31 Aralık 2023 Pazar günü Amerikan donanması, Kızıldeniz’de Husilere ait üç tekneyi vurdu. Teknelerde bulunan on asker şehit oldu.

“Amerika’ya Ölüm” sloganını kendilerine düstur edinen ve Amerikalılara sürekli tehditler savuran Husiler, şimdiye kadar Amerikalılara gerçek bir askeri yanıt vermemişlerdir. Neden hala yanıt vermediler? Tuhaf olan şu ki Husiler, başkent Sana’daki El Sabin Meydanı’nda çeşitli vesilelerle defalarca balistik füzelerini ve insansız hava araçlarını sergiledikleri askerî geçit töreni düzenlemişlerdir. Amerikan donanmasının bu saldırısının, Husi deniz kuvvetleri ve kıyı savunma komutanlarının, personel ve subaylarının Savunma Bakanı Muhammed Nasır El-Atefi ile yaptıkları toplantıda savaşa hazır olduklarını açıklamalarından sadece altı gün sonra gerçekleşmesi de bir başka garabettir!

Bu olay, Amerikalıların, Husilerin dokuz yıldır Yemen’de yaptıkları savaştan hoşnut olduklarını ortaya koyuyor. Hoşnut olmasalardı, savaşa engel olurlar, Yemen’de barış ve güvenliği sağlarlardı. Husiler, kendilerine saldıran ve askerlerini öldüren kafirlere tek bir kurşun bile sıkmamışlar, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın şu sözlerini görmezden gelmişlerdir:

قَاتِلُوهُمْ يُعَذِّبْهُمُ اللهُ بِأَيْدِيكُمْ وَيُخْزِهِمْ وَيَنصُرْكُمْ عَلَيْهِمْ وَيَشْفِ صُدُورَ قَوْمٍ مُّؤْمِنِينَ “Onlarla savaşın ki Allah sizin elleriniz ile onları cezalandırsın, rezil rüsva etsin. Onlara karşı size yardım etsin. Müminlerin kalplerine şifa versin.” ^{[Tevbe 14]} Sadece sanal alemde, görsel ve yazılı medyada Amerika’ya savaş açmışlardır! Sahil savunma komutanı, “Şehitlerimizin kanı yerde kalmayacak... Yanıtımız dünyayı sarsacak” demiş, Muhammed Ali Husi de “İyi bir cephaneliğimiz var. Amerikan destroyerleri ve savaş gemilerinin farklı bir dönemde inşa edildiği biliniyor” ifadelerini kullanmıştır.

Kâfir Amerikalılar, Müslümanların ilahi bir lideri olduğunu bilselerdi, Müslümanların ülkelerine ve canlarına saldıramazlardı. Ama Müslümanların, mevcut bekçi yöneticiler altında açlar sofrasındaki yetimler gibi olduklarını çok iyi biliyorlar.

Ey Müslümanlar! Cihat farz değil mi? Yoksa sadece aranızdaki fitne savaşında mı cihat söz konusu? Allah Subhânehu ve Teâlâ, saldırgan kâfirlere karşı cihadı farz kılmadı mı?

Yoksa Husilerin Bab el-Mendeb’de İngiliz ajanları Hadi ve Tarık Muhammed Abdullah Salih’e karşı verdikleri şiddetli mücadele, bölgeyi İngiliz kontrolünden alıp Amerikan kontrolüne devretmek için miydi?

Kızıldeniz’de Yahudi varlığının gemilerini alıkoymaları, yoksa sadece bir propagandadan mı ibaretti? Zira savaş gemilerine saldırmayı hiçbir zaman zihinlerinden geçirmeyen Husiler, Amerikan savaş gemilerinin saldırısına maruz kalınca arkalarını dönüp kaçmışlardır. Kaçmadılar mı?

Amerikalıların, Kızıldeniz’deki politik planları uyarınca taraftarları önünde itibarlarını kurtarmaları için Husilere onurlu bir çıkış sağlayacağını biliyoruz.

Daha önce yaptığımız bir basın açıklamasında, Kızıldeniz’de kâfir gemilerinin varlığının Müslüman ülkeler ve kutsalları açısından büyük bir tehlike arz ettiğini ve bu gemileri bölgeden kovmanın farz olduğunu açıklamıştık.

Müslümanlar olarak bizlerin, yeryüzünde bozgunculuk çıkaran, İslam’ı düşman edinen, Müslüman ülkeleri işgal eden Amerika’yı yerle yeksan edecek birilerine ihtiyacımızın olmayacağını kim düşünebilir?

Hilafet Devletimiz varken 1795’te Amerikan savaş gemilerinin Müslüman ülkelerden püskürtülmesi ve Akdeniz’de batırılması ile 2023’te yıkıcı mini devletler altında saldırganlara yanıt veremeyenler arasında çok büyük fark vardır!

Eylemleri ve kapitalist sistemi uygulamaları açısından Husiler ile Müslüman ülkelerdeki diğer kukla yöneticiler arasında pek fark yoktur, hepsi aynıdır. İşleri berbat, konuşmaları külliyen yalandır.

Sykes-Picot rejimleri bu misyonu yerine getiremez. Bu misyonu ancak Hizb-ut Tahrir’in ümmet arasında ve ümmetle birlikte uğruna çalıştığı Nübüvvet metodu üzere ikinci Raşidi Hilafet Devleti yerine getirebilir. Öyleyse ey Yemen halkı! Batılı ülkeleri def etmek için Hilafeti kurmaya çalışanların yanında olun. Peygamberimiz SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

ثُمَّتَكُونُخِلَافَةًعَلَىمِنْهَاجِالنُّبُوَّةِ“Sonra Nübüvvet metodu üzere Hilafet olacaktır.”