Naperezina Chelny Bölge Mahkemesi, 30 Eylül günü dört Hizb-ut Tahrir üyesini hapse mahkûm etti. Mahkeme, bu Müslümanları Rus Ceza Kanunu'nun 282. [İnsan onuruna hakaret yanı sıra kin ve düşmanlığı körüklemek] maddesi ve aynı kanunun 282/2 [aşırı örgüt faaliyetlerine katılmak] uyarınca suçlu buldu. 1973 doğumlu Raazabov Polat, bir yıl dört ay hapis cezasına çarptırıldı. 1969 doğumlu Banzarov Oybek, 1971 doğumlu Besirov Redif ve 1983 doğumlu Koçkarov Remel adlı müminler de infazı ötelenmek şartıyla bir yıl hapis cezasına çarptırıldılar. Chelyabinsk bölgesinin Rus Federal Güvenlik Servisi yetkilileri, 2 Ekim 2014 tarihinde Rusya Federal Merkezi Güvenlik Servisi personeli ve Chelyabinsk bölgesinin Rus İçişleri Bakanlığına bağlı Güvenlik Genel Müdürlüğü yetkilileri eşliğinde, dört Hizb-ut Tahrir üyesini tutukladılar. Evlerinde arama yaptılar. Rus Ceza Kanunu'nun 205/5 maddesinin 2. fıkrası [Terör örgütü faaliyetlerine katılmak] uyarınca tutuklayarak haklarında adli takibat başlattılar. 1982 doğumlu Habirov Salavat, 1989 doğumlu Şems Dinov Renate, 1988 doğumlu Şaymov Alfred ve 1983 doğumlu Mirow Orawiczon 5 ila 10 yıl arasında hapis cezasına çarptırılmakla karşı karşıya kalacaklar. Tutuklu Habirov Salavat'ın ağabeyi Habirov Vadim, daha önce tutuklanıp Hizb-ut Tahrir'e üye olmak suçlamasıyla hapis cezasına çarptırılmış, 12 Eylül 2014'de serbest bırakılmıştı. İşte serbest bırakılmasının üzerinden çok uzun zaman geçmeden küçük kardeşin tutuklanması gerçekten dikkat çekicidir.

Naperezina Chelny'de hapse mahkûm edilen Müslümanlar ile onların Çelyabinsk'ta tutuklanan kardeşleri, her iki durumda da Rus Ceza Kanunu'nun 282. maddesi temelinde Müslümanları suçlamak için kullanılan madde uyarınca suçlu bulundular. Bu madde, 27 Eylül 2013 tarihinde Rusya'nın tüm bölgelerinde başlatılan "Hepimiz Kuranı korumak için varız" kampanyasının düzenlenmesi sonrasında yasalaşmıştı. Yetkililerin soruşturması sonrasında "Başörtüsünü yasaklamakla bacılarımızı elbisesiz bıraktılar" ve "Rusya'da Müslümanları tutuklayarak öldürüyorlar" sloganları suç kabul edildi. Hâlbuki bu sloganlar, sadece Rusya'nın mücrim gerçeğini tanımlıyordu. Dolayısıyla o Müslümanlar, kamuoyu önünde bu gerçeği deşifre ediyor, sadece Rusya'daki genel duyguyu ifade ediyor ve yetkililerin suç işlediklerini söylüyorlardı.  

Bu, Özel Güvenlik Kurumlarının inancımızı sarsmak ve tutumumuzu istikrarsızlaştırmak için çalıştığı anlamına geliyor. Faaliyetlerinde barışçıl insanlar olarak tanınan Müslümanlar, Müslüman bölgelerdeki komşuları tarafından terörizmle suçlanıyorlar. Bu da kamuoyuna bakılmaksızın Rus Gizli Servisinin, kafasına göre çalıştığını kanıtlar. Bu nedenle bu korkunç suç taktiklerinin, Hizb-ut Tahrir üyelerine karşı kesintisiz devam ettiğini görüyoruz. Bu taktikler, özel güvenlik servisinin baskısıyla Rusya liderliği tarafından seçilen yöntemlerdir. Bununla birlikte tutuklamaların sayısı ne olursa olsun, ne kadar çok madde uydurup uygulasalar da, Raşidi Hilafet davetçilerine verilen cezalar hangi boyuta ulaşırsa ulaşsın, Özel Güvenlik Kurumlarının çatışması, Müslümanlara zulüm ve baskıları yasadışı olarak kalacaktır. Çünkü bunlar, haksız yere Hizbin faaliyetlerini yasaklama temeline dayalıdır. İşte biz, bir kez daha ilan ediyoruz ki Hizb-ut Tahrir üyelerinin mahkûm edildiği davalar ve suçlamalar, sahte suçlamalar ve uyduruk davalardır. Masum bir kişiyi hapse atmak ve onu özgürlükten mahrum etmek, büyük bir suçtur. Buna neden olan ya da ortak olan herkes, er ya da geç bundan sorumlu tutulacak ve hesaba çekilecektir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

وَلَا تَحْسَبَنَّ اللَّـهَ غَافِلًا عَمَّا يَعْمَلُ الظَّالِمُونَ إِنَّمَا يُؤَخِّرُهُمْ لِيَوْمٍ تَشْخَصُ فِيهِ الْأَبْصَارُ مُهْطِعِينَ مُقْنِعِي رُءُوسِهِمْ لَا يَرْتَدُّ إِلَيْهِمْ طَرْفُهُمْ وَأَفْئِدَتُهُمْ هَوَاءٌ "Sakın, Allah'ı zalimlerin yaptıklarından habersiz sanma! Allah, onları ancak gözlerin dehşetle bakakalacağı bir güne erteliyor. O gün başlarını dikerek (çağırıldıkları yere doğru) koşarlar. Gözleri kendilerine bile dönmez, kalpleri de bomboştur." ^{[İbrahim 42-43]}