Salı, 03 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/05
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
İslam Beldelerinde Amerika’nın Küstahlığına  Son Verecek Bir Sistem Var mı?!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

İslam Beldelerinde Amerika’nın Küstahlığına

Son Verecek Bir Sistem Var mı?!

Haber:

Pentagon geçtiğimiz günlerde, 29 Ağustos'ta Kabil'de kadınlar ve çocuklar da dahil olmak üzere 10 masum sivili öldüren ABD insansız hava aracı saldırısının talihsiz bir hata olduğunu, ancak görevi kötüye kullanma veya yasa ihlali olmadığını açıkladı. Nitekim saldırı, Kabil havaalanı yakınlarındaki bir yerleşim bölgesinde gerçekleşti ve saldırıda, kar amacı gütmeyen bir Amerikan kuruluşunun çalışanı olmakla birlikte Amerika Birleşik Devletleri’ne sığınma başvurusunda bulunan Zmaray Ahmedi de dahil olmak üzere yedi çocuk ve aile üyeleriyle birlikte IŞİD’e ait olduğundan şüphelenilen bir araba bombalandı. (Associated Press, 4 Kasım)

Yorum:

Afganistan’da 20 yıl süren terörün ardından ABD, askerlerinin geri çekilmesinin son aşamalarında bile bir kişi dışında tüm aile bireylerinin öldüğü ve kurbanların tamamının kadın ve çocukların olduğu bir terör saldırısı gerçekleştirmiştir. Ancak terör devleti sadece bu vahşi suçu işlemekle kalmamış, bilakis Savunma Bakanlığı saldırı sırasında hiçbir kuralı ihlal etmediğini açıklayarak Müslümanların kalbini ve duygularını bir kez daha yerle bir etmiştir!

Artık dünyanın, özellikle İslam beldeleri olmak üzere dünyada sözde insan haklarını ve kadın haklarını savunmaya hizmet ettiğini söyleyen bu terör devletini fark etmesi gerekmektedir. Oysa ABD’nin temel politkası, terör ve soykırım üzerine kuruludur. Zira 100 milyon Kızıldereli katledilmiş, İkinci Dünya Savaşı’nda Almanya’nın Dresden kentinin bombalanması sonrasında 200.000’den fazla insan ölmüş, İkinci Dünya Savaşı’nda Hiroşima ve Nagazaki’ye yapılan nükleer bombalama anında 220.000 kişinin ölümüne ve felaket sonrasında yüz binlerce kişiye çeşitli hastalıkların bulaşmasına neden olmuş ve Amerikan-Vietnam Savaşı’nda Amerikan kuvvetlerinin yılda 500.000 ton bomba attığı 16 yıl savaşları sırasında yaklaşık 3 milyon Vietnamlının ölümüne neden olduğu gibi insanları, hayvanları ve ormanları napalm bombaları ile yakmışlardır. Ayrıca Afganistan ve Irak’ta ABD öncülüğündeki savaşlarda kadın ve çocuklar da dahil olmak üzere milyonlarca Müslüman öldürülmüş ve milyonlarca insanın da yurtlarını terk etmelerine neden olmuştur. Hatta Afganistan’da tüm bombaların anası olan (GBU-43/B) atılmıştır. Bu nedenle bu terör devletinin işlemiş olduğu bu insanlık suçları, alnında bir utanç lekesi olarak kalmaya devam edecektir.

Soruşturmayı yürüten ABD Hava Kuvvetleri Departmanı genel müfettişi Korgeneral Dr. Seed şöyle demiştir: “Yasa ihlali veya görevi kötüye kullanma yoktur." Dahası hiç utanmadan gazetecilere, bunun suç veya ihmalkar bir davranış olmadığını, ancak doğrudan saldırıya katılanların aslında yakın bir tehdit olduğuna inandıklarını söylemiştir. Bu nedenle herhangi bir disiplin cezası tavsiye edilmemiştir.

Amerikan ve Batılı cürümlerin devam etmesinin ana sebebinin, İslam beldelerindeki yöneticilerin ihaneti ve Müslümanlar arasındaki siyasi çekişmenin olduğunu vurgulamak gerekmektedir. Çünkü Müslümanların güçlü desteğiyle kurulmuş, ümmetin üzerine İslam’ı tatbik edecek ve İslam’ı davet ve cihat yoluyla dünyaya taşıyacak bir devlet olan İslami bir Devletleri yoktur. Ayrıca Müslümanların böyle bir İslam Devleti’ni yıkıldıktan sonra yeniden kurmamalarının nedeni, basitçe hayatın amacını yanlış yorumlamalarından kaynaklanmaktadır. Zira Müslümanlar, bu dünyadaki musibet ve imtihanlarda başarı olmak için Allah Subhanehu ve Teala’yı razı etmek yerine, Batı’da hayatın temel hedefi olan dünya metaını elde etmek ve Hindistan ve Çin’deki dinlerin belirlemiş olduğu acı ve sıkıntılardan kaçak gibi diğer ülkelerin bizzat peşinden koştukları hedeflere başvurmaktadırlar. Görünen o ki bu tür fikirler ve hayatın maksatları, Müslümanların kalplerine vehni yerleştirmiştir ki o da, “dünya sevgisi ve ölümü kerih görmektir.”

Bu nedenle aklımızı başımıza alıp tek ümmet olma vasfımıza geri dönmeliyiz! Kıblemizi yeniden tanımlamalıyız. ABD, Çin, Avrupa ve Birleşmiş Milletlerinden değil Allah Subhanehu ve Teala’dan medet ummalıyız. Vaciplerimizi İslam esası üzerine yapmamız gerektiğinin farkına varmalıyız. Kalplerimizden vehni söküp atmalıyız.  Hain ve şerir yöneticilerimizden hesap sormalı, dahası İslami olmayan hükümetlerini devirerek onları iktidardan kaldırıp atmalı ve bunun yerine Nübüvvet Minhacı üzere Hilafetin olduğu İslam Devleti’ni kurmalıyız. Aksi takdirde böylesi korkunç bir durumun devam ettiğini göreceğiz. Çünkü tek bir ümmet vasfıyla Müslümanlar olarak bizlerin, Allah Subhanehu ve Teala ile bir ahdimiz var, İslam’ı tatbik etmek, İslam’ı tüm dinlere üstün kılmak ve onu tüm insanlığa taşımak için bir ahdimiz var. Ne yazık ki bunlar, bugüne kadar unuttuğumuz hayati hususlardır.   

هُوَ الَّـذ۪ٓي اَرْسَلَ رَسُولَهُ بِالْهُدٰى وَد۪ينِ الْحَقِّ لِيُظْهِرَهُ عَلَى الدّ۪ينِ كُلِّه۪ۙ وَلَوْ كَرِهَ الْمُشْرِكُونَO, Allah’a ortak koşanlar hoşlanmasalar bile dinini, bütün dinlere üstün kılmak için, peygamberini hidayetle ve hak dinle gönderendir.” [Tevbe-33]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Seyfullah Mustenir - Afganistan

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER