- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Tilki Avrasya İnine Giriyor!
Haber:
Türkiye Cumhurbaşkanı Erdoğan Cumartesi günü yaptığı açıklamada, ülkesinin Şanghay İşbirliği Örgütü'ne üye olmak istediğini belirterek, bu adımın Türkiye’nin bu ülkelerle ilişkilerini farklı bir konuma taşıyacağını vurguladı. Bu açıklama, ABD’ye gitmeden önce Özbekistan’ın Semerkant kentinde örgütün zirvesine katıldığı sırada yapıldı. (El.Cezire)
Yorum:
Şanghay İşbirliği Örgütü (ŞİÖ), 15 Haziran 2001’de Çin, Kazakistan, Kırgızistan, Rusya, Tacikistan ve Özbekistan tarafından kurulmuş bir Avrasya uluslararası siyasi, ekonomik ve güvenlik örgütüdür. Terörle mücadele, güvenliğin güçlendirilmesi, suçun her türlüsüyle mücadele, ayrılıkçı ve aşırılıkçı hareketlere karşı mücadele, her alanda tam iş birliği, güvenlik ve istikrarın sağlanması en önemli hedefleri arasındadır. Bugün 14 üye ülkesi olduğu gibi gözlemci ve diyalog ülkeleri de vardır.
Diyalog ülkeleri, örgütün tüzüğünün 14. maddesi uyarınca 2008 yılında kurulmuş olup örgütün hedef ve ilkelerini paylaşan ve onlarla ortaklık ilişkisi kurmak isteyen ülkelerdir.Türkiye sadece diyalog ülkelerinden biri olarak kabul ediliyor. Amerika ise gözlemci statüsü elde etme girişimlerine rağmen, bu bölgenin jeopolitik vakıası ve Körfez ülkeleri bölgelerine yayılma korkusundan dolayı bunu başaramadı. Onun en önemli hedeflerinden biri, bu ülkelerde liberal demokrasinin herhangi bir kazanım elde etmesine imkan vermemektir.
Batı her zaman ona, kontrol edilmesi gözüyle bakıyor. Zira Zbigniew Brzezinski şöyle demiştir: “Avrasya bölgesinin kontrolü, dünyayı kontrol etmenin anahtarıdır.”
Dolayısıyla Erdoğan’ın açıklamasının, Amerika’nın başaramadığı şeyi başarmaya yönelik kararlı bir girişim olmaktan uzak olmadığını görüyoruz. Ayrıca Amerika’nın planlarının profesyonelce uygulanması Türkiye’nin rolüne emanet edildiği için bu örgüte bir izleme veya diyalog ülkesi olarak değil aktif bir üye olarak girmeyi planlıyor. Bunu ise örgütün politikaları üzerinde etkili olabilmek ve oraya Amerikan parmağını sokmak için yapıyor. Böylece Avrasya bölgesindeki durumu istikrarsızlaştırmanın yumuşak yolu sayesinde, bu örgütü sona erdirmeyi veya kontrol etmeyi başarabilirse Çin’in konumunun zayıflamasına imkan tanıyacaktır.
Bildiğimiz üzere Erdoğan nereye giderse gitsin, Amerika’nın çıkarlarına, sonra da Türk ulusal çıkarlarına öncelik veriyor. Dolayısıyla iktidarda ne kadar uzun süre kalmasını sağlarsa, onun emirlerine o kadar itaatkâr olacak ve artık çıkarlar payı, koşulların iyileştirilmesi ve krizlerin sona ermesi için müdahale ettiği ülkeler için kalmayacaktır. Tabii bu, uluslararası kapitalist sistemin insanların çıkarlarına ve ülke güvenliğine zarar veren politikalarının sonuçlarından biridir.
Nitekim tüm dünya, gerçeklerin aldatıldığı ve tahrif edildiği bu durumdan artık bıkmıştır. Bu yüzden biz ve bu dünyadaki her bilinçli insan, sadece kendi çıkarlarını gözeten, hiçbir kutsalı, dini, ırkı veya ne kadar küçük olursa olsun hiçbir şeyi umursamayan bu açgözlü kapitalist sistemin ortadan kaldırılması için çalışmalıdır.
Ey Müslümanlar: Bugün dünyanın, kapitalizmin dünyaya taşıdığı her şeyi tedavi edecek, huzur ve mutluluğu sağlayacak, yaratıcısının şeriatını tatbik ederek insana onurunu yeniden kazandıracak, insanı Allah hangi fıtrat üzere yaratmış ise ona geri döndürecek ve kalplerimizi, 100 yılı aşkın süredir tadına varamadığımız bir huzurla dolduracak merheminize çok ihtiyacı vardır. Haydi o zaman kalkın ve insanları bulundukları durumdan çıkarmamız ve onları kulların Rabbine ibadet etmeye ve bağırlarına çöreklenmiş zulümden dünyayı hayırlarla dolduracak İslam’ın adaletine yönlendirmemiz için İslami hayatı yeniden başlatmak için çalışanlarla birlikte çalışın. Nitekim Allahu Teala şöyle buyurmuştur: وَأَنْ لَوِ اسْتَقَامُوا عَلَى الطَّرِيقَةِ لأسْقَيْنَاهُمْ مَاءً غَدَقاً “Şayet doğru yolda gitselerdi, onlara bol su verirdik.” [Cin 16] Yani şayet insanlar ve cinler İslam’ın yolunda gidip ondan sapmamış olsalardı, onların üzerine bol bol su indirir ve onların dünyadaki rızıklarını genişletirdik demektir.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Nebil Abdulkerim (Ebu Musab