Hizb-ut Tahrir / Rusya Medya Bürosu, bazı Rus medyasında yer alan ve Hizbi, sürücüleri öldürmek ve soygun yapmakla suçlanan GTA Çetesi ile ilişkilendirmeye yönelik yapılan haberler hakkında açıklama yapılmasının kaçınılmaz olduğunu ifade ediyor. 2014 Aralık ayı başında bazı yazarlar, Hizb-ut Tahrir üyelerinin suç ve soygun işine karıştıklarını iddia ettiler. Daha önce de özellikle LifeNews kanalı tarafından benzer bazı girişimler oldu. O zaman o televizyon kanalı tarafından yayınlanan raporu saçma ve ciddiyetten yoksun bulduğumuz için cevap verme gereği duymadık. Ancak 2 Aralık'ta Rosbalt ajansı, bazı güvenlik kaynaklarına dayanarak GTA Çetesi'nin liderlerinden birinin Hizb-ut Tahrir destekçilerinden olduğunu iddia edince şoke olduk. Ertesi gün Sputnik sitesinin de bu iftira furyasına katılacağını beklemiyorduk.

Kamuoyu ve medya, Hizb-ut Tahrir üyelerinin kesinlikle bu tür konularla hiçbir ilişkilerinin olmadığının farkına varmalıdır. Sputnik sitesi de dâhil olmak üzere bazı Rus medyasının, GTA Çetesi üyesinin yakalandığına dair haberleri ilk önce görmezden gelmeleri, ama daha sonra hızlı bir şekilde tutum değiştirip servis etmeleri gerçekten çok şaşırtıcıdır. Biz, bu çete ile ilgili gelen haberlerin çelişkili ve saçmalıklarla dolu olduğu konusunda medyaya katılıyoruz. Onun için detaylara girmek yakışık kaçmaz.

Aksine biz, o çetenin İslami siyasi parti Hizb-ut Tahrir ile ilişkisi olduğuna dair medya çevrelerinde dolaşan iftiraların profesyonel gazetecilik mesleğine yakışmadığını belirtmek isteriz. Bu tür haberler, ya hayal ürünüdür ya tantana çıkarmak içindir ya da güvenlik güçleri tarafından servis edilmek amacıyla masalara konulan yalan yanlış haberlerdir. Daha önce de Nijniy Novgorod kentinde bazı Orta Asya vatandaşları tutuklandığı zaman bu gibi benzer iftiralar atılarak profesyonelliğe yakışmayan tavırlar olmuştu. İki yıl önce güvenlik güçleri, bazı göçmen işçilerini tutukladıklarında, tutuklanan işçilerin Hizb-ut Tahrir üyesi oldukları ve şehir merkezinde halka açık yerlerden birinde büyük bir saldırı hazırlığı içinde oldukları iddia edilmişti. 17 Ekim 2014 tarihinde "Nijniy Novgorod Mosksvskiy Komsomolets Gazetesinde Yayınlanan Bir Haberi Tekzip" başlıklı basın açıklamamızda biz bu iftiralara yanıt vermiştik. Ki zaten daha sonra da Nijniy Novgorod saldırısı teröristi ile kişisel olarak tanışan Rusya Gazeteciler Federasyonu üyesi Vidadi Abbasov da bizim söylediklerimizi aynen doğrulamıştı. 28 Kasım 2014 tarihinde Vesti iz haber sitesi, Vidadi Abbasov'un "Korku ve çıkarlar" başlıklı bir makalesini yayınladı. Makalede Abbasov, ünlü birine göre bu göçmenlerin Hizb-ut Tahrir ve saldırılar ile hiç bir ilişkilerinin olmadığını yazdı. Makalesinde onlar ile yapılan toplantıdan belli pasajlar aktardı: "3 göçmenin [Göçmen işçiler] oturdukları yere gittim. Bana olanları anlattılar: "Ülkemizden biri bizden 150 bin ruble aldı ve kalıcı çalışma belgesi alacağına dair bize söz verdi. 3 ay geçti ama belgelerimizi getirmedi, paramızı da geri vermedi. Bunun üzerine biz ona kendisini Emniyet Müdürlüğü'ne şikâyet edeceğimizi söyledik. O gece maskeli adamlar evimize baskın düzenledi ve bizi duvara dayadılar. Daireyi aramaya başladılar, ama şüpheli hiç bir şey rastlamadılar. Sonra elimize el bombası tutuşturup fotoğraf çektiler. Diğerleri ise çekmecenin birinden bazı kitaplar çıkarıp "Siz aşırılık yanlısı kişilersiniz" dediler. Ardından bizi Emniyet Müdürlüğü'ne götürdüler. İki gün gözaltında tuttular. Bugün bizi serbest bıraktılar. Biz, ekmek parası için çalışan işçileriz. Tam olarak bizden ne istiyorlar?"

"El bombası bulunan gerçek teröristler kesinlikle serbest bırakılmayacak. Güvenlik güçlerinin de iddia ettiği gibi olaya karışanlar neredeyse bütün Nijniy Novgorod şehrini havaya uçuracaklardı!" Bu sözler, güvenlik güçlerinin medyada çıkan yalan raporlarından çok daha fazla ikna edicidir. Biz, gazetecilere mesleki etiklerini korumalarını, yalan haberler yayınlayarak "Sarı gazetecilik" seviyesine düşmemelerini hatırlatırız. Kişisel çıkarlar için İslamofobi duygularını istismar etmenin hiç bir kıymeti harbiyesi yoktur. Son olarak yine Abbasov'un makalesine dönerek onun bazı sözlerini aktarmanın faydalı olacağını düşünüyoruz: "Şuan insanları İslam ile korkutmak modadır ve gelir kaynağı haline geldi. İslamofobi duygularını kışkırtmak için para ödüyorlar. Bu sadece Rusya'da böyle değil. Ülkede ekonomik kriz var. Bundan rahatsız olan insanların sayısı güç geçtikçe artıyor. Bir göçmen işçisi artsa ya da bir işçi eksilse bile bizim onları teselli etmemiz gerekir! Öyle değil mi?"