Fransa’da Cedar Konferansı (Paris 4) gerçekleştirildi. Konferansta uluslararası toplum, Lübnan’a 10 milyarı aşan imtiyazlı kredi taahhüdünde bulundu. Konferans, Lübnan parlamento seçimlerine bir ay kala yapıldı. Konferans sonrası Beyaz Saray, mevcut hükümete açıkça destek bildiriminde bulunan bir açıklama yayınladı. Açıklamada Başbakan Saad Hariri hükümetinin acil sorunlara ilişkin yaklaşım biçimi takdirle karşılandı. Beyaz Saray “Lübnan hükümetinin, sermaye yatırım planı ve gerekli reformları hayata geçirmeyi taahhüt ederek ekonomiyi güçlendirme planını”memnuniyetle karşıladı.

Malum, reform vaatleri, boş vaatlerdir ve sömürgeci Fransa’nın kurduğundan bu yana Lübnan’daki politik milis liderlerince dillendirilen vaatlerdir. Lübnan’da yolsuzluk oldukça yaygın ve giderek artmaktadır. Aklı başında bir insan, bu vaatlerin dürüst ve samimi vaatler olduğuna inanmaz. Kaldı ki sömürgeciler bile bunlara inanmaz.

Seçimlere bir ay kala yapılan Cedar Konferansı ve ABD Başkanı tarafından yapılan açıklama, ülke yönetiminin sömürgeci kontrolünde olduğunun göstergesidir. Sömürge, siyasal iktidar ve istismarcılar yoluyla ülkeyi yönetiyor. Üstelik ekonomi ve güvenlik gibi hassas sektörlerin yönetimi de sömürge kontrolündedir. Böylelikle Amerika, daha seçimler yapılmadan önce seçim sonuçlarını belirlemiş ve hoşnut olduğu siyasal eliti de önceden güçlendirmiş oluyor.

Burada Lübnan halkına sesleniyoruz!

Temsilciniz olduğunu iddia edenler, birer kukladır ve ipleri de yurt dışındakilerin elindedir. Daha bunu görmüyor musunuz? Kimisinin ipi İran ve Amerika’nın, kimisinin ipi Suudi Arabistan ve Amerika’nın, kimisinin ipi de doğrudan Fransa, İngiltere ve Amerika’nın elindedir. Bunlar, Cedar Konferansı’nda bu yozlaşmış ve köhne siyasal iktidara açıkça destek ilanında bulundular. Dolayısıyla seçimlerin sonucunu önceden belirlemiş oldular. Bundan önce ise içerideki siyaset bezirgânları, çıkarlarını ve ülkedeki hükümranlıklarını koruyup kollayan kanunlar yaparak seçimlerin kaderini belirledi. Meclis içinde muhaliflerin olduğundan dem vurarak insanları kandırmak için bazı “bağımsız” hareketlere yol verdiler. O halde bu seçimler oyununa katılım da niye?

Ey Lübnan halkı!

Seçimlere katılım, Lübnan’da siyaset bezirgânları ve milis liderlerin başlattığı suça katılım demektir. Seçimleri boykot etmelisiniz. Suça ortak olmamalı ve mevcut siyasi elite meşruiyet kazandırmamalısınız. Boykot, sadece siyasal sınıfa değil, aynı zamanda yozlaşmış mezhepçi politik sisteme de muhalif siyasi bir duruştur. Ülkenin çocukları arasında nefret ve ırkçılık yaymaya devam eden bu canavarca rejimi üreten sömürgeciye karşı da politik bir duruştur.