- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Ruveybidaların Politikası, Münkeri Emretmek ve Maruftan Nehyetmektir
Haber:
Cezayir’in şehirlerinden birindeki lisede bir İslam hukuku öğretmeni, kız öğrencilerin mütevazi bir kıyafet giymelerini talep etmesi nedeniyle eğitim değerlerine ve okul içi düzenlemeye aykırı olduğu için okuldan atıldı!
Filistin’de Beytüllahim’de bir profesör, “Filistin bayrağına hakaret etmek ve öğrencileri bu bayrağa hakarete teşvik etmek” suçlamasıyla Güvenlik Koordinasyon Otoritesi Önleyici Güvenlik tarafından halen tutuklu bulunmaktadır. Çünkü o, kendisini temsil edenin Allah’ın Rasulü’nün Râyesi olduğunu söylemişti. Bir başka hoca da talebeleriyle birlikte Allah’ın Rasulü’nün Râyesi’nden bahsettiği için keyfi olarak nakledildiler!
Yorum:
İslam’ın yönetiminin yokluğunda ülkeleri ve insanları yöneten rüveybidalardan dolayı marufu emretmek ve münkerden nehyetmek, cezayı gerektiren bir suç haline gelmiştir! Dolayısıyla münker iyilik ve maruf da çirkin bir hale gelmiştir! Oysa iyilik, şeriatın iyi gördüğü, çirkin de şeriatın çirkin görmüş olduğudur. Dahası ahlaksızlığa ve edepsizliğe çağrılar popüler olduğu gibi sahipleri de onlardan memnun kalıp onurlandırılmayı hak ederlerken tevazuya ve şeri kıyafete davet edenlere ise öfke duyulmakta ve cezayı hak etmektedirler!
Kim benim Râyem Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in Râyesi derse, fitneye davet etmekle suçlanarak sahibi de cezaya müstahak olurken her kimde fitne ve ayrımcılık bayrağı olan Sykes-Picot bayraklarını kutsal sayar ve ona saygı gösterirse, ülkesini ve halkını seven bir kişi olmakta ve övülmeyi hak etmektedir!!
Özellikle Arap ülkeleri olmak üzere İslam beldelerindeki okulların, üniversitelerin, eğitim ve öğretimin durumunu gören bir kimse, bunu ve daha fazlasını da görebilir. Zira İslam’a ve Müslümanlara yönelik iğrenç ve nefret dolu saldırının olduğunu görecektir. Dolayısıyla artık müfredatlar değiştiği gibi erkek ve bayan öğretmenler ile eğitim ve öğretim görevlilerinin atanma kriterleri de değişmiştir. Dahası artık fazilet ve şeref ölçüleri, İslam’dan ve hükümlerinden uzak formalitelere odaklananlar için olacak şekilde değişmiştir. Dolayısıyla çıplaklığa sımsıkı sarılan, köklerini ihmal eden, öğrencilerin kalbindeki değerleri, dini ve ahlakı yıkmak için çalışan kimseler için bir yer olduğu gibi terimleri, fikirleri ve faaliyetleriyle Laikliği aşılamak için çalışan kimseler için bir yer olmuştur. Bu arada kendilerine, ailelerine, ülkelerine ve ümmetlerine karşı kurulan komplolar hakkında öğrencisini aydınlatmak için çalışan bir kişi, sınıf dışında sayılmakta ve bu sınıfa geri dönmesi gerekmektedir. Aksi taktirde bu kişi, yıkıcılık için çalışan bir suçlu olmaktadır!! Dolayısıyla dengeler alt üst olmuş ve kalbi kör olanlar hariç açık bir yıkım politikası haline gelmiştir!!
Ancak tüm bunlara rağmen Allah’ın izniyle nefisler, Allah’a, Rasulü’ne ve Allah’ın izniyle yakında kurulacak olan İslam Devleti’nin altında uygulanması gereken İslam’ın hükümlerine imanla doludur. Dolayısıyla gözlerdeki perdenin boyutunu artırmak için ne kadar çalışırlarsa çalışsınlar ve İslam’ın hükümlerini çarpıtmak ve onların çağ dışı olduğunu ve bu zamanımız için elverişli olmadığını göstermek için ne kadar uğraşırlarsa uğraşsınlar Allah’ın izniyle bu bulutlar dağılacak ve bu çarpıtmalar yok olacaktır. Bu, aziz olan Allah’a hiç zor değildir. Bu yüzden dinlerine sımsıkı sarılmaları ve Allah Celle Celaluhu’nun kelimesini yüceltmek için çalışmaları nedeniyle zulme uğrayarak kor ateşi tutanlara işte O’nun kerim kavli: وَمَنْ أَوْفَى بِعَهْدِهِ مِنَ اللَّهِ فَاسْتَبْشِرُواْ بِبَيْعِكُمُ الَّذِي بَايَعْتُم بِهِ وَذَلِكَ هُوَ الْفَوْزُ الْعَظِيمُ “Kimdir sözünü Allah’tan daha iyi yerine getiren? O halde, yapmış olduğunuz bu alışverişten dolayı sevinin. İşte asıl bu büyük başarıdır.” [Tevbe-111]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Müslime Şâmî (Ummu Suheyb)