- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Zalime Meyil Mazluma İhanet Olur!
Haber:
Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu dün Ankara'daki 13'üncü Büyükelçiler Konferansı'nın son gününde gazetecilerin sorularını yanıtlarken, "Muhalefetle Suriye'deki rejimi bizim bir şekilde anlaştırmamız lazım. Aksi takdirde kalıcı bir barış olmaz, bunu hep söylüyoruz" demişti.
Ekim 2021'de Sırbistan'ın başkenti Belgrad'da düzenlenen Bağlantısızlar Toplantısı'nda Suriye Dışişleri Bakanı Faysal Mikdad ile de ayaküstü bir sohbet gerçekleştirdiğini açıklayan Çavuşoğlu, bu düşüncesini o görüşmede de aktardığını söyledi. (Ajanslar 12.07.2022)
Yorum:
Rasulullah aleyhiselam birçok hadisi şeriflerinde zulmün, çirkinliğinden, kötülüğünden ortadan kaldırılmasının zaruretinden bahsetmesine rağmen bunun tam tersini yapmaya hevesli bayağı kişiler, özellikle de idareyi elinde bulunduranlar maalesef çok daha çirkinleşmekteler.
اتَّقُوا الظُّلْمَ فَإِنَّ الظُّلْمَ ظُلُمَاتٌ يَوْمَ الْقِيَامَةِ
“Zulümden sakınıp kaçınınız. Çünkü zulüm, kıyamet gününde zâlime zifiri karanlık olacaktır…’’
11 yıldır aralıksız bir şekilde tarihin tanık olduğu en vahşi yöntemlerle milyonlarca Müslümanı katledip muhacir kalmasına sebep olan, akıl almaz işkencelerle insan onurunu ayaklar altına alan, tecavüz ve zulümlerle aşağıların aşağısına inen, şehirleri yerle bir ederek barbarlığın zirvesini gösteren vahşi yaratıklarla nasıl bir anlaşma, nasıl bir barış yapılabilecek?
Müslümanlara bu zulüm ve katliamlar yapılırken doğrudan veya dolaylı bir şekilde bu katillere destek verenler aynı günahın ortaklarıdır. Yine ellerindeki orduları ABD’nin siyasi çıkarlarına hizmet etme adına sahada kullananların bugün barıştan bahsetmesi tam bir iki yüzlülük örneğidir. Suriye’de terör örgütlerinin ortadan kaldırılması gerektiğine vurgu yapan Çavuşoğlu acaba terörü sadece kendi topraklarına saldıran unsurlar olarak mı değerlendiriyor?
Dünyanın en büyük terör devletleri olan ABD, Rusya ve yine onlara Suriye’de maşalık yapan Eset’in, katlettiği, evsiz bıraktığı, muhacir olmalarına sebep olduğu milyonlarca Müslümanın katili en büyük terörist olma vasfına sahip değil mi? Ve haliyle en başta ve en büyük mücadele bunlarla yapılması gerekmez miydi?
Sayın Çavuşoğlu’na sormak lazım! Müslümanların sahada gerçekleştirmek istedikleri devrimi sulandıran, altını oyan, ABD planına uymaları için gruplara her türlü desteği veren, uymayanlara baskı yapan, göstermelik askeri operasyonlarla devrimin kalbine hançer saplayan sizler, şimdi de son göreviniz olan siyasi anlaşmayla zalim ve mazlumu mu barıştıracaksınız! Sizler için, reel politik çerçevesinde, menfaatler ekseninde, her türlü değer alaşağı edilebilir. Dün katil, terör dediklerinizle çıkarlar adına uzlaşıp ortak hareket edebilirsiniz. Fakat Müslümanların hiçbir zaman böylesi ölçüleri ve değerleri olmadı, olmayacak. Zalimin elleri kırılmadan mazluma rahat olmaz. Katilden kısas alınmadan adalet sağlanmış olmaz. Zulmün kaynağı olan düzenler ve devletler ortadan kaldırılmadan da insanlık huzura kavuşmaz. Kalıcı barış için tam da bunları yapmanız gerekiyor. Aksi takdirde zalimin avukatlığından öteye geçemezsiniz.
Sizler ABD planlarını İslam Coğrafyasında uygulamadan vazgeçmediniz. Demokratik siyasetin kirli fikirleriyle hayata baktığınız için istikameti, hakkı, doğruyu, makul ve makbul olanı hiçbir zaman anlayamadınız. Hiçbir akıl sahibi ailesinin katilini, zulmüne devam eden zalim ile barışın olmayacağını bilir.
Gerçekten akledecekseniz ABD’nin Cenevre, Astana planlarını bir tarafa bırakarak sadece mazlum Müslümanlar için ordunuzu seferber eder, zalim Eset rejimini ortadan kaldırıp zalimin karşısında olduğunuzu gösterin. Buna gücünüz ve imkanınızın olduğunu herkes biliyor. Fakat cesaret ve kararlığınızın olmadığını da ne yazık ki gösteriyorsunuz.
Elbette bu cesareti, kararlılığı gösterecek Halifeler bu ümmetin bağrından çıkacaktır. İşte o gün hiçbir zalim zulmünü sürdüremeyecek. Hiçbir katil de cezasız kalmayacak.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ahmet SAPA