Dört yıldan fazladır kuşatma altında olan Deraya halkı ve mücahitler, çok büyük destanlar yazdılar. Allah yolunda büyük fedakârlıklar yaptılar. Katliam ve yıkım araçlarını kullanan Şam yönetimi ve işbirlikçilerinin vahşi saldırıları karşısında aslanlar gibi sebat ettiler. Barbarlık saldırıları tüm dünya tarafından ayakta alkışlandı. Kirli politik para bağımlısı grupların komutanları ile Şam devriminin entrikacı destekçileri de Deraya halkına alenen ihanet ettiler... Onca fedakârlıkların, Deraya halkına ihanet eden grupların ve komşu ülkelerdeki yöneticilerin vurdumduymazlığının ardından 26 Ağustos 2016 Cuma günü müzakereciler bir anlaşmaya vardılar. Anlaşma uyarınca uluslararası Kızıl Haç gözetiminde Deraya halkı Sehnaya’ya, mücahitler de İdlib’e tahliye edilecek. El Cezire kanalının bildirdiğine göre rejim adına müzakere yapan heyetin başkanı, dördüncü tugay komutanının kızı, Deraya halkı ve mücahitleri soykırımla tehdit etti.

Ey mübarek Suriye devrimi Müslümanları! Grupları sürekli uyardığımız kirli politik paranın sonuçlarını görüyorsunuz. Gördüğünüz gibi bu kirli para nedeniyle elleri kolları bağlanan bu gruplar, Deraya ve diğer kentlerdeki kardeşlerinizi kaderlerine terk ettiler. Rejimi korumak ve düşüşünü önlemek amacıyla para babaları tarafından belirlenen kırmızı çizgileri aşamıyorlar, onların kararlarına uyuyorlar. Para babaları bu grupların iradelerini ellerinden aldılar. Sadece tali çatışmalara izin veriyorlar. Rejimin temellerini sarsacak, Şam ve Sahil bölgesinde kökünü dinamitleyecek çatışmalara girmekse, para babaları tarafından yasaktır. Sivillerin ve savaşçıların Deraya’dan tahliyesini ön gören anlaşmayla rejim, Şam’a yönelik çatışma riskini de böylece bertaraf etmiş oldu. Zira Şam çatışması rejimin ölümü demektir. Bu yüzden mücahitleri Şam’dan uzak tutmak için çalışıyor. Rejim, anlaşma ya da ateşkes yoluyla Deraya da yaptığını diğer bölgelerde de yapmaya çalışacaktır.

Ey Şam diyarındaki mücahitler! Kuşkusuz iradelerini ve kararlarını kâfir Batı bağımlısı ajan ülkelere ve Şam devrimi düşmanlarına ipotek edenler, çeşitli bahaneler ve gerekçelerle üzerlerine bir yol verenler, Suriye halkının kurtuluş ve zaferini gerçekleştiremezler. Aksine hem kendileri hem de arkasındakileri engin denizlerde boğacaklardır. Allah’ın kendilerine olan vaadine inanan adam gibi adamlar ancak Şam topraklarında destan yazabilirler. Bunlar, kendi karar ve iradelerini kendileri alırlar. Sadece Allah’a kulluk ederler. Hakkıyla O’na yardım ederler. Halka ve ümmetlerine destek olurlar. Nifaksız iman fustatının yanında yer alırlar. Böylece Allah’ın dinine, Şam halkına ve ümmete yardım ederek Allah’ın şu sözüne icabet ederler:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آَمَنُوا كُونُوا أَنْصَارَ اللَّهِ “Ey iman edenler! Allah’ın yardımcıları olun.” ^{[Saff 14]}

Hizb-ut Tahrir / Suriye Vilayeti olarak biz, bütün Muhlisleri Allah Subhânehu ve Teâlâ karşısında sorumluluk taşımaya ve kararımızı düşmanların iradesine ipotek edenlere engel olmaya davet ediyoruz. Tüm grupları özellikle de birilerine bağımlı olanları, bu destekçi ülkelerle bağlarını kesmeye çağırıyoruz. Halkımızın fedakârlıklarına ve şehitlerimizin kanını ihanet etmeyin. Umarız Deraya’da yaşananlar ve ihanet, dünya ve ahirette zillet ve hüsran uçurumuna yuvarlanan grupları uykularından uyandırır. Bilin ki alınlara vurulan bu utanç damgası, destekçi ajan ülkelerin iplerini kesmek, yalnızca Allah’ın ipine sarılmak, masum Şam halkının yardımına koşmak ve Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet Devleti projesi için çalışmakla ancak silinebilir. Allah’a tevekkülden sonra kendimize ve düşmanlarımızdan elde ettiğimiz silahlarımıza güvenmeliyiz. Karar ve irademize sahip olmalıyız. Allah’ın zafer ve hâkimiyet vaadine inanmalıyız. İzzet, zafer ve kurtuluşumuz budur. Aksi halde yok olup gideriz, hüsrana uğrarız.

Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurmuştur:

وَإِنْ تَتَوَلَّوْا يَسْتَبْدِلْ قَوْمًا غَيْرَكُمْ ثُمَّ لَا يَكُونُوا أَمْثَالَكُمْ “Eğer O’ndan yüz çevirirseniz, yerinize sizden başka bir toplum getirir, artık onlar sizin gibi de olmazlar.” ^{[Muhammed 38]}