FBI, ABD’nin New Orleans kentinde Yılbaşı kutlamaları sırasında onlarca kişinin ölümüne ve yaralanmasına yol açan araçlı saldırının failinin kimliğini açıkladı. Saldırganın eski bir deniz piyadesi olduğu belirlendi. New Orleans’taki yetkililer, bir kamyonun kutlama yapan kalabalığa dalması sonucu 10 kişinin yaşamını yitirdiğini ve 30 kişinin yaralandığını duyurdu. ABD medyası, çarşamba günü New Orleans’ın Fransız Mahallesi’nde, Bourbon Caddesi’nde bir aracın kalabalığa dalması sonucu birçok kişinin yaşamını yitirdiğini bildirdi. “İsrail” Dışişleri Bakanlığı ise, olayda iki “İsraillinin” yaralandığını belirtti.

Siyonist devlet, Amerikan ve Avrupa silahlarıyla Gazze’de masumları bombaladığı sırada New Orleans’ta zihinsel dengesizlik yaşayan bir suçlu korkunç bir suça imza attı. Sözde “özgür” dünya, Siyonist varlığın 15 aydan uzun süredir devam eden ve “öz savunma” adı altında meşrulaştırılmaya çalıştığı suçlarına sessiz kalırken, akli dengesi bozuk bir askerin araçla gerçekleştirdiği saldırıyı terör olarak nitelendirip kınamayı tercih etmiştir. Peki bu çifte standart değilse, nedir o zaman?

İslam, masumların öldürülmesini yasaklarken, Batı uygarlığı ve Siyonist varlık bunu meşru görmektedir. Allah Subhânehu ve Teâlâ Kuran’da şöyle buyurmaktadır:

مِنْ أَجْلِ ذَلِكَ كَتَبْنَا عَلَى بَنِي إِسْرَائِيلَ أَنَّهُ مَن قَتَلَ نَفْسًا بِغَيْرِ نَفْسٍ أَوْ فَسَادٍ فِي الأَرْضِ فَكَأَنَّمَا قَتَلَ النَّاسَ جَمِيعًا وَمَنْ أَحْيَاهَا فَكَأَنَّمَا أَحْيَا النَّاسَ جَمِيعًا  “Kim, bir cana veya yeryüzünde bozgunculuk çıkarmaya karşılık olmaksızın (haksız yere) bir cana kıyarsa bütün insanları öldürmüş gibi olur. Kim de onu diriltirse (ölümden kurtarırsa) bütün insanları diriltmiş gibi olur” ^{[Maide 32]}

Tarih boyunca Müslümanların, insanların dinine veya etnik kökenine bakmaksızın masumların kanını döktüğüne dair hiçbir kayıt bulunmamaktadır. Tam aksine, tarih, Müslümanların savaş zamanlarında bile başkalarının hayatlarını ve onurunu her zaman koruduğuna tanıklık etmektedir. Ebubekir RadıyAllahu Anh’ın ordularına verdiği talimatlardan bazıları şunlardı:

لاَ تَقْتُلَنَّ امْرَأَةً وَلاَ صَبِيًّا وَلاَ كَبِيرًا هَرِمًا وَلاَ تَقْطَعَنَّ شَجَرًا مُثْمِرًا وَلاَ تُخَرِّبَنَّ عَامِرًا وَلاَ تَعْقِرَنَّ شَاةً وَلاَ بَعِيرًا إِلاَّ لِمَأْكُلَةٍ وَلاَ تَحْرِقَنَّ نَحْلاً وَلاَ تُفَرِّقَنَّهُ وَلاَ تَغْلُلْ وَلاَ تَجْبُنْ  “Kadınları, çocukları veya yaşlı ve güçsüz bir kişiyi öldürmeyin. Meyve veren ağaçları kesmeyin. Yerleşim yerlerini tahrip etmeyin. Yalnızca yiyecek ihtiyacı için koyun ya da deve kesin. Arılara zarar vermeyin, onları yakıp dağıtmayın. Ganimete haksızca el sürmeyin ve cesaretinizi kaybetmeyin.”

Bunlar, Müslümanların savaşta bile sahip olduğu yüce değerlerdir, peki ya barış zamanında nasıl davrandıklarını hayal edebiliyor musunuz?

Buna karşın, Batılı savaşçılar ve Siyonist varlığın orduları sayısız zulüm gerçekleştirmişlerdir. Her yaştan sivilleri—çocukları, kadınları ve yaşlıları—öldürmüş, aç bırakmış ve işkenceye maruz bırakmışlardır. Bugün Gazze’de tanık olduğumuz manzaralara, geçmişte Afganistan, Irak ve Suriye’de de tanık olduk. Dolayısıyla, suç kültürüyle yoğrulmuş bir Amerikan askerinin böylesi vahşetler gerçekleştirmesine şaşırmıyoruz. Aynı şekilde varlığı insanlık dışı ve ırkçı bir ideoloji üzerine kurulu olan cani Siyonist varlığın etnik temizlik yapması da yine şaşırtıcı değil.

Batı’dan aldığı koşulsuz destekle Siyonist varlığın, Mübarek Toprak Filistin’de masumları katletmesi ve uyguladığı acımasız şiddet kültürü, Batı kültürüyle birebir örtüşmektedir. Batı Afganistan, Irak ve Suriye’de masumların öldürülmesini desteklemiş ve İslam topraklarındaki despotları yıllarca desteklemiştir. Batı istihbarat kurumlarının yarattığı, İslam ve Müslümanlarla hiçbir ilgisi olmayan “Blackwater” ve “Wagner” gibi paralı asker grupları da bu kirli planların bir parçası olmuştur. Bu gruplar, İslam dünyasında gerçekleşen modern Haçlı seferlerinin ardından sahneye çıkmışlardır. Rusya’nın, Suriye’de korkunç zulümler gerçekleştiren terör gruplarıyla bağları belgeleriyle sabittir. Oysa İslam ve Müslümanlar, bu tür eylemlerden tamamen uzaktırlar.

Bu askerin gerçekleştirdiği eylem, elbette kınanmalı ayrıca kabul edilemez bir niteliktedir. Fakat Batı ve ABD’nin desteklediği Siyonist rejimin işlediği suçlar, çok daha dehşet verici olup, daha fazla kınanmayı hak etmektedir. Müslümanlar, dünya halklarıyla omuz omuza vererek bu suçları işleyen yöneticilere ve kurumlara karşı durmalıdırlar. Kan dökme üzerine kurulu Batı uygarlığını reddetmeli ve İslam’ın yüce uygarlığını insanlığa gerçek bir alternatif olarak sunmalıdırlar. İslam barış, güvenlik ve huzur dinidir. 13 asır boyunca geniş coğrafyalarda hüküm süren İslam yönetimi altında yaşanan ölümler, Batı’nın tek bir savaşında—Birinci ya da İkinci Dünya Savaşı’nda—kaybedilen yaşamların yanında devede kulak kalmaktadır.

Geliniz, insanlığa sadece sefalet ve mutsuzluk getiren bir uygarlığı reddedelim ve İslam’ı çözüm olarak benimseyelim. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ ۖ وَاعْلَمُوا أَنَّ اللَّهَ يَحُولُ بَيْنَ الْمَرْءِ وَقَلْبِهِ وَأَنَّهُ إِلَيْهِ تُحْشَرُونَ  “Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasûlü’nün çağrısına uyun ve bilin ki Allah, kişi ile kalbi arasına girer. Yine bilin ki, O’nun huzurunda toplanacaksınız.” ^{[Enfal 24]}