Perşembe, 26 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/28
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Mısır, Ehlileştirme Girişimleri ile İslam’ın Tatbiki İçin Çalışanlarla Savaşın ve Onların Terörist Olarak Nitelendirilmesinin Arasındadır

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Mısır, Ehlileştirme Girişimleri ile İslam’ın Tatbiki İçin Çalışanlarla Savaşın ve Onların Terörist Olarak Nitelendirilmesinin Arasındadır

Haber:

El-Ahram Gate 03/12/2021 Cuma günü, Maat Barış, Kalkınma ve İnsan Hakları Vakfı’nın “Mısır’da Barış İnşa Edenler-Din Adına Nefret Söylemiyle Mücadele” projesi çerçevesinde düzenlediği ilk eğitim çalıştayının 2021 Aralık ayı içerisinde başlaması hakkında konuştu. Çalıştay Cumhuriyet çapında farklı kolej ve üniversitelerden 150 erkek ve kız öğrenciyi bilinçlendirmeyi amaçlamaktadır. Proje ise din adına nefret söylemi olgusu ve yansımalarıyla mücadele etmenin yanı sıra gençlerin rolünü güçlendirmeyi, yeteneklerini geliştirmeyi ve bu bağlamda Mısır toplumu içindeki olumlu rollerini harekete geçirme imkanı sağlamayı hedeflemektedir. Eğitim çalıştayına din adamları, siyaset, sanat ve medyadan bir grup uzman da katılacak ve iki ayrı entegreye ayrılacaktır: Birincisi: Nefret söylemi kavramını, bu olgunun arkasındaki temel nedenleri ve toplumsal yansımalarını tanımlamanın yanı sıra sanat ve medyanın aşırılıkçı düşünceyle mücadeledeki rolünü ve nefret söylemi ile mücadele için olası mekanizmaları ve çabaları tartışmayı içermektedir. İkincisine gelince: Toplumunuzun olumlu izlenimi başlığı altında olacak ve başarılı girişimlerin arkasındaki değişim motivasyonu ve basitliğin yanı sıra toplumun girişimlerini tasarlama ve hazırlama ve girişimin başarısını sağlama becerileri hakkındaki bir tartışmayı içerecektir.

Yorum:

İslam’a, akidesine ve hükümlerine yönelik saldırılar ve Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in söylediği gibi karanlık gecenin parçaları gibi fitnelerin peşi sıra gelen komplolardan dolayı halim olan kişi şaşkınlık içinde kalmaktadır. Zira aynı Cuma günü, ümmetin gençlerini hedefleyen ve onları Batı’nın kültürü ve fikirleriyle eğitmeye çalışan bu ehlileştirme çalıştayının başlatılmasıyla birlikte evet yine aynı gün Mısri el-Yemv Gazetesine konuşan müftü; İslami grupları, sayıları Müslümanların %1’ni dahi geçmemesine rağmen zayıf anlayışları ve aşağılık davranışlarıyla Müslümanları, Arapları ve İslam’ı rencide eden, bitkileri ve cansızları telef eden ve insanların dışında hayvanlara da eziyet eden terörist gruplar olarak nitelendirmesinin ardından nefreti öldürmekten, barışı ve sevgiyi yaşatmaktan bahsetmiştir. Dolayısıyla onların, bırakın başkalarına Müslümanlara bile hiçbir faydası yoktur. Eğer imanları iddia ettikleri gibi güçlü olsaydı, onları diyaloga girmeye ve ötekini kabul etmeye motive ederlerdi. Nitekim onlara iftira atmasına rağmen sanki kabul etmeye çağırdığı öteki bütün bir kıtayı yok etmemiş ve servetlerini çalmak için birçok insan öldürmemiş gibi. Sanki ülkemizin halklarına musallat olan ve servetlerimizi talan eden bu öteki kişi değilmiş gibi! Burada dikkat çekici olan, özellikle gençleri olmak üzere ümmetin hedef alınması ve ümmet ile dininin tatbik edilmesinin arasına engel koyan Batı için yeni bir kalkan olacak genç bir nesil oluşturma girişiminin olmasıdır.

Meydanları dolduran ve fikri alanı işgal eden İslami hareketlerin evlatlarına yönelik yapılan devrimlerin ardından rejimin önderlik ettiği bu şiddetli savaş, gençleri sarmalayan ve onların enerjilerini tüketen fikri ve kültürel bir çerçeveye sahip olması gerekiyor ki böylece ümmetin muhlis evlatları onları kapıp götürmesinler ve onlarla birlikte tekrar rejimin ileride üstesinden gelemeyeceği İslami hareketler üretemesinler. Bu nedenle her İslami düşünceyi kasıtlı olarak yok etmenin ve onun gençlerle herhangi bir şekilde bağlantı kurmasını engellemenin gölgesinde bu gençlerin dikkatini çekmek için Batı’nın denetlediği dernek ve kurumların elleri serbest bırakılmıştır. Nitekim sürekli devam eden girişimler kapsamındaki bu çaba, ümmetin evlatlarından, Batı’nın fikirlerini kabul etmesinin yanı sıra Batı’nın ülkemiz üzerindeki hegemonyasının bekasını ve onun ümmetin servetlerini ve yeteneklerini yağmalamasını, dahası bunları sağladıktan sonra bu servetleri çalarken Batı’yı koruyup kollamayı kabul eden bir nesil oluşturmak içindir.    

