Salı, 24 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/26
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Çin’in Gizlediği Nice Büyük Suçlar Var
Ancak Ümmetin Onu Caydırmak İçin Sahip Olduğu Güç Daha Güçlü ve Daha Büyüktür

Haber:

İnsan hakları örgütleri ve aktivistler, Çinli yetkilileri, Korona virüsünün yayılmasını sınırlamak için alınan önlemler bahanesiyle, yiyecek veya ilaç verilmeksizin evlerine kapatılmasının ardından son birkaç gün içinde çok sayıda Müslüman Uyguru öldürmekle suçladılar.

Aktivistler sosyal medyada, “Çin Müslüman Uygurları Yok Ediyor” ve “Açlık Soykırımı”, “Uygur Soykırımı” etiketleri aracılığıyla; çok sayıda Müslüman Uygurların evlerde ve hastanelerde açlık nedeniyle öldüklerini belgelediler ve acil uluslararası müdahale talep ettiler.

Yorum:

İnsan hakları raporlarına ve aktivistlere göre Çinli yetkililer, Korona ile mücadele bahanesiyle Müslüman Uygurları ev hapsi ve 40 gün boyunca açlığa maruz bırakırken aynı zamanda onların sağlık hizmetlerine erişimlerini de engellediler. Bu, Doğu Türkistan bölgesinde insanlığa karşı olası suçlardan ve Müslüman Uygurlara yönelik işkence ve cinsel şiddet eylemlerinin güvenilir kanıtlarından bahseden Birleşmiş Milletler tarafından yayınlanan son rapora bir ek niteliğindedir. Zira raporda, Uygurlar ve diğer Müslüman çoğunluğa sahip grupların üyelerinin keyfi ve ayrımcı gözaltı boyutunun, özellikle “insanlığa karşı suçlar” olmak üzere uluslararası suçlar oluşturabileceği geçmektedir.

Doğu Türkistan bölgesinde Uygurların çektiği acıları belgeleyen ve özellikle de onların “yeniden eğitim ve rehabilitasyon merkezleri” olarak adlandırılan toplu gözaltı merkezlerinde baskı, gözaltı ve işkencenin yaşandığı trajik durumlarını anlatan ardı ardına raporlar ve haberler gelmeye başladı. Bu ise Çin’in İslam’a ve Müslümanlara karşı olan nefretinin sona ermediğini kanıtlamak için açlık, ilaç ve gıdayı önleme politikası kapsamında gerçekleşmektedir. Zira daha önceki tüm cürümleri, İslami kimliği yok etmeleri ve Müslümanları akidelerinden koparmaları için yeterli olmamıştır. Bilakis mesele, karantina bahanesiyle Müslümanlara su ve yiyecek vermeyi reddetme ve ihtiyaçlarını karşılamak için evlerinden ayrılmalarını engelleme boyutuna ulaşmasına rağmen içlerindeki gizli nefretleri tatmin olmamıştır!

Bu nasıl bir kin ve tüm dünyanın gözü ve kulağı önünde uygulanan nasıl bir cürümdür Allah aşkına! Gizledikleri cürümleri ise daha büyüktür. La havle ve la kuvvete illa billah.

Müslümanlar olarak bizler, sesimizi, duygularımızı ve dualarımızı Doğu Türkistan’daki kardeşlerimiz ve bacılarımızla paylaşıyoruz. Zira hepimiz küresel ümmetin bir parçasıyız; aslında İslam ümmeti, düşmanını caydırmak için yeterli güç ve kuvvete sahiptir. Ancak ümmet, mazlumları zalimlerin zulmünden ve kindarların nefretinden kurtarmak yerine kendi çıkarlarını ön planda tutan ajan yöneticiler tarafından engellenmektedir. Bu nedenle tüm bunlar, bu korkak ve komplocu yöneticileri kökünden söküp atmak ve sayesinde insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmet olmaya geri döneceğimiz Raşidi Hilafet Devleti’ni kurmakla başlayan Allah için bir öfkeye dönüşmedikçe sadece öfke, sempati veya dua yeterli olmayacaktır. Zira İslam ile yöneten Raşid bir Halife olmaksızın İslam ümmetini koruyacak herhangi biri olmayacaktır. Nitekim Nebi Sallallahu Aleyhi ve Sellem şöyle buyurmuştur: إِنَّمَا الْإِمَامُ جُنَّةٌ يُقَاتَلُ مِنْ وَرَائِهِ وَيُتَّقَى بِهِİmam bir kalkandır, onun arkasında savaşılır ve onunla korunulur.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Rana Mustafa

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER