- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Abe’nin Öldürülmesinin Ardından Japonya!
Haber:
Abe ve müttefiki Komeito’nun mensubu olduğu Liberal Demokrat Parti’den (milliyetçi sağ) oluşan Japonya’daki iktidar koalisyonu, Pazar günü yenilenen oylamada 125 sandalyenin 75’inden fazlasını elde ederek her üç yılda bir düzenlenen ve Senato’daki 248 sandalyenin yarısını kapsayan seçimlerde ezici bir zafer kazandı. Böylece iktidar koalisyonu, Japonya’nın uluslararası arenadaki askeri rolünü güçlendirmek için artık barışçıl anayasayı değiştirmeye hazır bir çoğunluğa sahip oldu ki bu, Abe’nin uzun zamandan beri istediği bir hedefti.
Yorum:
Shinzo Abe, sağlık nedenlerinden dolayı görev süresinin dolmasına bir yıl kala, Ağustos 2021’de Japonya Başbakanlığı görevinden istifa etmişti. Japon haber ajansı “Kyodo” tarafından yürütülen bir kamuoyu yoklaması, iktidardaki Liberal Demokrat Parti’nin hala önde olduğunu ortaya koysa da ancak fark sadece bir puandı. Bu ankette dikkat çekici olan şey, ankete katılanların kayda değer bir oranının savunma bütçesinin artırılmasına destek vermemesi olmuştur. İşte Abe’nin öldürülmesinden sadece iki gün sonra yapılan seçimler, partisine anayasayı bile değiştirmesine imkan veren geniş ve rahat bir çoğunluk sağlamıştır.
Japonya Anayasası’na 1947 yılında eklenen 9. maddede şöyle geçiyor: “Devlet, savaştaki egemenlik hakkından resmen feragat ediyor ve adalet ve düzene dayalı uluslararası bir barışı hedefliyor.” Ayrıca maddede şu metin de geçiyor: “Bu hedeflere ulaşmak için savaş imkanlarına sahip silahlı kuvvetler korunmayacaktır.” Nitekim o vakit bu maddeyi, Amerika dayatmıştı.
Amerika bugün, tiyatro yönetmeni olarak buna ihtiyaç duyduğundan dolayı dün dayattığını şeyi değiştirmek istiyor.
Katilin hedefleri hakkında yayınlanmasına izin verilenlere göre, bir örgüte verdiği destekten dolayı Abe’den intikam almak istemiştir. Ama dikkat çekici olan bu örgütün adını hiç kimsenin söylememiş olmasıdır. Bu da meselenin hakikati hakkında sorgulamalara neden olmuştur. Nitekim özellikle Rusya’nın Ukrayna’yı işgali ve Rusya’nın Kuril Adaları konusunda Japonya ile müzakerelerden çekilmesi sonrasında bölgede önemli siyasi ve askeri gelişmeler yaşanmış ve özellikle Japonların bu bildirime çok sert bir tepki vermesinin ardından adalardaki durum daha da kötüleşmiştir. Zira Japonya Dışişleri Bakanı Hideki Aoyama, Rusya’nın Ukrayna’ya yönelik operasyonlarının ikinci gününde, Rusya’nın “Kuril Adaları’nın güneyini işgal ederek uluslararası hukuku ihlal ettiğini” söylemiştir.
Ayrıca Rusya’nın Sahalin-2 petrol ve gaz projesini cumhurbaşkanlığı kararnamesi ile devralması, özellikle de Japon Mitsui ve Mitsubishi şirketlerinin%22,5’e karşılık Shell’in %27,5 eksi bir hisseye sahip olmasından dolayı yakın gelecekte Japonya üzerinde önemli bir etkiye sahip olacaktır.
Tabi ki yirmi birinci yüzyılın en büyük jeopolitik meydan okuması olarak gördüğü Çin tehditlerine karşı devam eden Amerikan seferberliği de göz ardı edilemez.
Öldürülen Japonya Başbakanı ölümünden bir süre önce, “nükleer katılımın yasaklanan bir konu olmaması gerektiğini” söylemişti. Peki onun öldürülmesiyle sonuçlanan tüm bu olaylar, Japonya’nın NATO’ya veya belki de AUKUS İttifakı’na katılması ve Amerikan nükleer silahlarının kendi topraklarında konuşlandırılması gibi bölgede büyük askeri gelişmelere işaret ediyor mu?
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Hüsameddin Mustafa