- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Türk Ordusunun Tankları, Rejimin Düşmesini Engellemek İçin Şam’a Müdahale Ediyor
Haber:
Güney Halep’in kırsalı, Pazartesi akşamı Türk askeri konvoyunun girişine tanık oldu; askeri konvoy, mevcut rejim milislerinin bulunduğu noktalara bakan “Eys Tepesi’nin” gerisine, Güney Halep kırsalında bulunan dördüncü noktaya konuşlandılar. Ayrıca askeri konvoy, aralarında tankların da bulunduğu 100’den fazla araçtan oluşmakta olup İdlib’in Kuzey kırsalında bulunan Kafr Lusin bölgesine girdi. (Ajanslar).
Yorum:
Şam devriminin başlamasının üzerinden yedi yıl geçmesinin ardından Türkiye rejimi, ilk defa doğrudan mücrim rejimin yoğunlaştığı noktalarda karşı karşıya gelmek için ordusuyla birlikte müdahalede bulunuyor. Peki Türkiye rejimi ile Esad rejimi arasında bir savaş başlayacak mı? Yoksa bu tankların ve askeri araçların bulunmasının başka bir görevi mi var? Nitekim Türkiye’nin, Halep’te bulunan Simon Dağı kalesi ile İdlib’teki Salva köyünün izleme noktalarına konuşlandığı bilinmektedir. Zira askeri konvoylar, "Astana 6" görüşmelerinde kabul edilen "gerilimi azaltma" anlaşmasının uygulaması çerçevesinde sürekli olarak bu iki şehre müdahalede bulunuyorlar.
Aynı şekilde bu müdahale, Astana’daki bu meşum anlaşmanın uygulanmasının dışına da çıkmıyor. Nitekim bu konvoyun girişine, rejim tarafından güney Halep kırsalına yönelik yapılan şiddetli bombardıman eşlik etti. Ardından insanları, bu konvoyun müdahalede bulunması ve rejimin bölgeleri ile devrimcilerin bölgeleri arasındaki noktalara konuşlanması şeklindeki temel hedeften uzaklaştırmak için doğaçlama patlayıcı düzenekle konvoy hedef alındı. Zira bu giriş, bu sefer de Türk ordusunu kullanarak devrimcileri mücrim rejimin mahzenine geri döndürecek olan Amerika’nın siyasi çözümüne zemin hazırlamak amacıyla Türklerin doğrudan rejim ile birlikte cepheleri kontrol etmesini ve rejime yönelik yapılan askeri operasyonların durdurulmasının denetlenmesini gerektiren tüm anlaşmaların uygulanması içindir.
Ey Şam’daki Müslümanlar! Devrimin düşmanları, başladığı ilk günden beri devrime tuzak kurmakta olup bunun için birçok üsluplar kullanmışlardır. Yeni üslupları ise diğerlerinden daha az tehlikeli değildir. Ancak onlar, Türk ordusunu kullanarak Şam’daki Müslümanları kandırmaya çalışıyorlar. Çünkü onları, ya Esad rejiminin aciz kaldıklarını uygulaması için Türk ordusunun müdahalesini kabul edeceksiniz ya da Türk ordusu ve uluslararası koalisyon ile karşı karşıya gelerek (teröristlerin) bulunduğu bölgeler listesindeki devrimcilerin bölgesinde yer alacaksınız şeklinde birbirinden acı iki seçenek arasında bırakıyorlar. Peki Şam’daki Müslümanların, kendileriyle ilgili olmayan bu seçenekler karşısında ne yapması gerekiyor? Kesinlikle onların, Allah’ın emretmiş olduğu hususları tercih etmeleri gerekmektedir. Bu ise ancak onların, güçlerini birleştirecek ve azim İslam projesini uygulayacak bilinçli siyasi bir liderliğin arakasında bir araya gelmeleriyle mümkün olur. Böylece bu siyasi liderlikte rejimin düşmesi için harekete geçerek Nübüvvet Minhacı Üzere Raşidi Hilafetin olduğu İslami Yönetimi ikame etsin. Bu emrin, Allah’ın bir farzı olduğu ve Müslümanların bunun dışında herhangi bir şeyi tercih etmemeleri gerektiği de bilinmelidir. Zira Allahu Teala, şöyle buyurmuştur:
وَمَا كَانَ لِمُؤْمِنٍ وَلَا مُؤْمِنَةٍ إِذَا قَضَى اللَّهُ وَرَسُولُهُ أَمْرًا أَن يَكُونَ لَهُمُ الْخِيَرَةُ مِنْ أَمْرِهِمْ وَمَن يَعْصِ اللَّهَ وَرَسُولَهُ فَقَدْ ضَلَّ ضَلَالًا مُّبِينًا “Allah ve Resulü bir işe hüküm verdiği zaman, inanmış bir erkek ve kadına o işi kendi isteklerine göre seçme hakkı yoktur. Her kim Allah ve Resulüne karşı gelirse, apaçık bir sapıklığa düşmüş olur.” [Ahzab-36]
Nitekim Allah Kitabında, tek bir saf halinde olmamızı, İpine sımsıkı sarılmamızı, zalimlere boyun eğmememizi ve alemlerin Rabbinin rızasının dışında herhangi birini razı etmek için çalışmamamızı emretmiştir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Radyosu İçin Yazdı
Munir Nasır
Hizb-ut Tahrir Suriye Vilayeti Medya Ofisi Üyesi