Özellikle kurtarılmış bölgelerde aylardır kuşatma altında yaşayan Halep halkına korkunç katliam ve soykırım yapılıyor. Cani rejim ve Rus ordusuna ait savaş jetleri her gün kenti semalarında uçuyor. Savaş jetleri, kuşatma altındaki halkımızın iradesini kırmak ve intikam almak için tüm dünyanın gözleri önünde, başta da yalan yere Suriye halkının dostları ve devrimin destekçileri olduğunu iddia edenlerin gözleri önünde enva çeşit füzelerle, varil bombasıyla ve deprem etkisi yaratan bombalarla kenti bombalıyorlar. Sanki gözler kör, kulaklar sağır olmuş, hilekârların entrika ve komplosu ne görülüyor ne de işitiliyor. Tüm bunlara rağmen Halep halkı sabrediyor, sorguluyor. Ellerini göğe kaldırarak Allah’tan zafer ve yardım talep ediyor. Ümmetin samimi evlatlarından yardım istiyor.

Ey sabırlı müminler! Ey Biladu’ş Şam’daki samimi mücahitler!

Kuşkusuz kâfirler ve caniler, sizi devrim sabitelerinden saptırmak, iradenizi kırmak, çözümlerini kabul edip boyun eğdirmek için tüm imkânlarını seferber ettiler, hileler kurdular. Sizin “Sadece Allah’a boyun eğeriz”sloganı, onları kızdırıp deliye döndürdü. Güçleriyle, onların hile ve sahtekârlığına inananların desiseleriyle hedeflerine erişebileceklerini sandılar. Ama hayal kırıklığı ve hüsrana uğradılar. Çünkü Allah Subhânehu ve Teâlâ Şam topraklarına ve Şam halkına kefil olmuştur, kendilerine samimi mücahitler bahşetmiştir. Hoş geldiniz ey muhtesipler.

Sadece Allah’a inanmalıyız. Akidemizden fışkıran, Rabbimizi razı eden, kurtuluşumuz, izzetimiz ve zaferimiz olan tek bir proje etrafında bütünleşerek hakkıyla Allah’a yardım etmeliyiz. Haydi, sadece Allah’ın ipine sarılın, hilekâr destekçi ülkelerin iplerini kesin. Sahtekârlıkları ayın on dördü gibi apaçık ortadadır. Kim Allah’tan zafer bekliyorsa ve Şeriatın hakemliğini istiyorsa, o zaman sadece Allah’a tevekkül etsin. Sadece ve sadece Allah’tan zafer ve yardım beklesin. 

Şehitlerimizin kanı, halkımızın fedakârlığı, kuşatma altındaki insanlarımızın acısı ve göçmenlerin sıkıntısı konusunda Allah’tan korkun. Sakın bu acı ve fedakârlıklarımızı destekçi ülkelerin kırmızı çizgilerini aşmamak ve iradelerine bağlı kalmak adına ziyan etmeyin. Ölümcül müzakereler nedeniyle kanlarımızı heder etmeyin. Kaderinizi düşmanlara ve kan komisyoncularının eline teslim etmeyin. Size hayat veren, halkı ve devrimi kurtaran, düşmanların tuzağını başlarına geçiren Kuranın çağrısına icabet edin. Sizden önceki samimi müminler bu çağrıya hayat vermiştir. Onlar, Allah’ın yardımı gelen kadar başlarına gelen her şeye sabrettiler. İşte gerçek kurtuluş ve sevinç budur. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا إِنْ تَنْصُرُوا اللَّهَ يَنْصُرْكُمْ وَيُثَبِّتْ أَقْدَامَكُمْ “Ey iman edenler! Siz Allah’ın dinine yardım ederseniz, O da size yardım eder, ayaklarınızı savaşta sabit kılar.” ^{[Muhammed 7]}