Tunus’un Avrupa Birliği ile “stratejik ve kapsamlı ortaklık” konulu bir mutabakat zaptı imzalamasından bir ay sonra, Tunus ile İtalya özellikle de Menzel Tamim ile Sicilya arasındaki elektrik ara bağlantı projesinin finansmanını desteklemek için Avrupa Komisyonu’ndan 300 milyon avrodan fazla para aldığı duyuruldu. 08 Ağustos 2023 tarihinde Tunus Elektrik ve Gaz Şirketi ile İtalyan elektrik operatörü “Terna”, bu projenin altyapı gelişiminin finansmanını desteklemek için Avrupa Komisyonu ile 307 milyon avro tutarında bir hibe anlaşması imzaladı. Bu tutara ek olarak İtalya, projeye 270 milyon avro değerinde katkı sağlayacak. Tunus, elektrik trafo merkezinin inşaatını hızlandırmak için 22 Haziran 2023 tarihinde Dünya Bankası’ndan yaklaşık 250 milyon avro kredi almak zorunda kaldı. Yanı sıra ülkenin boğucu bir mali ve ekonomik krizle boğuştuğu bir dönemde Tunus hükümeti, Tunus Elektrik Şirketi’nin yeniden yapılandırılması için Avrupa İmar ve Kalkınma Bankası’ndan 300 milyon avro kredi aldı. Tabii ki bunun bedelini ülke halkı ödeyecek. Bu yozlaşmış sistemin kötü davranışlarına karşı halktan daha fazla kemer sıkması ve sabır göstermesi istenecek.

Tunus Elektrik ve Gaz Şirketi CEO’su Hicham Annan, “Bu anlaşmanın, Avrupa ile Kuzey Afrika arasında gerçek bir enerji köprüsünü etkinleştirmek için stratejik bir adım olduğunu” söyledi.

Bu bağlamda Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti Medya Bürosu olarak biz, kamuoyu ile aşağıdaki hususları paylaşıyoruz:

Birincisi: Tunus’un enerji alanında Avrupa’ya bağlanması konusunda daha önce uyarmıştık. Bunun iğrenç bir kötülük olduğunu, sadece daha fazla yağma ve tahakküm ve daha fazla bağımlılık ve aşağılanma anlamına geldiğini söylemiştik. Şimdi de görüyoruz ki rejim, Avrupalı ​​efendisinin enerjiyi güvenliğini temin etmenin derdinde. Borca batmış bir halkın kaderi hakkında en ufak bir endişe duymuyor.

İkincisi: Ayrıca Kuzey Afrika’yı enerji alanında Avrupa’ya bağlamanın amacının, yenilenebilir enerji kaynaklarını ve kaynaklarını kontrol altına almak olduğunu da söylemiştik. Avrupa, fosil enerjiyi kontrol altına alıp yağmaladıktan sonra yenilebilir enerji kaynaklarını da kontrolü ele alacaktır. Tunus’un hiçbir payı olmayacaktır, sadece ucuz işgücü temin edecek ve Avrupa için altyapı sağlayacaktır. Bütçe açığını, yoksulluğu ve bağımlılığı şiddetlendiren öldürücü krediler yoluyla bu altyapının maliyetini kat be kat Tunuslular ödeyecektir. Bu rejim daha ne kadar inadını sürdürecek ve kölelik politikası izleyecek? Daha ne zamana kadar tüm bu parlak siyasi gerçeklere karşı kör kesilecek?

Üçüncüsü: Avrupalı efendiyi hoşnut etmek için ardışık hükümetlerce izlenen bu yaklaşım, egemenliği öven tüm konuşmaları ve kendine güvenme sloganlarını suya düşürüyor. Zira aslolan, üretim ve pazarlama konusunda hayati endüstriler (enerji dahil) üzerinde mutlak egemenliktir. Sömürgeci kapitalist şirketlere bağlamak ve Avrupalı ​​sömürgecilerin gözüne girmek için ülkeyi daha fazla borca sokmak değildir. Avrupa Tunus’u sadece bir enerji deposu olarak görüyor, dün olduğu gibi bugün de güneşinden ve havasından, hala gazından ve petrolünden yararlanıyor. Tunuslu yöneticiler çıkarlarının hizmetkarlığını ve deniz sınırlarının muhafızlığını yapıyor.

Dördüncüsü: Sadece birincil ve alternatif enerji kaynağı olduğu için değil, aynı zamanda onu eski kıtaya en düşük maliyetlerle bağlamaya en yakın noktada olduğu için Tunus’un Avrupa’nın ilgi odağı olmaya devam edeceği açıktır. Buna göre, kararlarını, politikalarını ve yasalarını İslam’a dayandıran, egemenliğin şeriata, otoritenin ümmete ait olduğu güç ve prestij sahibi bir devlet dışında, Tunus’un sömürgeciliğin boyunduruğundan kurtulmasının ve her türlü bağımlılığı reddetmesinin yolu yoktur.

Sonuç olarak Hizb-ut Tahrir / Tunus Vilayeti Medya Bürosu olarak biz tüm samimi insanları özellikle de güç ve kuvvet ehlini, fikir ve görüş sahiplerini İslam ve Müslümanlara yardım etmek, ülkeyi Batı ve yerel araçlarının egemenliğinden kurtarmak için sorumluluk almaya çağırıyoruz. Bu, Nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet’i kurmakla mümkündür. Hilafet ülkeyi ve halkı özgürleştirecek ve Allah’ın Müslümanların kamu malı yaptığı madenleri, enerji kaynaklarını ve diğer zenginlikleri Müslümanlara geri verecektir. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

الْمُسْلِمُونَشُرَكَاءُفِيثَلَاثٍ؛فِيالْكَلَإِوَالْمَاءِوَالنَّارِ“Müslümanlar üç şeyde ortaktırlar: Mera, su ve ateş”