بسم الله الرحمن الرحيم
Korona Virüs (Covid-19) Salgını, Müslümanlardaki İyiliği, Yöneticilerdeki İhmalkârlığı Ortaya Çıkardı
Deprem ve sel baskınında olduğu gibi Pakistan’ın soylu Müslümanları, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın korona virüs (Covid-19) salgını imtihanına sabır ve şefkatle yanıt verdiler. Kaos ve paniğe rağmen birçok Müslüman, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Sünnetine uygun olarak toplumun zarar görmemesi için bildiği herhangi bir yolla elinden geleni yaptı. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
لاَ ضَرَرَ وَلاَ ضِرَارَ"Zarar vermek ve zarara zararla karşılık vermek yoktur.”[İbn Mace]
Salgın sırasında Batıdaki bencillik ve çılgınca paniğin aksine alım gücünde alçakgönüllü olan Pakistan Müslümanları, Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Sünnetine uygun olarak yoksullara ve zayıflara yardım etmek için mallarından ve zamanlarından feragat ettiler. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
مَنْ نَفَّسَ عَنْ مُؤْمِنٍ كُرْبَةً مِنْ كُرَبِ اَلدُّنْيَا، نَفَّسَ اَللَّهُ عَنْهُ كُرْبَةً مِنْ كُرَبِ يَوْمِ اَلْقِيَامَةِ“Kim bir Müslümanı dünyada bir sıkıntıdan kurtarırsa, Allah da onu kıyamet günü sıkıntılarının birinden kurtarır.” [Tirmizi]
Sabır, dua ve pratik eylemleri ile Pakistan Müslümanları, Allah karşısında iyiliklerini pekiştirdiler. Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
عِظَمُ الْجَزَاءِ مَعَ عِظَمِ الْبَلاَءِ وَإِنَّ اللَّهَ إِذَا أَحَبَّ قَوْمًا ابْتَلاَهُمْ فَمَنْ رَضِيَ فَلَهُ الرِّضَا وَمَنْ سَخِطَ فَلَهُ السُّخْطُ“Mükâfatın büyüklüğü belanın büyüklüğü ile (orantılıdır). Allah bir cemaati sevdi mi onları musibete müptela eder. Kim bundan razı olursa Allah da ondan razı olur, kim de razı olmazsa Allah da ondan razı olmaz.”[İbn Mace]
İslam’a olan güçlü bağlılıklarıyla Pakistan Müslümanları, Allah’ın indirdiklerinden başkasıyla hükmeden Pakistan yöneticilerine tamamen tezat oluşturdular! Pakistan yöneticileri bu imtihan zamanlarında Müslümanların yükünü hafifletmek yerine İslam’ın açık emirlerine karşı gelerek Müslümanların acılarına acı eklediler. Oysa Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
إِذَا سَمِعْتُمْ بِالطَّاعُونِ بِأَرْضٍ فَلاَ تَدْخُلُوهَا وَإِذَا وَقَعَ بِأَرْضٍ وَأَنْتُمْ بِهَا فَلاَ تَخْرُجُوا مِنْهَا“Bir yerde veba hastalığı çıktığını duyarsanız oraya girmeyin, bulunduğunuz yerde veba hastalığı çıkarsa o bölgeden de ayrılmayınız”[Buhari] Yöneticiler, İran’dan hastalıklı dönenleri, hastalıksız dönenlerle aynı yere koydular. Daha sonra hepsini serbest bıraktılar, böylece Belucistan, Pencap ve Sindh bölgelerinde virüsün yayılmasını artırdılar. Oysa Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:
لاَ تُورِدُوا المُمْرِضَ عَلَى المُصِحِّ“Hasta kişi, sağlıklı kişinin yanına girmesin”[Buhari] Yöneticiler, sağlıklı kişiler ile hastalıklı kişileri sınırdaki karantina merkezlerine ve illerdeki hastanelere yerleştirdiler, böylece hastalığın hastadan sağlıklıya geçmesini sağladılar. Yöneticiler, cesur doktorlar ve hemşireler için yeterli ve uygun kişisel koruyucu ekipman (PPE) bile sağlayamadı. Hâlbuki korona virüsün hastane ortamlarında bulunan aerosollerde yayıldığı biliniyor. İnsanlardan hastaneler dışında sosyal mesafeyi korumalarını bile talep etmediler! Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُوا اتَّقُوا اللَّهَ وَذَرُوا مَا بَقِيَ مِنَ الرِّبَا إِن كُنتُم مُّؤْمِنِينَ فَإِن لَّمْ تَفْعَلُوا فَأْذَنُوا بِحَرْبٍ مِّنَ اللَّهِ وَرَسُولِهِ “Ey iman edenler! Allah’a karşı gelmekten sakının ve eğer gerçekten iman etmiş kimselerseniz, faizden geriye kalanı bırakın. Böyle yapmazsanız, bunun Allah’a ve Peygamberine karşı açılmış bir savaş olduğunu bilin.”[Bakara 278-279] Halk, sağlık sistemindeki yetersiz harcamalardan yakınmasına rağmen Pakistan yöneticileri, şuan da bile bütçenin çoğunu faiz ödemelerine harcamaya devam ediyorlar. Ulusal acil durum ve dine aykırılığı gerekçesiyle faiz ödemelerini iptal etmek yerine yöneticiler, IMF ile daha fazla kredi almak ve daha fazla hazine bonosu ihraç etmek için müzakere ettiler.
