25 Şubat 2014 tarihinde sabahın erken saatlerinde MIA ve FSB memurları Başkurdistan Dyurtyuli Müslümanlarının evlerinde kitlesel arama yaptılar. Bununla Hizb-ut Tahrir davet taşıyıcılarına karşı suç dosyası uydurulmak istendi. Dün Hizbin üyelerine karşı açılan kovuşturmanın ana maddesi, Madde 282.2 CC RF [Vakıf ve aşırılık yanlısı bir organizasyona üye olmak] idi. Bugün ise Madde 205.5 CC RF [vakıf ve bir terör örgütüne üye olmak] adı altında tutuklandılar. Tutuklanan Hizb-ut Tahrir üyeleri: 1959 doğumlu Kutluyarov Gazim, 1975 doğumlu Salakhov Ilgiz, Khusniyarov Şamil 1979 doğumlu, Simonenko Ilshat, 1987 doğumlu ve Asylov Ruslan, 1987 doğumlu. Bunlar, vakıf ve terör örgütüne üye olmak suçundan tutuklandılar. İslami siyasi parti olan Hizb-ut Tahrir'in, dünyada terörist grup olarak kabul edildiği tek ülke Rusya'dır ve öyle de kalıyor. Hizbin, herhangi bir terör eylemine karıştığına dair hiçbir gerçek var olmamasına rağmen Müslümanlar, 20 yıl hapse mahkûm eden CC RF olarak bilinen en ciddi anti-terör maddesinden tutuklandılar. İslami hayata davet eden Müslümanlara saldırmak ile Rusya, bir kez daha ideolojik zayıflığını göstermiştir. Onlar, Hizb-ut Tahrir'in sırf İslami olduklarını beyan ettiği fikirleri terör ile eş değer görüyorlar. Müslümanlara karşı uydurulan yalan, hakkın yayılmasını asla durduramayacaktır. Aksine Allah Subhânehu ve Teâlâ nurunu tamamlayacaktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

يُرِيدُونَ أَنْ يُطْفِئُوا نُورَ اللَّهِ بِأَفْوَاهِهِمْ وَيَأْبَى اللَّهُ إِلا أَنْ يُتِمَّ نُورَهُ وَلَوْ كَرِهَ الْكَافِرُون "Allah'ın nurunu ağızlarıyla söndürmek istiyorlar. Oysa kâfirler hoşlanmasalar da Allah, nurunu tamamlamaktan başka bir şeye razı olmaz." ^{[Tevbe 32]} Bu yüzden bugün olduğu gibi İslami davetin başında Müslümanların kendilerine ait devletleri yoktu. Mekke'nin putperestleri, İslami daveti durdurmak istediler, Efendimiz Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem ve ashabının kovaladılar. Müslümanlar işkence gördüler, yasaklandılar, engellendiler ve yaşam yolunda başka zorluklarla karşılaştılar. Ama onlar, pes edip asla İslam'ı terk etmediler. Aksine Müslümanlar, hakka davet etmeye devam ettiler. Nihayet Allah Subhânehu ve Teâlâ Medine'de onlara yardım etti, onlara koruma sağladı ve bütüncül olarak İslam uygulandı. Böylelikle İslami Devlet kurulmuş oldu ve İnşaAllah İslami topraklara geri dönecektir. Tutuklanan Hizbin üyeleri, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in ashabı gibidirler. Şüphesiz ki onlar İslami ümmetin en hayırlı evlatlarıdır. Sad bin Ebi Vakkas'tan rivayet edildiğine göre Rasûl SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

يَا رَسُولَ اللَّهِ أَيُّ النَّاسِ أَشَدُّ بَلَاءً؟ قَالَ: الْأَنْبِيَاءُ، ثُمَّ الْأَمْثَلُ، فَالْأَمْثَلُ، فَيُبْتَلَى الرَّجُلُ عَلَى حَسَبِ دِينِهِ "Ya Rasûlullah! İnsanların bela yönünden hangisi daha şiddetli olur" dedim. "Nebilerdir! Sonra rütbece en üstün olanlardır! Kul dinine göre belaya uğratılır!" ^[et-Tirmizi] Zorbalara gelince, Mekke putperestlerinin başlarına geleni hatırlamalarını tavsiye ederiz. Çünkü onların yolundan gitmek, utanç ve aşağılanmayı beraberinde getirir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

إِنَّ الَّذِينَ فَتَنُوا الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ ثُمَّ لَمْ يَتُوبُوا فَلَهُمْ عَذَابُ جَهَنَّمَ وَلَهُمْ عَذَابُ الْحَرِيقِ "Şüphesiz mümin erkeklerle mümin kadınlara işkence edip, sonra da tövbe etmeyenlere; cehennem azabı ve yangın azabı vardır." ^{[Buruc 10]}