Hizb-ut Tahrir / Bangladeş Vilayeti, Raşidi Hilafetin Yeniden Kurulması İçin Başarılı Şekilde Bir Yürüyüş Organize Etti, Emperyalist Kâfirler ve Ajanları Müslümanların Hilafetin Yeniden Kurulması Talebini Dindirmek İstiyor, Ancak Allah, Nurunu Mutlaka Tamamlayacaktır

Hizb-ut Tahrir / Bangladeş Vilayeti, küresel kampanyanın bir parçası olarak 28 Recep’te Hilafetin yıkılış yıldönümünü anma amacıyla bugün 13 Nisan 2018 Cuma Dakka ve Chittagong’da Hilafetin yeniden kurulmasını talep eden yürüyüşler düzenledi. Yürüyüşler, Cuma namazından sonra Hizbin üyeleri, destekçileri ve halkın katılımıyla çeşitli cami önlerinden hareket etti. Sonra da Motijil Shapla Chattar, Ittefaq Mor, Dhanmondi 27, Uttara Jasimuddin, Hazi Kampı Havaalanı Demiryolu İstasyonu, Mirpur Rokeya Soroni, Chittagong New Market gibi Dakka ve Chittagong’daki güzergâhlar istikametinde ilerledi. Daha sonra da barışçıl bir şekilde sona erdi. Yürüyüşlere katılanlar Kelime-i şahadet yazılı bayraklar taşıdılar ve “Ümmet yeniden doğdu - Hilafet doğuyor”, “Hilafet için sokaklara inin”, “Yazıklar olsun demokrasiye- Zafer, halk içindir”, “Yiyecek, Giyecek ve Barınak için Cevap Hilafettir” Tek çıkış yolu - Hilafettir, Hilafet”sloganı attılar.

Korkudan dolayı ve yürüyüşleri sabote etmek, parti üyeleri ve halk arasında korku yaymak için hükümet, Çarşamba gecesi Hizb-ut Tahrir üyelerine karşı gözaltı furyası başlattı. Haydutlar gibi gece yarısı evlere baskın düzenleyerek aralarında eski bankacı, mimar ve mühendis olmak üzere beş Hizb-ut Tahrir üyesini gözaltına aldı. Hükümet, cami cemaatinin kalbine korku salmak için cami önlerindeki çevik kuvvet sayısını artırdı. Ancak Müslümanlar, çevik kuvvetin şeytani eylemlerine mahal vermediler ve ataları Hamza, Ömer ve Ali’nin izinden giderek ve cesurluk abidesi sergileyerek yürüyüşe iştirak ettiler. Allah’ın izniyle de yürüyüşü başarıyla tamamladılar.

28 Receb 1342 / 3 Mart 1924 yılında sömürgeci kâfirler ve ajanları Mustafa Kemal, Hilafeti yıktı. O gün, İslam tarihinin en utanç verici günüdür ve yaşanan en büyük felakettir, çünkü Müslümanlar, o gün kalkanlarını kaybetti. Bu sadece bir devletin yıkılışı değil, aksine o günden beri Müslümanlar, Kuran ve Sünnetin pratikte uygulamasını yitirdiler, paramparça oldular, haysiyetlerini ve süper güçlerini kaybettiler. O günden sonra emperyalist kâfirler, avları üzerine üşüşen aç kurtlar gibi bize saldırdı. Topraklarımız açgözlülük, sömürü ve yağmacılığın hedefi haline geldi. Onurumuz ayaklar altına alındı, kanımız o kadar ucuz hale geldi ki acımasızca döküldü.

Müslümanların kalp ve akıllarından Hilafetin anısını silmek için bedenimizi 50’den fazla ulus devlete böldüler. Sadık ajanlarını tepemize diktiler, Müslümanlara laik demokrasi ya da monarşi lanetini empoze ettiler. Sonucunda yaygın yolsuzluk, fitne ve büyük ekonomik eşitsizlik, düzenli bir fenomen haline geldi. İnsanlar kendilerini bu durumdan kurtarmak için harekete geçtiğinde demir yumrukla bastırıldılar. Sömürgeci kâfirler ve ajan yöneticileri, bununla da yetinmeyip aldatıcı yollara başvurdular. Ümmet birleşmesin ve Hilafet liderliği altında bir araya gelip tekrar ayakları üzerine kalkmasın diye Hilafet fikrine karşı anti propaganda yürüttüler. Bütün bu umutsuz girişimlere rağmen İslam ümmetinin yüreğinden ve aklından Hilafet düşüncesini silemediler. Ümmetin İslam yönetimi gölgesi altında yeniden yaşama istek ve arzusunu bastırmak için başvurulan tüm kötü çabalar başarısız oldu. İslam ümmeti, kendisine dayatılan tüm insan yapımı sistemlerden şiddetle nefret edip reddetti. Nübüvvet metodu üzere Hilafet Devletini yeniden kurmak, ümmetin tek arzusu haline geldi. Müslüman ülkelerden her biri Hilafet savunucuları ile dolup taşmaktadır ve şuan İslam ümmeti, Allah’ın izniyle Hilafeti kurmanın eşiğindedir.

إِنَّ نَصْرَ اللَّهِ قَرِيبٌ  “Kuşkusuz Allah’ın yardımı çok yakındır”^{[Bakara 214]}

Yakında kurulacak Hilafet, Müslümanlara iyilik, onur ve haysiyet verecektir. İslam düşmanlarına da zillet ve yenilginin tadını tattıracaktır. Hilafet kurulduğunda, işgal altındaki Müslüman topraklar kurtarılacak, parçalanmış İslam ümmeti tek bir devlet altında birleşecek, dünya çapında sömürgeci saldırganlığı yok edilecek ve Allah’ın izniyle dünyadaki tek süper güç olacaktır. Dahası Hilafet, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın bir vaadi ve Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in bir müjdesidir. Allah Subhânehu ve Teâlâ, vaadinden asla caymaz ve Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in müjdelediği gibi Raşidi Hilafet mutlaka kurulacaktır.

ثُمَّ تَكُونُ مُلْكًا جَبْرِيَّةً فَتَكُونُ مَا شَاءَ اللَّهُ أَنْ تَكُونَ ثُمَّ يَرْفَعُهَا إِذَا شَاءَ أَنْ يَرْفَعَهَا ثُمَّ تَكُونُ خِلَافَةً عَلَى مِنْهَاجِ النُّبُوَّةِ ثُمَّ سَكَتَ  “Daha sonra ceberut saltanat olacak; o da Allah’ın dilediği kadar olacak, ardından Allah dilediği zaman onu ortadan kaldıracaktır. Sonra da Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır”^[Ahmed]

Ey Müslümanlar!

Hilafet, sadece bir farz değil, aksine farzların tacıdır. Sahabenin icmasına göre Müslümanların 3 gün 2 geceden fazla Hilafetsiz kalmaları caiz değil. Oysa biz 97 yıldır Hilafetsiz yaşıyoruz. Hilafetsiz bir gün bile geçirmek istemiyoruz. Bu yüzden Raşidi Hilafetin yeniden kurulması için gelin entelektüel ve politik mücadeleye katılın. Ve samimi askeri subaylardan bu mevcut rejimi ortadan kaldırmayı ve Hilafetin yeniden kurulması için yönetimi Hizb-ut Tahrir’e devretmeyi talep edin.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اسْتَجِيبُوا لِلَّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُمْ لِمَا يُحْيِيكُمْ  “Ey iman edenler! Size hayat verecek şeylere sizi çağırdığı zaman, Allah’ın ve Rasûlü’nün çağrısına uyun.” ^{[Enfal 24]}