Diktatör rejim, 21.11.2013 tarihinde Chelyabinsk'de İslami ümmete düşkün, zorba statükoyu değiştirmek ve ümmeti çektiği sıkıntılardan kurtarmak için çalışan beş Müslüman genci cezaevine koydu. Marat Pazariyov [1976], Roşat Valiyev [1982], Rinat Galiyolin [1978], Rinat İdiliyov [1980] ve Fadim Nazirov [1981] ‘dan her birine, Rusya'da iktidarı ele geçirme girişiminde bulunmak ve terörist faaliyeti desteklemek gibi uydurma suçlamalar yöneltildi. Mahkeme her birine 6 yıl hapis cezası, 150 bin ruble para cezası ve ek olarak da cezalarının bitiminden sonra bir yıl ev hapsi verdi. Soruşturma sırasında Hizb-ut Tahrir gençlerine yöneltilen suçlamaları kanıtlamak için herhangi maddi bir kanıt sunulmadı. Aksine lafebeliği, demagoji ve aldatmalar ile yetinildi. Hizb-ut Tahrir'in literatüründe iktidarı zorla ele geçirmek fikrinin varlığına değinen bazı filozofların sözleri delil olarak gösterildi. Şüphesiz ki bu tip kimseleri, Allah Subhânehu ve Teâlâ'nın şu sözü ne güzel niteliyor:  هَلْ أُنَبِّئُكُمْ عَلَى مَن تَنَزَّلُ الشَّيَاطِينُ تَنَزَّلُ عَلَى كُلِّ أَفَّاكٍ أَثِيمٍ  "Şeytanların kime ineceğini size haber vereyim mi? Onlar, her günahkâr yalancıya inerler." ^{[Şuara 221-222]}

Burada Moskova ve Ufa'da Hizb-ut Tahrir gençlerine yöneltilen benzer suçlamalar da var. Bunlar, Hubeyb ibn Adiyy'in başına gelenler ve Kureyş tarafından ona yöneltilen suçlamalar ile ne çok benzerlik arz ediyor. Allah Subhânehu ve Teâlâ onlar hakkında şöyle buyurdu:  قُل لَّن يُصِيبَنَا إِلاَّ مَا كَتَبَ اللّهُ لَنَا هُوَ مَوْلاَنَا وَعَلَى اللّهِ فَلْيَتَوَكَّلِ الْمُؤْمِنُونَ  "De ki: "Bizim başımıza ancak, Allah'ın bizim için yazdığı şeyler gelir. O, bizim yardımcımızdır. Öyleyse müminler, yalnız Allah'a güvensinler." ^{[Tevbe 51]}

Bu düşmancıl ve zalim eylemler, sadece Hizb-ut Tahrir üyelerine yönelik yapılmış değil, aksine bütün Rus Müslümanlarına karşı yapılmıştır. O eylemlerin nedeni, diktatörlük ve sonu yaklaşıp da gününü kurtarmaya çalışan kimselerin insanlıktan yoksun olmalarıdır. Ancak hak ve apaçık nurun doğuşuna, saf ve berrak İslam'ın dönüşüne engel olamayacaklar. Onların bu eylemleri, İslam ümmeti güçlendirecek, cehalet ve küfürden dünyayı kurtaracaktır.

İslam, Allah'ın izniyle Hizb-ut Tahrir'e mensup, ne güç ne para ne de silaha sahip olmayan Müslüman gençler eliyle yakında dönecektir. Sahip oldukları tek şey, Allah'ın vaadidir. Buna iman ettiler, Allah'ın izniyle yakında gerçekleşeceğini de yakinen kabul ettiler. الَّذِينَ قَالَ لَهُمُ النَّاسُ إِنَّ النَّاسَ قَدْ جَمَعُواْ لَكُمْ فَاخْشَوْهُمْ فَزَادَهُمْ إِيمَاناً وَقَالُواْ حَسْبُنَا اللّهُ وَنِعْمَ الْوَكِيلُ "İnsanlar, onlara "İnsanlar, size karşı asker topladılar, onlardan sakının" dediklerinde bu, onların imanlarını bir kat daha arttırdı ve "Allah bize yeter. O ne güzel vekildir!" dediler." ^{[Ali İmran 173]}