Pazar, 27 Cumade’s Sânî 1446 | 2024/12/29
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Sistem Değişikliği, Bâtıldan Bâtıla Değil Bâtıldan Hakka Olmalıdır

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber - Yorum

Sistem Değişikliği, Bâtıldan Bâtıla Değil Bâtıldan Hakka Olmalıdır

Haber

Cumhurbaşkanı Erdoğan, Devlet Denetleme Kurulu’na (DDK) Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’ndeki aksaklıkların araştırılması için talimat verdi.

Erdoğan’ın, G-20 zirvesi dönüşünde de MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli ile sistemle ilgili DDK’nin raporu ve ‘yeni sistemin aksaklıkları, düzeltilmesi gereken yanlarını birlikte ele almak üzere görüşmek istediği’ kaydedildi. Her iki parti liderinin de sistemin devamından yana olduğunun altı çizilirken, amacın sistemin güçlendirilmesi, yasama ve yürütmeyi güçlü kılabilmek için başta Meclis İç Tüzüğü olmak üzere uyum yasalarıyla ilgili de görüş alışverişinde bulunacağı ifade edildi. (ajanslar)

Yorum

İstanbul belediye seçimlerinin ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan bizzat kendisi başkanlık sisteminde var olan aksaklıkların araştırılması talimatını verirken zımnen sistemle alakalı problemlerin varlığını deklare etmiş oldu. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu ise İstanbul seçimlerinden sonra partisinin ilk grup toplantısında parlamenter sisteme dönüş ve anayasa değişikliği çağrısında bulundu. Kısacası CHP’nin İstanbul seçimlerini kazanmasının ardından “sistem değişikliği” konusu Türkiye siyaseti gündeminde ivedilikle yerini almış oldu. Aslında sistem değişikliği arzusu içerisinde olanlar ve mevcut başkanlık sisteminin varlığını savunanların mücadelesi; Osmanlı Hilafet Devleti enkazı üzerine parlamenter sistemi kuran ve o sistemin yeniden ihyasını arzulayan sömürgeci kâfir İngiltere ile AKP hükümeti eliyle parlamenter sistem yerine başkanlık sistemini hayata geçiren sömürgeci kâfir Amerika arasında cereyan eden kirli bir hegemonya mücadelesidir. Bu durum bundan başkasıyla da asla izah edilemez. Gerek parlamenter sistemden başkanlığa, gerekse başkanlıktan yeniden parlamenter sisteme geçiş söz konusu olduğunda yönetim modeli olarak yapılan değişikliğe değil esas itibariyle ne ile yönetileceğimize ve hangi esasa davet edildiğimize bakmamız lazım.

Gerçekleştirilmesi istenen değişim, bâtıldan hakka değil, bilakis bâtıldan yine bâtıladır. Başka bir ifadeyle; bize değişimi kaçınılmaz olarak lanse edilen gerek parlamenter sisteminin gerekse de başkanlık sisteminin kaynağı demokrasidir. Her ne kadar zahirde sistemsel bir değişiklik söz konusu olsa da bizim davet edildiğimiz yönetimin kaynağı demokrasidir. Sömürgeci kâfirlerin, Müslümanların beldelerinde verdikleri hegemonya savaşının bedelini her daim Müslümanlar ödemişlerdir, ödemeye de devam etmektedirler. Dolayısıyla ekonomik krizlerin girdabında can çekişen ve her yönüyle bedel ödeyen Müslümanlar olduktan sonra ha parlamenter sistem olmuş ha başkanlık modeli fark etmeyecektir…

Bu kadim toprakların asıl sahipleri olarak bizler demokrasi illetini kitaplardan okuyarak öğrenmedik. Onun ifsadın kaynağı olduğu gerçeğini üzerimize uygulanan demokratik nizamlardan yaşayarak öğrendik. İslami motiflerle Müslümanlara servis edilen demokrasi deliğinden yıllardır ısırılıyoruz. Hâlbuki Müslüman aynı delikten ikinci defa ısırılmaz, ısırılmamalı da... Rasulullah SallAllahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurdu:

لاَ يُلْدَغُ الْمُؤْمِنُ مِنْ جُحْرٍ وَاحِدٍ مَرَّتَيْنِ

“Mümin aynı delikten iki defa sokulmaz/ısırılmaz.” [Buhari, Muslim] Demokrasinin esas alındığı her tür yönetim modelini bütün gücümüzle, benliğimizle ve inancımızla inkâr etmeliyiz. Çünkü bu amentümüzün bir gereğidir. Bununla birlikte bize demokrasiden bugüne kadar hiçbir zaman hayır gelmedi. Demokrasinin adli sicil kaydı hiç de temiz değil. Var olduğu günden bu yana adeta bir münker fabrikası gibi münker üretmiş, ulaştığı her yere fesat yaymıştır. Demokrasinin yaşattıkları yaşatacaklarının da teminatı değil midir zaten? İfsadın bizatihi kaynağı demokrasidir. Demokrasinin nasıl bir şey olduğunu Batı’nın acı meyvelerinden olan özgürlük ve çağdaşlık düşüncesinin esiri olup hayatlarının baharında Rablerinin rızasından uzaklaşan gençler fazlasıyla anlatıyor aslında… Duraklarda, caddelerde ya da sokak başlarında aldığı aşırı doz uyuşturucudan dolayı yerlerde perişan bir vaziyette yatarken görüntülenen gençler bir nevi demokrasinin resmedilmiş hâlidir. Yine çocuklarımızın oynadıkları sokaklarda eşcinsellerin yeltendiği ahlaksızlıklar da demokrasinin tanıdığı özgürlük ilkesinin iz düşümüdür. Demokrasinin gönüllerde, hayatlarda açtığı yaralar ve bıraktığı olumsuz izler saymakla bitmez. Kısacası demokrasi, fitnenin ve fesadın kaynağıdır. Dolayısıyla demokrasinin esas olarak alındığı model değişiklikleri Türkiye halkına hiçbir hayır sağlamayacaktır.

Bizler Müslümanların hatta tüm insanlığın hayrına olacak yönetim şeklinin ne olduğunu biliyor ve her fırsatta meramımızı herkese ulaştırmaya çalışıyoruz. Bundan birkaç yıl önce parlamenter sistemden başkanlık modeline geçiş sürecinde de doğruları ve olması gereken yönetim sistemini anlatmıştık, her vesilede anlatmaya da devam ediyoruz. Demokrasi esaslı sistemler insanlığa kaos ve istikrarsızlıktan başka bir şey getirmemiştir. Bugün ümmetin, allanıp pullanarak güzelleştirilmeye çalışılan eski-köhne, miadını doldurmuş rejime değil, özünde istikrar ve güven olan İslami bir hayatın başlamasına ihtiyacı vardır. Yaşanabilir İslam nizamı, istikrarın ve güvenin garantörüdür.

Evet, kesinlikle bir sistem değişikliğine gidilmelidir. Egemenliğin kayıtsız şartsız şeriata verildiği bir yönetim şekline geçilmelidir. Hayatın her alanında insanoğlunun karşılaşacağı problemler için fıtrata muvafık çözümleri olan İslam’ı kâmil manada tatbik edecek bir yönetim modeli tercih edilmelidir. Bunların hepsi ise demokrasinin esas alındığı başkanlık ya da parlamenter sistemi ile değil, ancak nübüvvet metodu üzere Raşidi Hilafet devletinin kurulmasıyla sağlanması mümkündür.

Tartışanlar bunu tartışsın…

Çalışanlar bunun için çalışsın…

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Abdullah İmamoğlu

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER