23 Ocak 2015 tarihinde Müslümanlar, Fransız gazetesinde yayınlanan Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem ve İslam ümmetine hakaret karikatürlerini kınamak için Mahaçkale merkez caminde toplandılar. İnguşetya ve Çeçenistan'daki gösterilerin ardından Dağıstan'da düzenlenen bu etkinlik, üçüncü etkinliktir.

Kuzey Kafkasya Cumhuriyetlerinde gerçekleşen bu etkinlikler, Rusya'daki Müslümanların dinleri ve akidelerine olan düşkünlüklerini ortaya çıkardı. Çeçenistan'da düzenlenen büyük miting, bunun en güzel örneğidir. Yetkililer, Müslümanların katılımı için her türlü koşulları hazırladı. Etkinliğin yapılacağı günü resmi tatil ilan ederek herkesi gösteriye katılmaya davet etti. Basında çıkan haberlere göre Grozni'de gösteriye katılanların sayısı 2 milyona ulaştı. İçlerinde Rusya'nın farklı bölgelerden gelen insanlar da var. Bu da Müslümanlardaki İslami duyguların ne kadar güçlü olduğunu gösterir. Şayet bu tür etkinlikler, diğer hadiselerde de yasaklanmasa, Müslümanlar birbirini koruyup kolladığı için bundan çok daha büyük gösterilere tanık olurduk. Okullarda başörtüsü ve İslam kültürü külliyatının yasağı, davet taşıyıcılarına yönelik sahte suçlamalar ve İslam karşıtı diğer siyasi olaylara karşı isyan edip bayrak açarlardı.

Ama bu kez durum farklı. Zira İslam karşıtı duygular, bu sefer kendisini Batı ülkelerinde gösterdi. Bilindiği üzere son zamanlarda Rusya'nın Batı ülkeleri ile ilişkileri gergin. Bu yüzden Rusya, bu durumu istismar etmeye kalktı. Batının aksine Müslümanların duygularını savunanın kendisi olduğunu Müslümanlara göstermek istedi. Ayrıca bu kaynaşma ve etkileşim, ülke imajının iyileştirilmesi üzerinde olumlu bir etkisi de olabilir. Çünkü ülkede yaşayan Müslümanlar, her türlü kesimden sürekli baskı görüyorlar. Mitinge katılan yetkililer, kalabalığa hitaben yaptıkları konuşmalarda karikatürleri kınamalarının yanı sıra Rusya'ya bağlılıklarına da vurgu yaptılar. Hatta daha da ötesi Rusya'ya hak etmediği bir portre çizdiler. Zira defalarca "Rusya'nın Müslümanlar için ideal koşullar yarattığını" dile getirdiler.

Diğer yandan ise yetkililer, Rusya'daki 20 milyon Müslümana hakarete yanıt verilmediğinde, mevcut siyasi koşullar altında spontane yürüyüşler doğurabileceği endişesinden korktular. Bu yüzden Çeçen lider Ramazan Kadirov, "Müslümanlar, Rusya'daki mevcut rahatsızlığın istismar edilmesine hiç bir şekilde izin vermemelidir. Biz her zaman Rusya'da Müslümanların güvenilir savunucuları olduk. Bugün biz, ülkemize yapılacak herhangi bir saldırıya yanıt verebiliriz." diye konuştu. Rus makamları, kontrol dışı herhangi bir protestoyu kesinlikle istemiyor. Nüfusun büyük kesiminin hoşnutsuzluğunu ortaya çıkarmasından ve ülkenin istikrarını sarsmasından korkuyor. Bu nedenle yetkililer tarafından organize edilen bu gösteri, Batı ile gergin ilişkilerin ve bozulan siyasi durumun dikte ettiği zoraki bir adımdır.