Batı, fikri mücadelede ümmeti hezimete uğratmak için çalıştığı gibi İslam’ın fikirlerini ve siyasi akidesini de ümmetin evlatlarının kalbinden silmek için çalışmaktadır. Ancak bu arena ona ait olmadığı gibi sağlam ve güçlü akidesi olan, şifa verici delillere ve insanların fıtratına uygun, akıllarına kanaat getiren ve kalplerini rahatlatan yeterli çözümlere sahip olan bir ümmetle rekabet edemeyecektir. Zira İslam, Kitabı ile tek başına akıllara ve kalplere nüfuz edebilecek bir güçtedir. O halde ümmetin içerisinde, İslam’ın hükümlerini bilen ve ümmetlerinin onurunu yeniden elde etmek amacıyla gecelerini gündüzlerine katarak İslam’ın tatbik edilmesi için çalışan muhlis insanlar varken bu nasıl olabilir ki? İşte onlar Batı’nın korktuğu kimseler oldukları gibi onların ümmetin gençlerini kazanmalarından ve ümmetin gençlerinin de onların fikirlerini kabul etmelerinden korkmaktadır. Zira Batı, onların var olan herhangi bir fikri boşluğu doldurabileceklerini ve istisnasız insanların hayatın her alanındaki sorunlarına çözüm sunan ve beşerin koyduğu herhangi bir nizamın sahip olmadığı veya İslam’ın dışındaki insanların bilmedikleri kâmil İslami bir proje taşımalarından dolayı onların tek başlarına fikirler mücadelesinde kendisini hezimete uğratmaya muktedir olduklarını çok iyi bilmektedir.

Ey ümmetin gençleri! Sizlere yalan söylemeyen, dahası İslam’ın tertemiz fikirlerini olması gerektiği gibi taşıyarak sizlerin dünya ve ahirette izzetli olmanız için çalışan bir lider olan Hizb-ut Tahrir sizleri, sizinle uyumlu olmayan ve fıtratınızla da örtüşmeyen Batı fikirlerinin yerine bu fikirleri taşımaya davet ettiği gibi bu fikirleri taşımaya ve nüfuzu ve ajanlarıyla birlikte geri dönmemek üzere ülkelerimizden çıkıncaya kadar Batı ile mücadele etmeye davet etmektedir. Sizler biliyorsunuz ki kinin, nefretin ve insanların nefislerinde yatan öfkenin sebebi, Kapitalizm, onun kanunları, servetleri yağmalaması ve halkların servetlerini yağlamak ve onları ülkelerinin zenginliklerinden faydalanmalarını engellemek için Batı’nın insanları öldürmesine ve köleleştirmesine izin veren menfaatçiliğidir. Bunun için Batılı şirketler tarafından yağmalanan Afrika halklarına basit bir bakış bile yeterlidir. Bütün bu servetlere sahip olan halklar sefalet ve fakirlik içerisinde yaşarlarken hırsızlar ise Avrupa ve Amerika bankalarına akan servetlerinin keyfini çıkarmaktadırlar. Dahası onlar, ya halkların servetlerini yağmalayanların koruyucusu ya da bu servet için verdikleri mücadelenin yakıtları olmaktadırlar. Dolayısıyla Batı’ya yönelik kinin, nefretin ve nefislerde yatan öfkenin ve Kapitalizmin ürettiği halklara yönelik zulmün sebebi işte budur. Dolayısıyla da bunun, İslam’dan, onun adaletinden ve Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafet Devleti’nden başka çözümü yoktur. Zira Batı’ya karşı koyabilecek, halkların servetlerinin yağmalanmasını, zenginliklerinin ve yeteneklerinin çalınmasını durdurabilecek, bunların kendilerini geri dönüşünü sağlayacak, bunları halkların arasında adil bir şekilde dağıtarak onların haklarını ve rahat yaşamlarını garanti altına alacak tek güç odur. Hizb-ut Tahrir’in aranızda kamil bir şekilde projesini taşıdığı işte bu devlettir. Ayrıca Hizb-ut Tahrir sizleri, bu devlet projesini kendisiyle birlikte taşımaya ve sizinle birlikte kurması amacıyla ona nusret vermesi için ümmetin ordu içerisindeki muhlis evlatlarını teşvik etmeye davet etmektedir. Böylece o devletle birlikte, kendisiyle birlikte dünyayı da boğan bu Kapitalizmden dünya kurtulacaktır. Dahası sizin sayenizde, Mısır, ümmet, tüm ezilmişler ve mazlumlar Kapitalizmin zulmünden ve vahşiliğinden kurtulmuş olacaktır. İşte o zaman sizler de izzetli olacaksınız.  Allah’tan, size bir çıkış yolu vermesini ve izzetiniz olan Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafet Devleti’ni kurmayı nasip etmesini temenni ediyorum. Allahumme Amin.

يَا أَيُّهَا الَّذِينَ آمَنُواْ اسْتَجِيبُواْ لِلّهِ وَلِلرَّسُولِ إِذَا دَعَاكُم لِمَا يُحْيِيكُمْ
Ey iman edenler! Allah ve Rasulü sizi, size hayat verene çağırdığı zaman icabet ediniz.
” [Enfal 24]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Said Fazıl - Mısır

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER