- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Özbekistan, Dünyada En Fazla Müslüman Mahkumların Olduğu Bir Ülkedir!
Haber:
IA Gazeta.Uz 14 Ekim’de, Özbekistan’da dini ve siyasi nedenlerle hüküm giymiş 2.000’den fazla mahkûm olduğunu bildirdi. ABD Uluslararası Din Özgürlüğü Komisyonu’na göre bu, tüm eski Sovyet cumhuriyetlerinin toplamından daha fazla ve dünyadaki en yüksek oranlardan biri sayılmaktadır. Komisyon, Özbekistan’ın elde ettiği başarıları kaydetti ancak onlar, bölgenin reforma ihtiyacı olduğuna inanmaktadırlar.
Çalışma, hükümet verilerine ve yetkililere, kısa süre önce serbest bırakılan mahkumlara, insan hakları savunucuları ve mevcut mahkumların akrabalarıyla yapılan görüşmelere ve mahkeme belgelerine dayanılarak derlenmiştir.
Raporda, -ülkenin cumhurbaşkanının değiştirildiği- 2016 yılının sonundan bu yana binlerce mahkumun serbest bırakılmasına rağmen, “anayasal düzeni yıkmaya çalışmak, yasaklı yayınlara sahip olmak veya yasaklı gruplara üye olmak" gibi “belirsiz ve geniş bir şekilde yorumlanmış suçlamalar” nedeniyle 2.000’den fazla kişinin hala hapiste olduğu belirtilmektedir.
Yorum:
Gerçekten de tağut Kerimov’un rejimi dünyanın en vahşi rejimlerinden biriydi ve hala da öyledir! Zira tağut Kerimov’un ölümünün ardından şu anki Mirziyoyev liderliğindeki rejim de ülkenin Müslümanlarına zulmetmeye devam etmektedir. Nitekim ülke cezaevlerinde iki binden fazla masum Müslüman bulunmaktadır. Hatta ülkede hala tağut rejime karşı çıkan Müslümanların isimlerinin kayıtlı olduğu sözde “kara listeler” bulunmaktadır. Ayrıca bir ailenin babasının tutuklanmasının ardından tağutların rejimi sakinleşmemekte, dahası aile üyeleri, eşler, akrabalar ve çocuklar da baskı altına tutulmaktadır.
Kerimov’un döneminde yetkililer, Hizb-ut Tahrir ile bağlantısı olduğundan şüphelenilen herkesi hapse atıyorlardı. Bir de maddi kazanç elde etmek amacıyla Hizbin bildirilerini çiğneyenler de vardı. Dahası polis istenmeyen kişinin üzerine bildirileri fırlatıyor ve onu hapse atıyordu. Hatta bunun ardından dindar olmayan Müslümanların bile evini, parasını, işini ve benzerlerini kolay bir şekilde almışlardır. Nitekim bunlardan birçok kişi vardır.
Tağut Kerimov’un ölümünün ardından yeni Cumhurbaşkanı olan Mirziyoyev, dini mahkumlar için bir af ilan etmiştir. Ama bu listenin içerisinde birkaç insan kategorisi bulunmaktadır; Birincisi: Bunlar, kâr amacıyla hapsedilen ve tüm mal varlıkları ellerinden alınan sıradan insanlardır. Nitekim bunlar, serbest bırakılmalarından dolayı memnun kalmışlar ve göstermiş olduğu “merhametten” dolayı da Cumhurbaşkanına teşekkür etmişlerdir. İkincisi: Bunlar, cezasını çekmiş olanlar ve hapis süreleri defalarca uzatılan Müslümanlardır. Çünkü onlar akidelerinden vazgeçmemişler, hatta cezaevlerinde dini ritüellerini yapmaya ve başkalarını davet etmeye devam etmişlerdir. Zaten bunlar cezaevinde 15 ila 20 arasında zaman geçirmişler ve birçoğu da kronik hastalıkların acısını çekmektedirler. Bu nedenle rejim, onları bir tehdit olarak görmemekte ve cezaevlerindeki ölüm istatistiklerinden kurtulmak istemektedir.
Nitekim uzun süre zindanda kalan, Allah’a güvenen, hata zindandaki arkadaşlarını Allah’a davet eden Nebi Yusuf Alayhisselam gibi hala 15 ve 20 yıldır cezaevinde olan Müslümanlar da vardır. İşte onlar, Allahu Teala’nın rahmetini uman ve bir çıkış yolu bekleyen İslam ümmetin muhlis adamlarıdır. Zira onlar, Özbekistan’daki mücrim tağut rejim kerih görse bile, hakkı savunmaya devam etmekte ve cezaevindeki arkadaşlarını hakkı öğrenmeye davet etmektedirler. Bu nedenle onlar serbest bırakılmamışlardır.
Allah’tan, yakın bir zamanda bize, bu tağut rejimi yıkma ve Özbekistan ve dünyadaki tağut rejimin mahkumlarını kurtarma imkânı vermesini temenni ediyoruz. Nitekim Allahu Teala, Kerim Kitabı’nda şöyle buyurmuştur: وَنُرِيدُ أَن نَّمُنَّ عَلَى الَّذِينَ اسْتُضْعِفُوا فِي الأَرْضِ وَنَجْعَلَهُمْ أَئِمَّةً وَنَجْعَلَهُمُ الْوَارِثِينَ وَنُمَكِّنَ لَهُمْ فِي الأَرْضِ وَنُرِي فِرْعَوْنَ وَهَامَانَ وَجُنُودَهُمَا مِنْهُم مَّا كَانُوا يَحْذَرُونَ “Biz ise, o yerde güçsüz düşürülenlere lütufta bulunmak, onları önderler yapmak ve onları vârisler kılmak, o yerde onları iktidar yapmak; Firavun ile Hâmân’a ve ordularına, onlardan (İsrailoğullarından gelecek diye) korktukları şeyi göstermek istiyorduk.” [Kasas-5-6]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Eldar Hamzin