16 Nisan 2015'de gece yarısı saat 01.00 sularında son dakika haber olarak geçen Dünya ve diğer üç kanal, "Yasaklı bir partinin bir parçası olan" Selman Cigranvi'nin tutuklandığını duyurdular. Bu dava, "Terörle mücadele" dairesi altında kayıtlara geçen ilk dava olduğu belirtildi. Haber kanalı Geo, bu yeni dairenin "Nefret yayınlarını dağıtmak" adı altında Selman Cigranvi'ye karşı dava açtığından bahsetti.

Bilindiği üzere Hizb-ut Tahrir, ideolojisi İslam olan siyasi bir partidir. Düşünce yapısı, ırk ve cinsiyeti ne olursa olsun herkes Hizbe üye olabilir. Hizb ut Tahrir yayınları, Müslüman ümmetin birliğine ve Hilafetin kurulmasına çağırır. Zira Hilafet, Allah Subhânehu ve Teâlâ tarafından farz kılınan İslam'ı kapsamlı bir şekilde uygulamanın bir aracıdır. Demek ki Hilafete davet etmek, "Nefret yayınları " olarak adlandırılıyor. Ayrıca İslam ve Müslüman ümmetin çıkarlarını korumak amacıyla Hizb, ideolojik olarak iflas eden, ihanet ve siyasi tavizlerine tek bir kelime ile bile gerekçe bulamayan yöneticileri muhasebe eder ve onların ihanetini ortaya çıkarır. Ama buna karşılık zalimlerin karşısında hak sözü söyleyenler, terörizm ve nefrete teşvik suçlamasıyla suçlanıyorlar. Amaç, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'i örnek edinen Müslümanları korkutmaktır. Allah Rasûlü'ne cihadın en üstün olanı hangisidir diye sorulduğunda,

كَلِمَةُ حَقٍّ عِنْدَ سُلْطَانٍ جَائِرٍ "Zalim otorite karşısında hak sözü söylemektir." yanıtını vermiştir. ^[Nesâi]

Selman Cigranvi, 13 Nisan 2015 tarihinde Raiwind'da ünlü Cigranvi kliniğinde gözaltına alındı. Cigranvi ailesi, bildiri dağıtmak yerine çeşitli hastalıklardan insanları iyileştirerek şifa dağıtıyor. Onun tutuklanması, 15 polis yardım hattına acil koduyla bildirildi. Bu gerçek, Rahil-Navaz rejiminin adamlarının hiçbir etik ve yasa tanımadığını ya da daha da önemlisi Hizbe karşı harekete geçmek için hiçbir İslami dayanakları olmadığını gösterir. Bu yüzden yalan ve iftiraları bir çare olarak görüyorlar. Daha da kötüsü bazı medya, haber nakletme etiğini defalarca çiğneyerek bu yalan haberleri kamuoyuna servis ediyorlar. Oysa Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

إِن جَاءَكُمْ فَاسِقٌ بِنَبَإٍ فَتَبَيَّنُوا "Eğer bir fasık size haber getirirse, onu araştırın" ^{[Hucurat 06]}

Çok sayıda medya kuruluşunun merkezi, Cigranvi'nin evinin yakınında olduğu halde tek bir medya bile Hiziple iletişime geçmedi.

Ulusal Eylem Planı, Amerikan planıdır. Amerika, Hilafetin dönüşünden çok korkuyor. Bu yüzden "Terörizmle mücadele " dairesi altındaki ilk dava, Hizb-ut Tahrir'e karşı olmuş oldu. Hizb, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in Sünnetini takip ederek Hilafeti kurmak için yalnızca siyasi ve entelektüel yöntemi kabul eder. Rejim ve onun Washington'daki efendileri, çok yakında kurulacak Hilafetin dönüşünü engelleyemeyecektir. Zira Hilafet, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in müjdesi ve Allah Subhânehu ve Teâlâ'nın vaadidir. Allah Subhânehu ve Teâlâ, zalim yöneticileri iman edip Salih amel işleyenler ile değiştirecektir. Hizb-ut Tahrir, tüm zorluklara rağmen zalimler karşısındaki dimdik duruşuyla ümmete liderlik etmeye devam edecektir.

وَالْعَاقِبَةُ لِلْمُتَّقِينَ

"...Ve akıbet, muttakiler içindir." ^{[Araf 126]}