إِنَّمَا الْمُؤْمِنُونَ إِخْوَةٌ

"Müminler ancak kardeştir." ^{[Hucurat 10]}

Radyo Ozodlik, Nilüfer Rahim Canav'ın Özbekistan'ın Taşkent bölgesindeki Zingihito cezaevinde 4 Eylül 2014 günü 37 yaşındayken şehit düştüğünü ve dört çocuk annesi olduğunu bildirdi.

Nilüfer, Özbekistan'daki yakınlarını ziyareti sırasında terör kanununa aykırı davranarak sınırları aştığı suçlamasıyla 2012 yılında tutuklanmış ve 10 yıl hapse mahkûm edilmişti. Merhumun eşi Said Yunus Sitaravşi, "Yetkililerin emri uyarınca merhumun cenazesinin altı saat içinde Taşkent mezarlığına defnedildiğini ve cezaevi personelinin, onun ölüm keyfiyetini açıklamadığını" söyledi.

Özbekistan, yaklaşık 24,5 milyon nüfusa sahip Müslüman bir ülkedir. Resmi istatistiklere göre Müslümanların oranı %88, Hristiyan ve Ortodoksların oranı %9 ve diğer dinlerin oranı da %3'tür.

Yıllarca komünist rejim altında İslam dinine geri dönmenin arzusu ile yanıp tutuşan insanlar -özellikle gençler-, Sovyetler Birliği'nin yıkıldığı ilk yıllarda İslam'ın orijinal kaynakları olan Kitap ve Sünnetten İslam'ı öğrenmeye başladılar. Ancak yıkılan komünist devletin zulmünü miras alan baskıcı rejim, görülen bu müthiş değişikliği olumsuz kabul ederek, bu dine karşı şiddet politikasını benimsedi. Sistematik olarak Müslümanlara karşı baskıcı tağuti yöntemi izledi. Onlar hakkında ne bir ahit ne de bir yakınlık gözetti. Erkek kadın arasında ayrım yapmadı. Sadece Müslüman oldukları için dindar ve tertemiz birçok davet taşıyıcı ve diğer Müslüman kadınları tutukladı. Uyduruk gerekçelerle zor ve çok kötü şartlar altında onları hapishanelere tıktı. Orada onların en temel yaşam istekleri dahi temin etmedi. Bu durum cismani zayıflığa ve genel sağlık sorununa yol açtı. Nem ve güneşsizlik nedeniyle bazı kronik hastalıklar zuhur etti. Bazen işkence ve kötü muamele sonucunda, Nilüfer bacımız gibi şehit olanlar oldu.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Bürosu Kadınlar Kolu olarak biz, Nilüfer bacımıza Allah'tan rahmet ve mağfiret diliyoruz. Diktatör Kerimov ve onun mücrim rejimine de diyoruz ki, yavaş ol! Allah'ın izniyle hesap günü çok yakındır. Devletin zulmü bir anlıktır, ama hak kıyamet gününe kadar bakidir. Allah Subhânehu ve Teâlâ sözünden asla caymaz. Müslüman kadınlara ve özellikle de Hizb-ut Tahrir'li davet taşıyıcı bayanlara en kötü yöntemlerle yapılan işkenceyi asla unutmayacağız. Nilüfer bacımızın eşine ve çocuklarına da deriz ki, kadın erkek arasında ayrım yapmadan sırf Allah'ın hükümlerine bağlandıkları için Müslümanlar her yerde zalimler tarafından baskıya maruz kalsalar da Allah'ın zaferi çok yakındır. Yakında İslam'dan ve Müslümanlardan nefret eden mücrimlerden sizin intikamınızı alacağız. İslam ümmetini de deriz ki, daha ne zamana kadar sessiz kalacaksınız! Görmüyor musunuz? Doğru yol net ve açıktır. Ki o da kalkan olan ve onunla korunulan, arkasında savaşılan bir imam önderliğinde Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet Devletini yeniden kurmaktır. Bunun için çalışın ki dünyanın ve İnşaAllah ahiretin izzetine nail olasınız. Allahım Kerimov ve benzerleri hakkında inanan kavmin kalplerine şifa verecek günü bizlere göster. Nilüfer bacımızın şehadetini de kabul eyle. Allahım Âmin.

ثُمَّ نُنَجِّي الَّذِينَ اتَّقَوا وَّنَذَرُ الظَّالِمِينَ فِيهَا جِثِيًّا

"Sonra biz, Allah'tan sakınanları kurtarırız; zalimleri de diz üstü çökmüş olarak orada bırakırız." ^{[Meryem 72]}