03 Nisan 2014 Perşembe günü, Stavropol bölge mahkemesi Hizb-ut Tahrir üyesi Abdürrahim Toshmotov'u [1988 doğumlu] 17 yıl hapis cezasına çarptırdı. Mahkeme, istihbarat servisinin yalanlarına dayanarak Mayıs 2013'te Stavropol kentinde terör eylemi hazırlığı içinde olmak suçlamasıyla Abdürrahim'i suçlu buldu. Abdürrahim Toshmotov, sadece Hizb-ut Tahrir ile İslam'a samimi bir davette bulunduğu için 17 yıl hapis cezasına çarptırıldı. Daha önce aşırılık gibi uydurma suçtan dolayı da bir yıl hapis cezasına mahkûm edilmişti. İstihbarat servisi elemanları Abdürrahim'i bir kaç kez cezaevinde ziyaret ettiler. Hizb-ut Tahrir'i bırakmadığı takdirde yeni bir dava ile karşı karşıya kalmakla tehdit ettiler. Cezaevinden tahliye olduktan sonra Abdürrahim, sürekli istihbarat tarafından takip edildi ve kısa bir süre sonra da evine silah konularak silah bulundurma suçlamasıyla tekrar tutuklandı. Daha sonra dava, silahla terör eylemi hazırlığı içinde olmak davasına dönüştü. Böylece istihbarat teşkilatı tehditler yöntemiyle bir kez daha samimi davet taşıyıcısını hapse attı. Uluslararası siyasi parti olan Hizb-ut Tahrir üyesini terör eylemi hazırlığı içinde olmak suçlamasıyla hapse atmak saçmalıktır. İstihbarat teşkilatının yaptığının hiçbir mantığı yoktur ve İslam'a davet ile mücadelede bundan başka yöntemleri de yoktur. Bütün dünya Hizb-ut Tahrir'in siyasi bir parti olduğunu ve tek silahının sözleri olduğunu bilir. Ama Rus istihbarat servisi, antiterör maddelerine [CC RF] dayanarak sürekli ceza davaları uyduruyor. Hizb-ut Tahrir'e yönelik bu kirli yalan, bütün İslami ümmet için aşikârdır. İstihbarat teşkilatının istediğinin aksine Hizb gün geçtikçe Müslümanlar arasında daha da güçleniyor. Çünkü Müslümanların gözleri, akılları ve adalet duygusu var. Rus yetkililer tarafından Müslümanlara karşı böyle uyduruk ceza davaları açmak, bir kez daha onların ideolojik tutarsızlığını gösterir. Onlar, Rusya'da İslam'ın nurunu nasıl söndüreceklerini bilmiyorlar. Bunun için mütemadiyen yalana sığınıyorlar. İslam'ın yayılmasına direnmeye çalışanlara hitaben diyoruz ki: Bizim hakkı taşımak için herhangi bir silaha ihtiyacımız yok. Çünkü biz, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in metodunu ve ondan sonra Sahabenin siyerini takip ediyoruz. İslam'ı taşırlarken onların tek silahı "La İlahe İllallah" idi. Allah Subhânehu ve Teâlâ'nın hakkın galip geleceğine dair vaadi de cabası. Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem ve ashabı, imtihana maruz kaldıkları gibi biz de İslam'a davette imtihana maruz kalacağız. İslam'a karşı mücadelede siz yeni bir şey getirmiyorsunuz. Ölümler, tutuklamalar, ekonomik abluka, sizden önce Kureyş'e fayda vermediği gibi size de asla fayda vermeyecektir ve nihayetinde siz de zelil olacaksınız. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu: سَيُصِيبُ الَّذِينَ أَجْرَمُوا صَغَارٌ عِنْدَ اللَّهِ وَعَذَابٌ شَدِيدٌ بِمَا كَانُوا يَمْكُرُونَ "Suç işleyenlere Allah katından bir aşağılık ve yapmakta oldukları hilekârlık sebebiyle çetin bir azap erişecektir." ^{[Enam 124]} Allah Subhânehu ve Teâlâ ile ahitlerine bağlılıklarından dolayı hapse attığınız kimseler, bugün ve gelecekte İslami ümmetin tarihinde kahramanlar olarak anılacaklardır. Allah Subhânehu ve Teâlâ onlara sabır ihsan eylesin ve onları en güzel şekilde mükâfatlandırsın. Ama aynı zamanda sizde yaptıklarınızdan dolayı adil bir cezaya çarptırılacaksınız. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu: وَمَنْ أَوْفَىٰ بِمَا عَاهَدَ عَلَيْهُ اللَّـهَ فَسَيُؤْتِيهِ أَجْرً‌ا عَظِيمًا "Ve kim de Allah'a olan ahitlerine vefa ederse, o zaman ona en büyük mükâfat verilecektir." ^{[Fetih 10]} Efendilerinin isteğini yerine getirmek için Müslümanlara zulüm ve işkence edenlere gelince, bunlar, Müslümanlara işkence eden ve öldüren Kureyş'in köleleri gibidir. Ancak Allah Subhânehu ve Teâlâ bütün günahkârlardan intikam alarak müminlere yardım sözü verdi. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu: فَانْتَقَمْنَا مِنَ الَّذِينَ أَجْرَمُوا وَكَانَ حَقًّا عَلَيْنَا نَصْرُ الْمُؤْمِنِينَ "Bunun üzerine mücrimlerden intikam aldık. Müminlere yardım, Bizim üzerimize hak oldu." ^{[Rum 47]}