HABER-YORUM

(Tercüme)

Kazakistan'da Kadınlar, Hizb-ut Tahrir'e Katılmakla Suçlanarak Zulüm Görüyor

Haber:

27 Ocak 2020'de Almatı'daki Almenski Bölge Mahkemesi iki kadını cezalandırdı: 45 yaşındaki Karligaş Adasbekova ve 29 yaşındaki Darya Nişanova hapis cezasına çarptırıldı. Yargıç Ernar Kasimbekov, “nefret ve dini çekişmeyi kışkırtmak” ve “yasadışı Hizb-ut Tahrir’e katılmak” suçlamasıyla her birini beş yıl hapse mahkûm etti. Aynı zamanda yargıç, ciddi bir suçla suçlandıklarını ve suçlarının dava materyalleri aracılığıyla doğrulandığını tekit etti. Adasbekova’nın küçük kızını yetiştiren bir anne olduğunu ve Nişanova'nın da yaşlı bir akrabasının bakımından sorumlu olduğunu özellikle belirtmek gerekir.

Mahkemenin kararına göre, Karligaş Adasbekova ve Darya Nişanova, WhatsApp'ta dinler arasında nefret uyandıran fikirleri yaydıkları bir gruba katılıyorlardı. Ayrıca, bu iki bacı Kazakistan mahkemesinin “aşırılıkçı” olarak vasıfladığı yasadışı Hizb-ut Tahrir Partisi'nin faaliyetlerine katılmakla suçlandı. Bu iki bacı Adasbekova ve Nişanova, fikirleri WhatsApp'taki bir gruba dağıttıklarını inkâr etmediler, ancak bunu “nefreti kışkırtma” olarak görmediler, sadece inançlarını ifade ettiklerini, söylediler.

Kazakistan Ulusal Güvenlik Komitesi'nin internet sitesinde Hizb-ut Tahrir, “aşırılık yanlısı dini parti” olarak sınıflandırılmıştır. Küresel bir halifelik” kurmayı amaçlayan siyasi parti olarak tanımlanmış ve Kazakistan'da faaliyeti yasaktır.

Yorum:

Kazakistan yetkilileri, diğer birçok ülke gibi İslam'la savaşıyor, fakat bunu açıkça ilan etmekten korkuyorlar. Müslümanların İslam'a olan inançları ve bu inançları nedeniyle sebat göstermeleri onları dehşete düşürdüğünden dolayı “aşırılık ve terörle mücadele” sloganının arkasına saklanıyor ve bunadavet ediyorlar. İslam’a daveti “gayrimüslimlere karşı nefret ve düşmanlığa teşvik etme” olarak adlandırıyorlar. İslam ve Müslümanları ise aşırılık ve terörizmle suçluyorlar. Ayrıca İslam'ı ve Müslümanları, özellikle de Hilafeti, insanlığı tehdit eden bir kaynak olarak tanımlıyorlar.

Ne yazık ki, bugün Kazakistan Orta Asya ülkeleri arasında laikliğin öncüsü - Nazarbayev uzun zamandır açık bir görev belirledi: ülkeyi laik yapmak. Avrupalı olmak isteyen Nazarbayev, İngiltere eski başbakanı Tony Blair'i yarı zamanlı danışman olarak atamıştı. İslami tezahürler üzerine bir dizi yasak getirmek suretiyle en acımasız baskı yöntemlerini uygulamaya koydu ve halkına Avrupa yaşam tarzını dayattı - Nazarbayev tüm bunları yönetimi boyunca uyguluyordu.

Ancak, önceden sadece erkekler zulüm görüyordu. Şimdi ise sıra Müslüman kız kardeşlerimize geldi! Kazakistan mahkemelerindeki güçlü makamlar, savcılık, Ulusal Güvenlik Servisi, İçişleri Bakanlığı ve Ceza sistemi uygulayıcıları bunların hepsi mücrimdir. Ancak Allah Subhânehu ve Teâlâ onları bu eylemlerinden dolayı şüphesiz sorumlu tutacaktır. Allah Subhânehu ve Teâlâ şöyle buyuruyor:

﴿إِنَّ الَّذِينَ فَتَنُوا الْمُؤْمِنِينَ وَالْمُؤْمِنَاتِ ثُمَّ لَمْ يَتُوبُوا فَلَهُمْ عَذَابُ جَهَنَّمَ وَلَهُمْ عَذَابُ الْحَرِيقِ﴾

“Şüphesiz mümin erkeklerle mümin kadınlara işkence edip, sonra da tövbe etmeyenlere; cehennem azabı ve yangın azabı vardır.”(Buruc 10)

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Şeyheddin Abdullah