeniyle Rusya ve Suudi Arabistan'dan sonra Amerika Birleşik Devletlerin bu yıl dünyanın en büyük petrol üreticisi olacağını ve ülke ekonomisini canlandıracağını söyledi. Doğal gazdan ayrıştırılan sıvılarla birlikte Birleşik Devletlerin ham petrol üretimi bu yıl diğer ülkeleri geçti. Bu yılın ilk çeyreğinde günlük üretim 11 milyon varili aştı. [Birleşik devletler, Suudi Arabistan'ı aşmasının ardından dünyanın en büyük petrol üreticisi olarak bakmaktadır, Bloomberg, 4 Temmuz 2014]

Birleşik Devletler tarafından üretilen kaya gazında yaşanan devrim 2011 yılında yıllık olarak 5,5 milyon varil olan petrol üretim miktarını 10 milyon varilin üzerine çıkartmış ve böylelikle Suudi Arabistan'dan yapmış olduğu günlük petrol ithalatını 1,32 milyon varilden 878 milyon varile kadar düşürmüştür. Ancak kaya gazının sorunu üretim maliyetinin 75 dolar civarında olmasıdır. Bunun yanında doğal petrolün varil maliyeti ise 7 dolar civarındadır. Buna göre petrol fiyatları düştüğü zaman liderliğini Amerika'nın çektiği kaya gazı üreten ülkelerde ölüme neden olmaktadır.

2- Fiyatın düşürülmesi ekonomik bir gerekçeye dayanmayıp birbiri ile rekabet eden ülkeleri cezalandırmanın bir parçasıdır.

Burada küresel olarak önem kazanan devletlerarası iki sorun bulunmaktadır. İran'la yapılan nükleer pazarlıklar ve Rusya'nın Kırım'ı işgal konusu. Rusya ve İran bütçe gelirlerinde büyük ölçüde petrole dayanmaktadır. Dolayısıyla petrol fiyatlarının aniden yarısı oranında düşmesi bu iki soruna yönelik siyaseti de şüphesiz olarak etkilemektedir. Rusya'nın devlet bütçesi %50 oranında petrol ve doğalgaz gelirlerine yani enerjiye dayanmaktadır. Hatta bazı değerlendirmelere göre bu daha da yüksektir. Bu nedenle ekonomide dengenin sağlanabilmesi için Rusya açısından petrol fiyatlarının 105 dolar civarında olması gereklidir. İran'ın bütçesi ise daha yüksek oranda petrol gelirlerine dayanmakta olup bu oran zaman zaman %80'lerin üzerine çıkmaktadır. Bu durumda ise İran açısından petrol fiyatlarının varil başına 130 dolar civarında olmalıdır ki bölgesindeki sorumluluklarını ve içerideki projeleri yerine getirmesine yeterli olsun. Bu nedenle petrol fiyatının bu kadar düşmesi bütçesini ciddi anlamda etkilemektedir.

Üçüncüsü: Yukarıda yer verilen sebepler aşağıdaki hususları açığa çıkarmaktadır:

1- Siyasi maksattan uzak iktisadi faktör:

A- Son yıllar boyunca arz ve talep neredeyse hiç değişmedi. Meydana gelen değişiklik ise ani düşüşü meydana getirecek düzeyde olmayıp çok hafif idi. Hatta geçtiğimiz yaz aylarında dünya petrol fiyatı varil başına [Batı Teksas ham petrolü] oransal olarak 106 dolar civarında istikrar kılmış ve yaklaşık dört yıl boyunca da bu seviyeyi korumuştu. Ancak petrol fiyatlarındaki bu yüksek oranlı düşüşün tümüyle ekonomik faktörlerle yorumlanması mümkün değildir. 2004 yılından bu yana geçtiğimiz on yıl boyunca günlük petrol üretimi günlük olarak 80 milyon varilin üstünde idi. 2013 yılı sonunda ise küresel petrol piyasasının günlük petrol üretimi 86,6 milyon varil oldu. Daha sonra bu üretim miktarları ve 2013 yılı sonunda talep de arttı. 2014 yılının ilk çeyreğinde ise yaklaşık arz ve talep birbirine yakın gerçekleşti. Uluslararası Enerji Ajansı'nın rakamlarına göre 2014 yılının ilk çeyreğinde ortalama arz miktarı 93,74 milyon ortalama talep de 93,08 milyon varile ulaştı. Bu rakamlara bakıldığında petrol arzında görülen çok az miktardaki artışın geçtiğimiz dört yıl içerisinde petrol fiyatlarında düşük düzeyde birkaç dolarlık düşüşleri gerçekleştirdiği görülmektedir. Dolayısıyla geçmiş yıllar dikkate alındığında beş aylık süre içerisinde petrol fiyatlarındaki düşüşün başlıca sebebinin ekonomik etken ile açıklanması mümkün görülmemektedir.

