- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Sonu Yaklaşan Hinduların Pervasızlığı
Haber:
Polis, Hindu dini liderlerinin toplu katliamlar ve Müslümanlara karşı silah kullanılması çağrısında bulunulan bir toplantının görüntülerinin sosyal medyada viral hale gelmesi üzerine soruşturma başlattı.
Hindistan polisi Cuma günü yaptığı açıklamada, geçen hafta kuzey Uttarakhand eyaletindeki Haridwar’da katılımcıların Müslümanlara karşı toplu katliamlar ve silah kullanımı çağrısı yaptığı olayla ilgili “nefret söylemi” soruşturması başlattıklarını söyledi.
Konuşmacı kadın, kalabalığa “100 tanemiz asker olsa ve onlardan iki milyonunu öldürsek, galip geleceğiz... Bu tavırla durursanız ancak o zaman “sanatana dharma’yı” (Hinduizmin mutlak bir biçimini) koruyabileceksiniz” diye seslendi.
Toplantıya Başbakan Narendra Modi’nin Bharatiya Janata Partisi’nin (BJP) en az bir üyesi katıldı. Parti, 2014'te iktidara geldiğinden beri katı Hindu milliyetçileri tarafından Müslümanlara ve diğer azınlıklara yönelik zulmü teşvik etmekle suçlanıyor. (milliyet.com.tr / 25.12.2021)
Yorum:
Müşrik Hindistan yöneticilerinin Müslümanlara yönelik zulümleri kesintisiz devam ederken şimdi de İslam ve Müslümanların düşmanı Narendra Modi'nin Bharatiya Janata Partisi (BJP) sözde dini liderleri, Müslümanlara toplu katliamlar yapmaya ve onlara karşı silah kullanmaya teşvik etmektedir. Aslında kafir Hindu yönetiminin Müslümanlara yönelik bu tepkisi hiç şaşırtıcı değildir. Zira bunun üç nedeni vardır: Birincisi: Allahu Teala’nın şu kavlidir: لَتَجِدَنَّ أَشَدَّ النَّاسِ عَداوَةً لِلَّذِينَ آمَنُوا الْيَهُودَ وَالَّذِينَ أَشْرَكُوا“İman edenlere karşı düşmanlık yönünden insanların en şiddetlisi olarak Yahudileri ve Allah’a ortak koşanları bulursun.” [Maide-82] Dolayısıyla Hindular da Müşriklerdendir. İkincisi: Dünyaya, İslam ve Müslümanlar ile savaşan, Müslümanların toprakları ve kanları üzerinden beslenen ve çıkarları için tehlike olarak sadece İslam’ı gören kafir Laik Kapitalist sistemin hâkim olmasıdır. Üçüncüsü: Kafir Batılı ülkelere hizmet etmeyi bir şeref sayan, tahtlarını korumak adına Allah’ın haram kıldıklarını yapmaktan zerre kadar çekinmeyen ve Batılı efendilerini razı etmek için İslam’ı ve Müslümanları istismar etmeyi bir görev bilen, daha da önemlisi birçok örneklerine tanık oldukları halde kendilerinin de kullanılıp atılacak bir bez parçası olduklarının farkına bile varamayan Müslümanların başındaki hain yöneticilerdir.
Şimdi soru şu: Narendra Modi, Hindistan’daki Müslümanları yasadışı göçmenler olarak ilan ederek Müslümanları sürgüne yönelik politika izlemesi, kısa zaman önce Hintli yetkililerin 1300 Müslüman ailenin evlerini yıkmaları ve Assam eyaletinde hükümetin saldırılarına karşı düzenlenen bir protestoya katılan Mümin el-Hak ismindeki masum bir kişiyi Hintli polisin katletmesi gibi Hintli yetkililer Müslümanlara yönelik sistematik bir şekilde en iğrenç zulümleri yapmalarına, hatta bu zulümlerin şiddetinin boyutundan dolayı Amerikan Time Dergisi 4 Ekim 2021 tarihli bir makalesinde, “Hindistan Müslümanlara karşı soykırıma mı gidiyor?” sorusunu sormasına rağmen neden şimdi de Hindistan’ın aşağılık yöneticileri Müslümanlara karşı toplu katliama teşvik ediyor?
Bizde kullanılan bir atasözü vardır: “Eceli gelmiş köpek cami duvarına bevledermiş.” Yani artık sonu yaklaştığı için ne yapacağını bilmez hale gelip yapmaması gereken şeyi yapmaya başlar demektir. Malumdur ki şu an istisnasız tüm dünya ülkeleri ve halkları büyük bir kaos ve çalkantı içerisindedir. Gerek dünyayı saran Kovid-19 pandemisinin yansımaları, gerek bozuk Kapitalist ekonomik sistemin olumsuz yansımaları, gerek en aşağılık ahlaksızlığın ve rezilliğin en ücra köşelere kadar ulaşması tüm dünya halklarını bunaltmış ve artık onların yönetimlerini ve politikalarını sorgulamalarına neden olmuştur. Daha da önemlisi ise dünya halkları, Kapitalist Laik sistemin sorunlarına çözüm getirmediğini görmeye başlamışlar ve artık alternatif arayışına girmişlerdir. İşte tüm bunlara tanık olan kafir Batı ve Hindistan’ın da olduğu ajan yöneticileri halkları teskin etmenin ve yönetimlerini sürdürmenin yollarını aramaya başlamışlardır. Zira onlar çok iyi biliyorlar ki bu bozuk Kapitalist sisteme alternatif olacak tek din İslam ve onun nizamı olan İslam Devleti’dir. İşte Hindistan rejimi de bunu yakından hissettiği için Hilafet Devleti’nin olduğu bu alternatifi engellemenin ve onu geciktirmenin yollarından biri olan en şiddetli yöntemlere başvurmaktadır. Bu iğrenç yöntemin zirvesi ise Müslümanlara yönelik toplu katliamın uygulanmasıdır. Çünkü Hindistan yöneticileri, dünyanın İslam’ın nuruna kavuşmasıyla hiçbir değerlerinin kalmayacağını ve İslam Devleti’nin varlığında attıkları her adımın hesabını vermek zorunda kalacaklarını bilmektedirler. İşte onları bu iğrenç yöntemlere sevk eden, artık sonlarının yaklaştığını yakinen idrak etmeleridir. Ama ne yaparlarsa yapsınlar korktukları şey başlarına gelecek ve Allah’ın vaadi ve Rasulü Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in müjdesi gerçekleşecektir. اِنَّهُمْ يَرَوْنَهُ بَعٖيداًۙوَنَرٰيهُ قَرٖيباًؕ “Doğrusu onlar (o azabı ihtimalden) uzak görüyorlar. Biz ise onu yakın görmekteyiz.” [Mearic-6-7]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ramazan Ebu Furkan