Hükümetin açıkladığı ekonomik yardım paketine gelince, sağlıklı olanlar ile enfekte olanlar arasında ayrım yapmaksızın halkın tamamına tecrit uygulandı. Çökmekte olan kapitalist sistemi desteklemeye çalışan Batılı hükümetler, körü körüne taklit edildi. Böylece kapitalizm, yeni bir meydan okuma karşısında kırılgan olduğunu bir kez daha kanıtladı.
Bu nedenle Covid-19 salgını sırasında bile Pakistan’ın baskıcı yöneticileri, faiz ödemeleri ile insan yapımı sefaleti artırdılar, para basımı ile rupinin değerini zayıflattılar, rupinin zayıflaması ile enflasyonun kötüleşmesinin önünü açtılar. Pandeminin gerilemesinden sonra faiz ödemeleri için daha fazla vergi empoze edeceklerdir. Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın emirlerine sürekli meydan okuyan Pakistan yöneticileri, bu sayede Allah’ın şu buyruğunu doğrulamış oldular:
وَمَنۡ اَعۡرَضَ عَنۡ ذِكۡرِىۡ فَاِنَّ لَـهٗ مَعِيۡشَةً ضَنۡكًا“Her kim de benim zikrimden (Kur’an’dan) yüz çevirirse, mutlaka ona dar bir geçim vardır.” [Taha 124]
İhmalkârlıklarını katmerleştirmek için yöneticiler, alınan önlemlere rağmen Müslümanları camilerde ibadetten alıkoydular. Oysa Müslümanlar, ibadetlerle Allah Subhânehu ve Teâlâ’dan mağfiret ve yardım isteyebilirdi. Farzı kifaye olmasına rağmen camilerde namaz kılınmasına engel olmak İslam hükümlerinin açık bir ihlalidir.
Ey Pakistan Müslümanları! Musa Aleyhisselam’ın Firavunun büyücülerinin yanılsamalarını ortaya çıkardığı gibi sadece güçlü mikroskop yardımıyla görülebilen Allah’ın en küçük yaratığı olan korona virüsü insan yapımı yönetim sistemlerinin kırılganlığını ortaya çıkardı. Hastalık salgını, hem kapitalizmin hem de yönetim sistemi demokrasinin sadece Pakistan’da değil, tüm dünyada halkın sağlığı ve ekonomi ile ilgilenmediğini ifşa etti.
Gerçekten de Allah Subhânehu ve Teâlâ yaratığı en küçük virüs ile yeryüzünde yaşayan tüm insanlara, insan yapımı demokrasi sisteminin zayıf, güçsüz, lakayt ve insanların işlerine gütmeye ehil olmadığını ve ömrünü doldurduğunu gösterdi.
Bu başarısız sistem demokrasi, derhal ortadan kaldırılmalı ve Nübüvvet metodu üzere Hilafet sistemi ile değiştirilmelidir. Hilafet, hak din ile iyi, soylu ve cesur Pakistan Müslümanlarının işlerini ciddi ve pratik olarak güdecek, can ve mallar için masraf yapmaktan çekinmeyecektir.
Doğrusu Allah Subhânehu ve Teâlâ, Pakistan’da Nübüvvet metodu üzere Hilafetin yeniden kurulması için altın bir fırsat sağladı. Korona virüs krizi, sömürgeci güçleri ekonomilerinin çöküşünü önleme derdine düşürdü. Mevcut sisteme ve olası reformuna halkın güveni de azaldı.
Mübarek Ramazan ayına kavuşurken, gelin hepimiz zorbaların yönetimini sona erdirmek, Allah Subhânehu ve Teâlâ’nın Kitabı ve Rasûlullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem’in Sünnetiyle yönetimi geri getirmek için yorulmadan çalışalım. Gerçekten de dünya, insan yapımı demokrasinin yükünden kurtulmaya hazırdır ve insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetin yükselişini beklemektedir. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyurdu:
كُنْتُمْ خَيْرَ أُمَّةٍ أُخْرِجَتْ لِلنَّاسِ تَأْمُرُونَ بِالْمَعْرُوفِ وَتَنْهَوْنَ عَنِ الْمُنْكَرِ وَتُؤْمِنُونَ بِاللَّهِ“Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmetsiniz. İyiliği emreder, kötülükten men eder ve Allah’a iman edersiniz.”[Ali İmran 110]
حزب التحرير
Hizb-ut Tahrir
Pakistan Vilâyeti
H. 7 Şa'bân 1441
M. Salı, 31 Mart 2020