B- Gerilimler ve askeri sıcaklık. Bu durumlar da yeni değildir. Son dört yıl boyunca neredeyse sabit kalmıştır. Bölgede yaşanan krizler petrol fiyatlarının ani olarak düşmesine neden olarak şiddetli olmamıştır. Bölgedeki gerilimler ve galeyan 2011 yılından bu yana devam etmekte olup olaylarda ani bir değişiklik yaşanmamıştır. Dünyada ve bölgede yaşanan siyasi krizlerin gölgesinde asıl olan 1973 yılından bu yana yaşanan olaylarda olduğu gibi petrol fiyatlarında yükselme olaylarının yaşandığı bilinen bir husustur. Şu anda ise Ukrayna, Suriye, Irak ve Libya'da krizler şiddetlendiğine göre petrol fiyatlarının da varil başına 120 dolar düzeyine hatta bazı beklentileri göre de 150 dolar civarına yükselmesi gerekirdi. Petrol fiyatlarında alışılmadık bir şekilde yaşanan düşüşün tek sebebi ekonomik nedenler olsaydı -çünkü krizler ve savaşlar ikmal yollarını etkilemektedir- arzı azaltır buna bağlı olarak da fiyatlar yükselirdi, düşmezdi. Öyleyse petrol fiyatlarının düşmesine neden olan başka faktörler bulunmaktadır.

C- Spekülasyonlar ve ekonomik verilerin istismar edilmesi. 2008 yılından bu yana ekonomik krizler ve işler şiddetlendiğinde petrol fiyatları yerinde saymış, şiddetlenmemiş tam tersine bir miktar iyileşmiştir. Yine bu nedenle de sadece ekonomik faktör, petrol fiyatlarının düşmesinin başlıca sebebi olduğu söylenemez. Dolayısıyla beş aylık süre içerisinde petrol fiyatlarının yaklaşık olarak %50 oranında düşmesinin daha başka nedeni vardır.

2- Siyasi Etkene Sahip Olan Kimsenin Çıkarları Doğrultusunda Ekonomik Faktörü Harekete Geçiren Siyasi Faktör.

A- Kaya Gazı Konusu: Bir varil kaya kazı çıkartma maliyeti 70-80 dolar civarındadır. Modern teknolojiler kullanılarak bu maliyet 50-60 dolarlar civarına düşürülebilir. Bir araştırma şirketi olan IHS şirketi geçtiğimiz yıl itibariyle bir varil kaya gazının üretim maliyetinin 70 dolardan 57 dolar civarına düşürülebileceğine inanmaktadır. Zira petrol adamları kuyuların daha hızlı bir şekilde kazılması ve daha fazla üretim elde edilmesini öğrenmişlerdir. [Kaya gazı karşıtı senatörler, Ekonomist dergisi Kasım 2014] Bu nedenle petrol fiyatlarının 40 ila 50 dolar civarına kadar düşmesi kaya gazı üretiminin dikkate alınmamasını gerektirmektedir. Hatta petrol fiyatları 60 ila 70 dolar civarında olsa dahi kaya gazi üretimi yine rantablı olmayacaktır. Çünkü ekonomik fayda, fiyat ile maliyet arasında münasip bir farkın bulunmasını gerektirir. Bu nedenle OPEC'in üretimini azaltmaması veya Suudi Arabistan'ın üretimini en uygun seviyeye indirmemesi petrol fiyatlarındaki düşüşün sebeplerindendir. Zira tabii petrol fiyatlarının yüz dolarların üstüne çıkması nedeniyle Amerika'nın kaya gazı üretmeye başladığı bilinmektedir. Dolayısıyla tabii petrol fiyatlarının düşmesi kaya gazı üretimini kârlı olmaktan çıkartmıştır.

