حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
İsveç
Medya Bürosu
No: İS–BA–2015–MB–TR–13 |
H. 1 Muharrem 1360 M. Cumartesi, 24 Ekim 2015 |
Terör Kavramı Müslümanlara Karşı Keskin Bir Kılıç Gibidir
23 Ekim 2015 Perşembe günü, İsveç tarihinde karanlık bir gün yaşandı. Kılıçlı maskeli genç bir adam, Trollhatten kentinde bir okul basarak iki kişiyi öldürdü ve iki kişiyi de yaraladı. Görgü tanıkları saldırganın özellikle yabancı öğrenci ve öğretmenleri hedef aldığını, İsveçliler ile sohbet ettiğini hatta fotoğraflar çektirdiğini söylediler.
Saldırganın evinde arama yapan, aşırı sağcılık yanlısı yayınlar ve kişisel mektuplar bulan İsveç polisi, saldırganın ırkçı gerekçelerle “muhtemelen nefret suçu” işlemiş olabileceği sonucuna vardı. Hem polis hem de medya, “terör” kavramını kullanmaktan itina ile kaçındılar. Ve saldırıya sevk eden etkenlerin henüz belirlenemediğini ifade ettiler. Bu nedenle kişi, terör kavramını kullanmaktan şiddetle sakınmalıdır açıklamasında bulundular. Açıkçası bu uyarı, sadece Gayrimüslimler söz konusu olduğunda geçerlidir. Danimarka medyası, Breivik katliamında olayı hemen “El Kaide” ile ilişkilendirmiş, ama çok geçmeden u dönüşü yaparak olayın akli dengesi bozuk yalnız kurt tarafından işlendiği kanaatine varmışlardı. Geçen yıl ise Kopenhag’da tam tersine şahit olduk. Siyasiler ve medya, saldırganın kimliği ya da nedeni hakkında herhangi bir bilgiye sahip değilken, olayı hemen “terör” ile ilişkilendirdiler. Her zaman olayın ardından nerede, kim ve nasıl “radikalleşti” sorularını yönelten gazetecileri şimdi pek göremedik. Nerede bu gazeteciler? Siyasetçiler ve medya, saldırganın beyaz İskandinav gayrimüslimi olduğu zaman, peki neden “terör” ve “radikalleşme” kavramını kullanmaktan ısrarla kaçınıyorlar?
Birincisi: Resmi kesimler tarafından bu saldırı terör olarak adlandırılsaydı, İslam ve terör arasında politize edilen bağlantı çökecek ve kendilerinin de sağcı bir radikal canavar yaratabileceklerini kabul etmek zorunda kalacaklardı. Tüm Avrupa’da olduğu gibi, bu olay görünüşte aşırılık yanlısı sağcı görüşün bir sonucudur ve bu, bir yerde şiddet olarak kendini göstermiştir. Bu, aynı zamanda İsveç’te siyaset sahnesinde görülmektedir. Öyle ki aşırı sağcı “İsveç Demokratlar” partisi, taban kazanırken, liberal “ılımlılar” ise son zamanlarda mülteciler ile ilgili daha sert kanunlar çıkarılmasını önerdiler. Saldırıdan 30 gün sonra İsveç okulları, saldırı tehditleri aldılar. Hatta haberlerde “İsveç’te korku “ gibi başlıklar atıldı.
İkincisi: Savaş için “terör-kartını” kullanmak önemlidir. Çünkü terör kartı, siyasi bir araç haline gelmiştir. Yasaları aşırı sıkılaştırma, gözetim, gizli yargılamalar, sürgünler gibi yollarla Müslümanlara karşı yapılacak zulümleri kabul ettirmek amacıyla Batı halkını korkutmak için kullanılıyor. Bazı koşullar altında bir şey normal insanlar tarafından kabul edilmiyorsa, o zaman korku atmosferi oluşturarak bu şey sahtekâr ve politik yollarla dayatılır.
حزب التحرير Hizb-ut Tahrir İsveç Medya Bürosu |
Adres Bilgileri ve Web Sitesi Telefon: https://hizb-ut-tahrir.se/ |
E-Mail: info@hizb-ut-tahrir.se |