- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Dikenden Üzüm Hasat Edilir mi?!
Haber:
Birçok ülke ile Suriye rejimi arasında veya Körfez ülkeleri arasında veya Türkiye ile Körfez ülkeleri ve Mısır arasında olduğu gibi bölgesel ülkeler arasındaki ilişkilerde bir atılım.
Yorum:
Bir anda bölgedeki ülkeler, rejimler ve yöneticiler arasına aniden kara bulutlar çöküyor, diplomatik ilişkiler kopuyor, diğer karşılıklı ilişkiler etkileniyor, savaş tamtamları ve özellikle medya davulları çalyor, bu veya diğer tarafın davulcuları ve borazancıları bölünüyor, bazıları da bir devletin veya bir eksenin diğerine karşı zaferi üzerine bahse girerek bir hayır umuyor.
Ne kişiliklerinde ne politikalarında ne de bağlantılarında hiçbirinin durumu değişmemesine rağmen bir de bakmışsın güreşçiler ve kavgacılar arasındaki bulutlar aniden dağılıvermiş, barış, uyum, kardeşlik ve iş birliği müziği çalmaya başlamış ve medyanın ve kendi medyacılarının yayınlarıyla birlikte liderler birbirleriyle kucaklaşmaya ve birbirlerine gülücükler dağıtmaya başlamışlar.
Şeytan’ın kışkırttığı (kardeşler) arasındaki yakınlaşma ve iş birliği alkışlanıyor. Oysa ihtilaf ve çatışma günlerini de alkışlayanlar ve buluşmalarından gelen iyilik hakkındaki bir konuşmayı bastıranlar da bizzat onlardı!
Arap Birliği kükreyerek, Suriye rejiminin kendi halkını öldürdüğü gerekçesiyle, birliğe hiçbir faydası olmayan Esad rejiminin üyeliğini donduruyor. Bunun üzerine davulcular davullarını çalıyor, lanetçiler bu kararı lanetliyor ve bazıları da rejimin sonunun çok yakın olduğunu ve kurtuluşun kaçınılmaz olduğunu söylüyorlardı.
Suriye rejiminin bıçağı hala boyunları kesmeye ve ölüm makinesi ekini ve nesli yok etmeye devam ederken, hiçbir şey olmamış gibi aniden bu rejime kapılarını yeniden açıyorlar.
Körfez krizi hakkında kaçınılmaz bir savaşın olacağı sözü yayılmakta ve davulcular da bu veya şu taraf için bölünmektedirler. Bunun üzerine hiçbir şey değişmeksizin dünkü düşmanın başkentlerinde muhalifler için kırmızı halılar serilmekte ve dün düşmanlık haberleri yapan aynı medya bugün de gülücükler ve kucaklaşmalar hakkında olanları haber yapmaktadır.
Ülkeler ve rejimler arasında anlaşmalar yapılmakta ve birlikler kurulmakta, sonra da birlik ve esenlik davulları çalınmaktadır. Tüm bunlar ise aylar veya yıllar içinde olmuştur. Oysa hepsi birer serap, aldatma ve yalandır.
Tüm bu aldatıcı yılların ardından soru şudur; ümmetin kendilerini bu aldatanlardan ve artık ellerini bu rejimlerden ve yöneticilerden çekmelerinin ve düşmanlık etseler de anlaşsalar da onlarda hiçbir hayrın olmadığını öğrenmelerinin zamanı gelmedi mi?
Bir yandan ajan, tabi ve hizmetkar olan, diğer yandan ise Rabbinin şeriatına komplo kuran, dahası düşmanlık eden rejimler ve ülkelerden herhangi bir hayır beklenir mi?!
Allah’ın Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem, ne kadar da doğru söylemiştir: سَيَكُونُ عَلَيْكُمْ أُمَرَاءُ يَأْمُرُونَكُمْ بِمَا لَا يَفْعَلُونَ، فَمَنْ صَدَّقَهُمْ بِكِذْبِهِمْ وَأَعَانَهُمْ عَلَى ظُلْمِهِمْ فَلَيْسَ مِنِّي وَلَسْتُ مِنْهُ، وَلَنْ يَرِدَ عَلَيَّ الْحَوْضَ“Başınızda öyle (emirler) yöneticiler olacak ki, kendi yapmadıklarını sizlere emredecekler. Her kim onların yalanlarını doğrularsa ve zulümlerinde onlara yardım ederse benden değildir, ben de ondan değilim ve o kişi havuzda (kevser nehrinde) benim yanıma uğramayacaktır.”
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Müh. İsmail Vahvah