Doğal petrolün üretim maliyetinin 7 dolar civarlarında olması nedeniyle petrol fiyatlarındaki düşüklüğe tahammül edebilirken yukarıda da değindiğimiz gibi kaya gazı üretim maliyetlerinin bunun kat kat fazla olması bu maliyete tahammül edememektedir. Bu nedenle doğal petrol fiyatları ne kadar düşük olursa olsun yine kârlıdır. Suudi petrol bakın Ali en-Naîmî'nin dediği gibi: "Küresel piyasalarda petrolün varil fiyatı 20 dolarlar düzeyine inmiş olsa dahi OPEC üretimini kesinlikle azaltmayacaktır." [el-Cezire; 24.12.2014] Yine şu açıklamayı yaptı: "OPEC'in ve aynı şekilde Suudi Arabistan'ın payı yıllardan bu yana değişmemiş olup günlük olarak 30 milyon varil civarındadır. Bunun 9,6 milyon varili Arabistan'a aittir. Bu arada ise OPEC dışında kalan ülkelerde de üretim artışı yaşanmaktadır."

Diğer taraftan Suudi Arabistan'da şu anda yönetimde bulunan kral Abdullah'ın İngilizlerle kuvvetli ilişkileri bulunmaktadır. Buna göre Suudi Arabistan'ın üretimi azaltmaması ve bu hususta OPEC üzerinde baskı kurması, kaya gazı üretiminde Amerika'yı etkilemek için Suudi Arabistan ile ittifak yapan İngiliz siyasetinin gereği olduğunu söylememiz mümkündür.

B- Amerika, OPEC ülkeleri içinde en büyük paya sahip olan Suudi Arabistan'ın etkisiyle OPEC'in bu yönde bir yol takip ettiğini öğrendi. Özellikle Petrol Üreten Ülkeler Örgütü [OPEC]'in 27 Kasım 2014 tarihinde Viyana'daki merkezinde yapılan toplantıda petrol fiyatlarını desteklemek için üretimin azaltılmasında ittifak etmediler. Üretimin azaltılmasına Suudi Arabistan'ın karşı çıkması nedeniyle böyle bir kararın alındığını öğrenen Amerika Dışişleri Bakanı Kerry, 11 Eylül 2014 tarihinde Suudi Arabistan'a ziyarette bulundu. Suudi Arabistan kralı sarayında bulunmadığı için bu ziyaret kralın yazlığında gerçekleşti. Medya organları ise bu ziyaret için başka sebeplerden bahsettiler. Ancak karineler ziyaretin konusunun petrol ve petrol fiyatları olduğunu göstermektedir. Nitekim bu ziyaretin ardından Suudi Arabistan, Eylül ayının gerin kalan günlerinde günlük petrol üretim miktarını 100 bin varile çıkarttı. Kasım ayının ilk haftasında Suudi Arabistan petrol fiyatını varil başına 45 sent düşürdü. Bu durum petrol fiyatlarının çok hızlı bir şekilde varil başına 80 dolara düşürdü. Amerikan dışişleri bakanlığından üst düzey bir yetkili küresel petrol ikmalinin toplantı [Kerry-Abdullah görüşmesi] esnasında konuşulduğunu tekit etti.

