Perşembe, 26 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/28
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

İki Farklı Erdoğan!

İki Farklı Erdoğan!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

İki Farklı Erdoğan!

Haber:

İslam İşbirliği Teşkilatı Parlamento Birliği (İSİPAB) 16. Konferansı Açılış Oturumu’nda konuşan Cumhurbaşkanı Erdoğan “Filistin meselesi, İslam İşbirliği Teşklilatı'nın yapı taşlarındandır. Kudüs'ü savunmak insanlığı savunmaktır. Gazze'ye yönelik haksız ve vicdansız abluka devam ediyor. Biz asla acılar ve ölümler arasında ayrım yapmadık, yapmıyoruz. Mazlum kim olursa olsun elinden tutmak bizim inancımızın bir gereğidir. Kudüs davası sadece bir avuç cesur Müslümanın davası değil, İslam aleminin tamamının ortak davasıdır” dedi.

Yorum:

Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın bu söylemlerini birkaç açıdan değerlendirmek mümkün.

Öncelikle Erdoğan bu söylemlerinde asla samimi değildir. Bir taraftan yahudi varlığının zulmünden bahsederken diğer taraftan yahudi varlığına sıcak mesajlar gönderip ilişkileri yeniden güçlendirmekte olduğunun altını önemle çiziyor. Daha geçen ay yahudi varlığı Cumhurbaşkanı Isaac Herzog ile bir telefon görüşmesi gerçekleştiren Erdoğan şunları söyledi: “Türkiye-İsrail ilişkilerinin Orta Doğu'nun güvenlik ve istikrarı bakımından da önem taşıdığını belirterek gerek ikili gerek bölgesel konularda karşılıklı anlayış içerisinde hareket edildiği takdirde görüş ayrılıklarının da asgariye inebileceğini, bölgede barış, hoşgörü ve birlikte yaşama kültürünün yeniden hakim kılınmasının zaruri olduğunu, bu bakımdan Filistin-İsrail ilişkilerinin gelişmesi ve barış sürecinin yeniden başlatılmasının öncelik taşıdığını dile getirdi.”

Açıklamalardan da görüleceği üzere iki farklı Erdoğan portresi ile karşılaşıyoruz.

Cumhurbaşkanı Erdoğan yeni Amerikan siyaseti gereği senelerdir Mısır, BAE ve diğer bölge ülkeleri ile gergin olan siyasi ve ticari ilişkileri yeniden canlandırırken diğer taraftan ise daha önce bebek katili ve terör devleti dediği işgalci yahudi varlığıyla sözde gergin olan diplomatik ilişkileri de yeniden güçlendirmek istiyor. Erdoğan bir taraftan yahudi varlığının zulmünden bahsederek yaklaşan 2023 Cumhurbaşkanlığı seçimleri için içeride kendi tabanını konsolide etmek için nabza göre şerbet verirken, diğer taraftan Müslümanları katleden işgalci yahudi varlığı Cumhurbaşkanı Isaac Herzog’u telefonla arayarak cumhurbaşkanı seçilmesinden dolayı tebrik ediyor.

Bununla birlikte geçtiğimiz ay Erdoğan’ın evinin fotoğraflarını çektiği ve ajanlık iddiası ile gözaltına alınan İsrail’li bir çifti sırf yahudi varlığını memnun etmek adına serbest bıraktı. Bunun üzerine işgalci varlık “İsrail” Cumhurbaşkanı ve Başbakanı, Erdoğan’ı telefonla arayarak çiftin serbest bırakılmasından dolayı teşekkürlerini iletti. Yine yahudi varlığıyla yeniden normalleşme eğiliminde olan diplomatik ilişkilerin zarar görmemesi adına Mavi Marmara davasının üzeri kapatılarak Müslümanlar yalnız ve sahipsiz bırakıldı.

Tabi ki ihanetler sadece bununla sınırlı değil. İsrail'de yayın yapan Hayom gazetesine konuşan üst düzey bir Türk yetkili ise, "Türk hükümeti, İsrail'in de eş zamanlı olarak büyükelçi atamayı taahhüt etmesi halinde, Tel Aviv'e büyükelçi atamaya hazır olduğunu iletti." Yahudi varlığıyla ilişkileri yeniden canlandırmak ve onları razı etme adına büyük bir ihanete daha imza atıldı. ABD’ye Osmanlı’dan ve Türkiye’den göçen Sefarad toplumunu ve Türkiyeli Yahudileri bir araya getiren Amerika Sefarad Kardeşliği’nin New York'ta düzenlediği Ulusal Sefarad Toplumu Galasında Türkiye’nin Washington Büyükelçisi Hasan Murat Mercan, New York'ta düzenlenen Ulusal Sefarad Toplumu Galası’nda Hanuka mumlarını İsrail ve Yunanistan Büyükelçileri ile birlikte yaktı.

Aslında tüm bu olanlar bize bir şeyi gösteriyor. O da kapalı kapılar ardında yaşanan ihanetin artık aşikâr olduğu gerçeğidir. Erdoğan hem Amerika’yı razı etme hem de kendi koltuğunu koruma adına bu tür kirli siyasi adımları atıyor. Müslümanların hoşuna giden popülist bir söylemle yapamayacağı ve yerine getiremeyeceği boyundan büyük sözler söylüyor. Amerika ve Batı’yı razı etmek için tüm gücünü bu uğurda sarfediyor. Halbuki Erdoğan’ın Rabbini razı etmesi için adımlarını atması, ümmetin çıkarlarını koruması ve gasıp işgalci yahudi varlığını mübarek Filistin topraklarından kökünü kazıyacak orduları seferber etmesi gerekmez miydi?

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Yılmaz ÇELİK

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER