Haber-Yorum

Türkiye Dışişleri Bakanı’nın Ziyareti Sadece Yahudi Varlığına Hizmet Ediyor

Filistin Halkına Yönelik Projeleri İse Komplosuna Sessiz Kalmaları İçin Bir Rüşvettir!

Haber:

Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu,Ramallah’ta Filistin Dışişleri Bakanı Riyad el-Maliki ile yaptığı ortak basın toplantısında, ülkesinin Filistin davasına verdiği desteğin “İsrail” ile olan ilişkilerinin seyrinden tamamen bağımsız olduğunu söyledi.

Çavuşoğlu şöyle ekledi; Türkiye, ““İsrail” ile ilişkilerin normalleştirilmesi konusunda Filistin tarafı ile koordinasyona devam edecek ve Filistin davasına olan desteğimiz Tel Aviv ile olan ilişkimizin seyrinden bağımsız olacaktır.” Türkiye’nin “bağımsız ve egemen bir devlete sahip olma mücadelesinde Filistinli kardeşlerimizin yanında olmaya” devam edeceğini vurguladı.

Anadolu Ajansı’nın diplomatik kaynaklarına göre, iki taraf önümüzdeki Haziran ayı sonunda Filistin-Türkiye ortak ekonomik komitesi toplantısı düzenlemeye ve her iki taraf ticari ilişkileri artırmanın yollarını ele almaya karar verdi. Ayrıca Türkiye Odalar ve Borsalar Birliği’nin Batı Şeria’daki Cenin'de sanayi bölgesi kurmak için hazırladığı çalışmayı da görüştüler. (Maan Haber Ajansı, 24/05/2022)

Yorum:

Türkiye rejimi, tüm siyasi ipleri oymaya çalışıyor. Zira Yahudi varlığı ile normalleşmeyi destekleyen yönünü açığa vurmasının ardından BAE ve Bahreyn’e saldırmasının ve sonrasında Kemalistlerin bir kalıntısı olarak onunla normalleşmeyi savunmasının ardından, onlardan daha çok normalleşmiştir. Bu yüzden Yahudi varlığının başkanı Isaac Herzog’u coşkulu bir şekilde karşılamıştır. Şimdi de o, siyasi pozisyonlar satın almak ve otoritenin ağzını sulandıran bazı projeler, yardımlar ve ticari ilişkilerle ucuz bir şekilde imajını düzeltmeye çalışmak için Dışişleri Bakanı’nı gönderiyor. Böylece sözde (Filistin) devleti kurulmadan önce normalleşmeyi reddetme pozisyonundan vazgeçiyor ve başlangıçta BAE’nin normalleşmesinin ardından meydana geldiği gibi normalleşmeye ortak oluyor; zira önce kınadı, karşı çıktı, sonra da sanki hiçbir şey olmamış gibi normalleşmeyi kabul etti, destekledi ve övdü!  

Bu ziyaret sadece Yahudi varlığına hizmet ediyor. Zira Çavuşoğlu’nun bahsettiği iki devletli proje, özellikle Amerika olmak üzere büyük ülkeler açısından bu topraklardaki bu varlık için bir emniyet supabı olarak kabul edilmektedir. Dolayısıyla Yahudilerin durmak bilmeyen cürümlerine karşı özellikle İslami ülkelerde kaynama durumu ve öfke duygularının yükselmesinin ışığında bu konu hakkında konuşmak, Yahudi varlığını korumak için harekete geçmekten başka bir şey değildir. Filistin davası açısından olana gelince; bu, ondan vazgeçmek ve onu satmak olup sözde devlet ve bayrak adı altında toprak ve egemenlik kırıntıları ile örtülmeyecek olan büyük bir ihanettir!

Batı ve ajanları, Yahudi varlığını çevreleyen büyük tehlikeyi hissettikleri gibi onunla normalleşen ve onu koruyan rejimler de bunu biliyor ve tahtlarının sallandığını hissediyorlar. Bu nedenle Yahudi varlığını korumaya hırs gösteren büyük ülkelerin direktiflerine göre bölgedeki konumu ayarlamak amacıyla siyasi manevralar, ziyaretler, açıklamalar ve arabuluculuklar yoluyla bu işgalci varlığın ömrünü uzatmak için taraftarların ve yandaşların seferber olduklarını görüyorsunuz.

Filistin’in, Mescid-i Aksa’ya ve Filistin halkına saldırmaya devam ederek kendilerini Filistin halkının önünde mahcup etmemesi için Yahudi varlığına yalvaran dışişleri bakanlarının ziyaretine ihtiyacı olmadığı gibi Mescid-i Aksa’da toprak ve hak kırıntıları talep eden ziyaretlere de ihtiyacı yoktur. Bilakis Filistin’in,Yahudi varlığını kökünden söküp atmak ve Tatarlar ve Haçlıların diğerleri için bir ibret olduğu gibi onu da Batı ve ülkeleri için bir ibret kılmak için harekete geçecek Türkiye’nin silahlı ordusu gibi en güçlü silahlarla donatılmış büyük bir orduya ihtiyacı vardır.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Dr. İbrahim et-Temimi - Mübarek Toprak (Filistin)