- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
HABER-YORUM
(Tercüme)
Sudan Halkı İslam'ı İstiyor
Haber:
El Cezire net web sitesi 26.06.2019 tarihinde Financial Times kaynaklı “Sudanlılar evham göstermeden devrimine devam ediyor” başlıklı bir makale yayınladı:
İngiliz Financial Times’da yayınlanan makalede şu cümleler geçmektedir; “Sert önlemlere ve onlarla ilgili acımasız muameleye rağmen, Sudanlı protestocuların tekrar sokağa çıkmaya başladığını, adalet ve demokrasiyi talep ederek, bu kez yaşadıkları tehlikelerden korkmadan ya da evham göstermeden devrimine devam etmektedir.”
Sudanlı yazar Yusri El Baker, gazetede yayınlanan bir makalede, Protestoculara yönelik süregelen ihlallerin devam ettiğini söyledi ve şunları ekledi: “Son haftalarda protestocuların uğradığı ihlalleri gördüğümde Beşir'in indirilmesinden sadece üç ay sonra onun polisiye devletinin tam olarak geri döndüğüne inandığını belirtti. Rejimin geri dönmek için ayrılmadığını zira rejimin hiç gitmediğini” söyledi.
Beşir rejiminin makinesinin yağlandığını ve cilalandığını, rejimin yüzünün değişmesini ve revize edilmesine gelince; bu değişikliklerin demokrasiye yol açmadığını, ancak tek bir şey ifade ettiğini o da protestoculara devrimin daha yeni başladığına dair bir işaret vermek olduğunu belirtti.
Yorum:
Küresel medya, özellikle de Batı dünyası, her zamanki gibi yanıltıcıdır. Şüphesiz o, Batı’nın çıkarlarına hizmet eder. Öyle değil mi? Batılı politikacılar, insanları yanıltmak için her zaman yüksekten atarlar. Sudan’daki Müslümanlar, diğer ülkelerdeki Müslümanlar gibi; İslam’ı ve Sudan’daki ve de diğer ülkelerdeki Müslümanları bir araya getirecek, insanlara karşı haksızlıkları durdurabilecek tek devlet olan Hilafet Devletini istiyorlar. O öyle bir devlettir ki, Müslümanları bir araya getirecek tek güçtür. Batı vahşeti ve barbarlığı karşısında Müslümanların canlarını, namuslarını ve mallarının yağmalanmasını korumaya muktedir olan tek devlettir.
Akıllı bir insan Sudan halkının demokrasiyi istediğini söyleyemez. Ve bu, diktatörlükten ve baskıcı polisiye rejimlerinden memnun oldukları anlamına da gelmez. Fakat başka bir şey istedikleri anlamına gelir ki; o da ne demokrasi ne de diktatörlüktür, bu ancak İslamî nizam istedikleri anlamına gelir. Buna ulaşmak için bir grup sadık komutan, hedeflerine ulaşmak için gerekirse ülkeyi yakmaktan geri durmayan, kâfir efendilerine (ister Amerikalı ister Avrupalı olsun) hizmet etmek ve onlar için öldürmeye hazır olan umursamaz komutanlardan yönetimi almaları gerekir. Şunu kesin olarak söyleyebilirim ki bu sadık komutanlar, İslam'ın temeline dayalı değişime hırs gösterdiler fakat birbirlerinden kopuk dağınık pozisyonda kaldılar. Fakat İslam esasına göre birleşseler ümmetin projesi olan Nübüvvet Metodu Üzeri İkinci Râşidi Hilafet Devletini kabul etseler, hedeflerine kesinlikle ulaşacaklar ve elçiliklerin ellerini ümmetin beldelerinden keseceklerdir. Bütün ordunun, komutanları ve askerlerinde asla hayır yoktur diye kimse söyleyemez. Bu ordu ümmetten bir parçadır, hiç şüphe yoktur ki, ordunun içinde öyle komutanlar var ki güçlerini birleştirerek kafirlerin ve kuklaların bağından kurtulmak için çalışıyorlar. Ebu Hureyre Rasulullah Sallallahu Aleyhi Vessellem’in şöyle dediğini rivayet ettti: إِذَا قَالَ الرَّجُلُ هَلَكَ النَّاسُ فَهُوَ أَهْلَكُهُم“Bir kimse insanlar helâk oldu derse, kendisi onların en önce helâk olanı olur.”
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Bessam El-Makdisi – Filistin