Daha önce "Rusya'da ılımlı İslam" çağrısı yapan "Rusya'nın dini yetkilileri", bugün Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem'e hakaretin dünyada 1,5 milyar Müslümana hakaret olduğunu söylemek zorunda kaldılar. Bu da "din adamlarının" şunun çok iyi farkında olduklarını gösterir; İslam, tekdir, vatan ve millet mefhumuna asla boyun eğmez. Ancak bu tür konuşmalar, sadece normal koşullarda yasaklanır. Hatta birçok siyasetçi ve popüler insan, eşyayı olduğu gibi adlandırmaya başladı. Örneğin İnguşetya'da düzenlenen gösterinin sonuç bildirgesi, Batı hükümetlerini "yıkıcı" olarak tanımladı ve "dinler arasında ilişkilerin kötüleşmesini" amaçladığını belirtti. İnguşetya Cumhuriyeti Başkanı Yunusbek Yevkurov da "Müslümanların en kutsal saydığı insan olan Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in karikatürlerini yayımlamak, bazı Batılı ülkelerin sergilediği aşırılık yanlısı tutumdan başka bir şey değildir." ifadelerini kullandı.

Hatta birçokları başlangıçta olaya ilişkin resmi açıklamaya şüphe ile yaklaştılar ve bunu bir provokasyon ve başka bir durumun başlangıcı olarak kabul ettiler. Dolayısıyla mevcut siyasi durum, insanları yozlaşan Batı değerleri hakkında açıkça konuşmaya, Batı'nın İslam karşıtı politikasının özünü deşifre etmeye sevk etti. Sözlerinin, Kremlin'in resmi pozisyonuna aykırı teşkil edeceği endişe ve korkusu taşımadılar.

Müslümanlara gelince, Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in onurunu savunma refleksi ile hareket ettiklerinde hiçbir şüphe yoktur. Her ne kadar yetkililer, İslam'ı milliyetçilik ve ulusalcılık ile karıştırmaya çalışsalar da, kalabalığın, Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem'e olan sevgisini göstermek ve hakarete maruz kalmasını önlemek amacı dışında başka bir amacının olmadığı açıktır. Bu, yüz binlerce Müslümanın yürüyüşe katılmasından, birliğe vurgu yapılmasından, dinlerine olan düşkünlüklerinden, eşrefi mahlûkatın efendisi Muhammed SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in onurunu savunmalarından kolayca anlaşılabilir. Bu yürüyüşler, Müslümanların Peygamber SallAllahu Aleyhi ve Sellem ve dine olan derin sevgi ve duygularını yansıtır. İslam'ı savunmak için her şeyi feda etmeye hazır olmak duygusu, Müslümanlarda bugün aniden ortaya çıkmış bir duygu değildir. Aksine her Müslümanın yüksek bir değer olarak iman ettiği İslam akidesi temeline dayanmaktadır. Ümmetin çıkarı, herhangi bir hakaret ya da aşağılamanın yanıtsız ve kalmamasını gerektirir. İşte ancak o zaman bizler, haklarında Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem'in şöyle buyurduğu kimseler zümresinden olabiliriz:

خِيَارُ أُمَّتِي أَوَّلُهَا وَآخِرُهَا، وَبَيْنَ ذَلِكَ ثَبَجٌ أَعْوَجُ لَيْسُوا مِنِّي وَلَسْتُ مِنْهُمْ "Ümmetimin en hayırlısı başı ve sonudur. Ortasında ise bulanıklık vardır. Onlar benden değil, ben de onlardan değilim."

Rus yetkililer, Müslümanların duygu ve düşüncelerinin bir olduğunun farkında olmalıdır. Ve ayrıca Müslümanların akidelerinden de asla vazgeçmeyeceklerini öğrenmek zorundadır. Eğer gerçekten Rusya, ülkedeki dinler arasında barış ve esenlik istiyorsa, o zaman Müslümanlara barış içinde ibadetlerini uygulama hakkını vererek İslam'a ve Müslümanlara yönelik tutumunu değiştirmelidir.