Suudi Arabistan'ın üretim miktarını azaltması hususunda ikna etmenin mümkün olmamasının yanında bir de fiyatların düşmesine muvafakat ettiğini açıklaması, Kırım'ı işgal eden Rusya'yı aynı zamanda nükleer çalışmalar yönünden de İran'ı etkiledi. Amerika, bu iki bahanenin Suudi Arabistan'ın rızasıyla oluştuğu görüşündedir. Ancak petrol fiyatlarının 80 dolar civarına düşmesinin de görünüşe bakılırsa Suudi Arabistan'ın muvafakati veya muvafakat edeceğini göstermesiyle meydana geldiğini düşünmektedir. İngiliz Times dergisi 16 Ekim 2014 tarihinde şu ifadelere yer verdi: "Suudi Arabistan kaya gazı üretiminin dikkate alınmaması için petrol fiyatlarının 80 dolara düşürülmesiyle dikkatlice hesaplanmış bir pozisyon almıştır. Dolayısıyla bu durum Amerika'yı Suudi Arabistan'dan yeniden petrol almaya ve kaya gazını piyasadan çekmeye sürüklemiştir." Bu söz, başka ülkelerin zarar etmelerine rağmen olsa dahi mali krizden kurtulmak için ekonomisini canlandırmaya çalışan Amerika'nın karşı durması için İngilizlerin Suudi Arabistan'ın arkasında durdukları ve destekledikleri cümleleri ile tamamlanmaktadır. Zira şu andaki Suudi ailesinin başındaki Abdullah yönetimi İngilizlerin gemisinde yer almaktadır.

Bu arada ise Amerika, fiyatların düşürülmesi hususunda Suudi Arabistan'ı ikna ettiği görüntüsünü verdi. Aynı şekilde Kırım'ı işgal ettiği için Avrupa'nın Rusya üzerinde ve nükleer enerji dosyası nedeniyle de İran üzerinde ciddi baskı kurmamakla suçladı. Petrol fiyatlarındaki düşmenin iki devletin de bütçesini etkilemiş olması Amerika tarafından yönlendirilen bu suçlamanın doğru olmadığını göstermektedir. Sonra bazı Rus muhalifleri ikna ettiğinin de doğru olmadığının delilidir. Zira yakın zamanda, Mart ayında milyarder George Soros, Kırım yarımadasını topraklarına kattığı için petrol fiyatlarının düşürülmesi aracılığıyla Rusya'nın cezalandırılmasını önermiştir. İşte böylece Kerry, belli sınırlara kadar petrol fiyatlarının ucuzlamasına muvafakat ettiğini göstermeye çalışmış sonra da vakıası olmayan bir durum için Ruslara karşı Ukrayna ile yardımlaştığı hususunda Avrupa ve Rus muhalifleri aldattı.

Ancak burada ilk defa Amerika başarı olamadı. Zira rüzgârlar, birkaç ay içerisinde petrol fiyatlarını 60 dolar düzeylerine düşürecek şekilde gemileri sürükledi. Suudi Arabistan üretimin azaltılmamasında ısrarcı oldu. Tam tersine üretimi artırdı. Bunların tümü petrol piyasasında tepkisel bir etki meydana getirdiği gibi petrol fiyatları üzerinde de manevi bir etki meydana getirdi.

Dördüncüsü: Şu anda beklenen nedir?

1- Fiyatların eski haline dönmesinin zorlaştıran hususlar bulunmaktadır.

2- Ancak fiyat düşüşlerinin devam etmesi her iki taraf üzerinde de etki meydana getirir.

A- Suudi Arabistan'da, arkasında bulunan Avrupa'da özellikle de İngiltere'de. Zira bu yıla ait Suudi Arabistan'ın 860 milyar riyal olan harcama bütçesi yaklaşık olarak 145 milyar riyal açık vermiştir. Bu da 40 milyar dolar civarında bir rakamdır. Petrol fiyatlarında yaşanan düşme nedeniyle gerçekleşen bu açık içerideki projeleri de etkileyecektir. Petrol fiyatlarının düşmesinden kaynaklanan bütçe açığı nedeniyle içerideki projelerden en önemlisini oluşturan İngiltere'nin Suudi Arabistan'a yapacağı ihracat özellikle de silah alımları üzerinde etkili olacaktır. Zira 2012 yılı itibariyle İngiltere'nin Suudi Arabistan'a yapmış olduğu ihracat 7,5 milyar sterline ulaşmıştır. Suudi Arabistan'da yatırım yapan ve sayıları 200'e varan şirketleri tarafından gerçekleştirilen yıllık 11,5 milyar sterlin tutarındaki yatırımlar bu rakamın dışında yer almaktadır. Dolayısıyla petrol fiyatlarında düşme nedeniyle zayıflayacak olan Suudi Arabistan'ın gücü bunlar üzerinde de etkili olacaktır. Çünkü Suudi Arabistan'ın bütçe gelirlerinin %89'u petrol gelirlerinden meydana gelmektedir. Dolayısıyla petrol fiyatlarındaki düşüş bu yöndeki bir etkiyi kaçınılmaz hale getirecektir.

