Kabar internet sitesi, Kırgızistan Cumhuriyeti İçişleri Bakanlığı'nın basın bürosundan aktardığına göre Kırgız istihbaratının işbirliği ile İçişleri Bakanlığı'na bağlı başkent Bişkek'teki 10. Daire, Hizb-ut Tahrir'in kadın kollarının liderleri ve üyelerinin evlerine baskın yapıp aramalar yaptı. Evlerde yapılan aramalar sırasında birçok radikal yayınlar ele geçirildi.  2011 yılı, Kırgızistan'ın üçüncü Devlet Başkanı Almazbek Atambayev'in, 2011 Aralık ayının başlarında iktidara geldiği yıl olarak bilinir.

Bu yıl içinde Hizb-ut Tahrir gençleri ve özellikle de dindar ve takvalı bacılarımız, takibe maruz kaldılar. Bu andan beri onlarca tutuklamalar yanı sıra bacılara karşı birçok davalar açıldı. 1960 doğumlu beş çocuk annesi ve ikinci derecede özürlü Seyran Kinkibayiva, Hizb-ut Tahrir üyeliği suçlamasıyla 2014 yılında tutuklandı. Eylül ayında da 8 yıl hapis cezasına çarptırıldı. 1986 doğumlu, iki küçük çocuk annesi Gülzin Kackinov Orazbekova da tutuklandı ve üç yıl hapis cezasına çarptırıldı, ama infazı durduruldu. Mart ayında da 1985 doğumlu Zülfiya Amanova tutuklandı ve bir yıl hapis cezasına mahkûm edildi. Onun da infazı durduruldu. Nisan ayında ise istihbarat görevlileri, 1976 doğumlu Gomaza Toktobaviya'nın evinde arama yaptılar. Ardından Haziran ayında da 4 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Eylül ayında Celalabad bölgesinde 7 bacımız tutuklandı. 18 Kasım'da da yaşları 27'yi geçmeyen 4 bacımız daha tutuklandı. Kırgızistan Cumhurbaşkanı Almazbek Atambayev, bu davranışı ile Özbekistan Cumhurbaşkanı İslam Kerimov'u andırıyor. Öyle ki bir gün ansızın kadın ve çocuklarla mücadele etmeyeceğini ilan eden bu zalim diktatör, daha sözlerinin ıslaklığı kurumadan Özbekistan'da kadınları tutuklamaya başladı. Tutukluların çocuklarını alıp onları yetimler yurduna koydu ya da onları sokaklara attı. Ve şimdi de Almazbek Atambayev, zalim Kerimov'un izinden yürüyor.

Almazbek Atambayev'in Hizb-ut Tahrir'in kadın üyelerine karşı işlediği bu iğrenç cürümler ve düşük davranışlar, onun ahlaki ve fikri olarak çöktüğünü ve siyasi performans olarak da tükendiğini gösterir. Bir insan, nasıl kadın ve çocuklara karşı savaş açabilir? Saygınlığı olan biri asla savunmasız insanların peşine düşmez. Ayrıca onun fikri boşluk ve cehaleti de, tutuklamak gibi kadınlara karşı uygulanan fiziksel eylemde kendisini gösteriyor. Tutuklamanın ardından Hizb-ut Tahrir kadınlarının davet ettiği fikirler nedeniyle onlara karşı uyduruk davalar açılıyor. Bu, kadınların inandığı ve taşıdığı fikirlerle mücadele edemeyen Atambayev'in fikri iflasını gösterir. Atambayev, Müslüman ve bu halkın çocuklarından biridir. Ancak Rusya'daki fiili yöneticiler ve Batının baskısı altında kendi Müslüman halkına karşı mücadele veriyor, onlarla savaşıyor. Koltuğunu da halktan aldığı güçle değil, efendi ve hamisinden aldığı silah ve destekle zorla korumaya çalışıyor, efendilerini memnun etmek için uğraşıyor. İnsanları sefalet, yoksulluk ve şiddetli sıkıntılara maruz bırakarak ülke kaynaklarının yok olmasına izin veriyor. Sonra da Müslümanların peşine düşüyor, sadece erkekleri tutuklamakla kalmıyor, kadınları da tutukluyor. Bu korkunç durum, onun siyasi performansının tükendiğine ve iktidarının da bittiğine delalet eder.

Ey Müslümanlar! Hilafetin dünya siyaset sahnesinden silinmesiyle birlikte diktatörler, İslam'a, Müslümanlara ve insanlığa karşı iğrenç suçlar işlediler. Oysa Müslümanlara ait Müslümanlar tarafından yönetilen bir devletin olduğu günleri hatırlayın. O zamanlar zorbalar, Hilafet Devletinde uygulanan İslam kanunları ile kayıtlıydılar. Bu nedenle haydi durmayın, Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in metodu üzere Raşidi Hilafet Devletini geri getirmek için bizimle birlikte çalışmak üzere Hizb-ut Tahrir'e katılın. Çünkü Hilafet, zorbaların şerrini durduracak ve takvalı Müslümanları yalnızca Özbekistan ve Kırgızistan'da değil, dünyanın her yerinde onların kötülüğünden koruyacaktır.