- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Kırmızı Çizgiler Suriye Halkını Öldürüyor!
Haber:
Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron, rejimin kimyasal silah kullanması durumunda askeri müdahalede bulunmakla tehdit etti ve bunun kabul edilemez bir kırmızı çizgi olduğunu söyledi. [Spiegel Dergisi]
Yorum:
Cumhurbaşkanı Erdoğan, gerek Hama, sonra Humus, sonra Halep, Kusayr, Aynul Arap ve son olarak da İdlib’in kırmızı çizgi olduğunu açıklamadan önce gerekse kırmızı çizgiyi açıkladığı her defasında rejim güçleri, Türkiye hükümetinin komplosu ve kiralık devrimcilerle yaptığı işbirliği sayesinde hızla bölgeyi kontrol altına aldı.
Bunun öncesinde Obama, kimyasal silahın kırmızı çizgi olduğunu açıkladı ve bu ifadeyi, Amerika’nın Suriye'ye askeri müdahalede bulunma olasılığı üzerine 2012 yılında kullandı. O vakit “Suriye’de kimyasal silahların ortalıkta gezindiğini ya da kullanıldığını görmeye başlamamız bizim için kırmızı çizgidir” ifadesini vurgulayarak “bölgedeki tüm güçler ve bizim için büyük sonuçlar doğuracak kırmızı bir çizgidir” diye de eklemede bulundu. [Fransa 24]
Her defasında da rejimin bu hayali kırmızı çizgileri aştığının ispatlanamadığını savunuyorlar. Ancak Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi raporları, 2013 yılında Obama yönetiminin Rusya’ya yardım etmek için arabuluculuk yaptığı bir sözleşmeye aykırı olarak Esed rejiminin sivillere karşı kimyasal silahlar kullandığını teyit etti.
İnsan Hakları İzleme Örgütü (Human Rights Watch), elinde rejim güçlerinin Guta’ya kimyasal saldırı gerçekleştirdiğini doğrulayan “güçlü delillerin” olduğunu vurguladı. Ayrıca BM Güvenlik Konseyi, Suriye'deki savaşta kimyasal maddelerin kullanımını araştırmak için Ağustos 2015 tarihinde bir uzmanlar komisyonu oluşturdu. Nitekim rapor, biri 2014 yılında, diğeri de 2015 yılında olmak üzere Esed rejimi tarafından iki kez klor gazı saldırı olayı gerçekleştiğini teyit etti.
[Business Insider] sitesinin 29 Ağustos 2016 yılında yayınladığı raporda, Atlantik Konseyi Üyesi ve ABD Dışişleri Bakanı Hillary Clinton'un gözetimi altında Suriye’deki Geçiş Süreci Eski Özel Danışmanı Fred Hoff’un şöyle dediğini aktardı: “Esed rejimi, son beş yıl boyunca Obama yönetiminin Suriyeli sivilleri toplu katliamdan korumak için asla bir şey yapmayacağını öğrendi.” Ve şöyle ekledi: “Kimyasal silahların, silahlar olarak kullanılmasına geri dönülmesi hiç de şaşırtıcı değildir.”
Yine Birleşmiş Milletlerin (26 Ekim 2017) Perşembe tarihli raporu, Beşar Esed rejiminin Nisan ayında Han Şeyhun kasabasına yaptığı sârin gazı saldırısından sorumlu olduğunu vurguladı. Nitekim raporda şu ifadeler geçmektedir; AFP ajansının bildirdiğine göre soruşturma komisyonu “Suriye Arap Cumhuriyeti’nin Nisan 2017 tarihinde Han Şeyhun’a sârin gazı kullanmaktan sorumlu olduğundan emindir.”
Hala doğu ve batıdaki siyasiler kırmızı çizgiler çiziyorlar ve görünürde Suriye rejimini tehdit ediyorlar ama gizli olarak da rejimin istikrara kavuşması, gücü ve otoritesi altında Suriye halkının acı çekmeye devam etmesi için ona destek veriyorlar.
Ey Macron, senin bu tehdidin, rejimin öldürme, aç bırakma ve yerinden etme katliamlarına karışmasını ispatlamak için daha fazla masum kurbanların ölmesi ve daha fazla kanlarının dökülmesi gerektiği anlamına mı geliyor?!
Bizler kesinlikle senin müdahale etmeni istemediğimiz gibi Müslüman Suriye halkının gözünden düşen rejimi kınayıp duran uluslararası toplumu da istemiyoruz. Ancak bizler buradan, bölgede halkı zulüm ve zalimden kurtarmayacak olan özel çıkarlarınızı gerçekleştirmek için medyada halkınız üzerine uyguladığınız yalan, aldatma ve saptırma yoluyla rejimi istikrara kavuşturmada suç ortağı olduğunuzu vurguluyoruz. Açıkça görüldüğü üzere sizin için tek çözüm, ya kasabı güvensiz koşullar altında tutmak ya da planlarınızı yürütmesi ve sizinle birlikte ülkeye ve insanlara komplo kurması için onu başka bir zalimle değiştirmek.
Dolayısıyla ne siz de ne tehditlerinizde hiçbir hayır yoktur. Ancak hayır, Şam topraklarını ve diğer İslam ülkelerini sizin nüfuzunuzdan kurtarmak için çalışan Müslüman Suriye halkının iradesindedir.
M. Yusuf Selame – Almanya
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Radyosu İçin Yazdı