B- Diğer taraftan petrol fiyatlarında düşüşün devam etmesi Amerika'nın kaya gazı üretimini etkileyecektir. Zira geçtiğimiz yıllarda petrol fiyatlarında yaşanan yükselmeler nedeniyle Amerika'da yağlı kaya gazı üretimi için milyarlarca dolar tutarında yatırımlar yapılmış ve 2008 yılından bu yana günlük olarak 4 milyon varil kaya gazı üretimi yapılmaktadır ki bu rakam, dünya petrol üretiminde etkili bir oran oluşturmaktadır. Petrol fiyatlarının düşmesi, Amerika'da ekonomiyi canlandırmakla birlikte kaya gazı üretiminden kaybettiği bunun çok çok üzerindedir. Dolayısıyla Avrupa, Suudi Arabistan ve OPEC'in Amerika'nın yatırımlarını baltalamayı bırakmaları kolay değildir.

3- Buna göre Amerika, ya kaya gazı üretim maliyetlerini düşüreceği teknikler bulacak ve böylelikle petrol fiyatlarında ki düşmeye rağmen kaya gazı üretimi karlı olmaya devam edecektir. Ki petrol fiyatlarında düşme devam ettiği sürece bu kolay bir iş değildir. Görünüşe bakılırsa da petrol fiyatlarındaki düşme durmayacak, devam edecektir. Nitekim 07 Ocak 2015 tarihinde yani bugün petrolün varil fiyatının 50 doların altına düştüğü açıklandı. Ya da Amerika, doğrudan Suudi Arabistan'a yüklenecek, orada birtakım krizler meydana getirecek ve bütçesindeki açığı çok daha fazla artıracak ve buna bağlı olarak da Suudi Arabistan petrol üretimini azaltacak ardından da petrol fiyatlarını yükseltecektir. Ya da üretimini azaltması ardından da OPEC'in üretimde azaltmaya gitmesi ve petrol fiyatlarının yükselişe geçmesi için İngiltere'nin Suudi Arabistan üzerinde baskı yapmasına karşılık Yemen ve Libya'da yaşanan krizler nedeniyle Amerika İngilizler üzerindeki baskıyı hafifletecektir. Bu üç durumda her birisi planlara daha doğrusu birtakım oyunlara muhtaçtır. Buna göre petrol fiyatlarındaki düşüşten kaynaklanan kriz, güçlü çatışmanın neticelerine veya kapitalist metoda göre orta bir yol üzerinde pazarlık yapılması göre yükselme ve düşmelerle çekim mahalli olmaya devam edecektir.

Beşincisi: Devletlerarası siyaset tökezleme ve sarsıntı yaşamaktadır. Bir krizden kurtulmasının ardından hemen bir başka kriz içerisine girmektedir. Bunların tümü dünyaya hükmeden ve bünyesinde devletlerarası krizleri sürekli olarak taşıyan kapitalist sistemin bozukluğundan kaynaklanmaktadır. Bunların ardından ise özel olarak insanlar genel olarak da devletler geçim sıkıntısı içine düşmektedirler. Bu fesat ve ifsat, huzursuzluk ve zahmet, sıkıntı kapitalist sistem hâkim oldukça devam edecektir. Allah'ın kulları üzerine farz kıldığı Rabbani nizam, bünyesinde adaleti ve huzuru barındıran Raşidi Hilafet Nizamı hâkim olmadıkça, bunun gölgesi var olmadıkça bu sıkıntılar kesinlikle çözülmeyecektir.

وَيَقُولُونَ مَتٰى هُوَ قُلْ عَسٰى اَنْ يَكُونَ قَريبًا "Ne vakit o? Diyecekler. De ki: Muhakkak olması yakındır." [İsra 51]

 

 

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER