- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Güçlü Ordular Oyun ve Eğlence İçin Değildir!
Haber:
Türkiye, Katar’ın 2022 kışında ev sahipliği yapacağı FIFA Dünya Kupası Finallerinin güvenliğini sağlamak ve güvence altına almak için 3.000 polis gönderme niyetinde olduğunu açıkladı.
Türkiye İçişleri Bakanı Süleyman Soylu, Perşembe günü başkent Ankara’daki yerel bir etkinliğe katılımı sırasında yaptığı açıklamada, Türkiye’nin turnuvaya ev sahipliği yapacak olan Katar’a 3 bin çevik kuvvet polisi göndereceğini söyledi. Bu sayının artırılabileceğini de ima ederek Türk ve Katar taraflarının bu konuda istişarelere devam edeceklerine işaret etti. (El-Halic el-Cedid)
Yorum:
Ümmetin koşullarını gözlemleyen biri, ümmetin ordularının rolü ve görevi ile temel işlevinin ne olduğunu, bugün tüm görsel ve işitsel medya organlarının sayfalarını dolduran trajediler karşısında tebaasının güvenliğini nasıl sağlayacağını, onu herhangi bir saldırıdan nasıl koruyacağını ve mücrimlerinin stadyumlarını, Batı’nın kurtlarına ve bölge yöneticilerinin tilkilerine nasıl serbest bıraktığını sorgulamalıdır?
Tüm bunlardan dolayı soruyoruz: Bu ordular nerede?! Ve neden rollerini yerine getirmeyi bıraktılar?! Ümmetini ve hatta ailesini bile etkileyen cürümler karşısında neden sessiz kalıyorlar? Peki perişan yaşam koşullarına tanık olunan böyle bir dönemde, emniyetin, istihbaratın, ordunun ve Batı ile olan ilişkilerinde haddi aşan, Allah’a, Rasulü’ne ve Dinine ihanet eden ve ümmetin davalarını satan yöneticilerin rolü bu mudur Allah aşkına?!
Ben de Fatihlerin evlatlarından olan subaylara ve erlere sormak istiyorum; bu ümmeti ve akidesini savunacak olanlar sizler değil misiniz?! Sizler İslam ümmetine ait olan, tevhit akidesine inanan, tek bir Rabbe ibadet eden, tek bir Peygamberi örnek alan ve yüzlerinizi tek bir kıbleye doğru çeviren kimseler değil misiniz?! Sizler ümmetinizle birlikte olup barışınız ve savaşınız bir değil mi?! O halde ümmetin hayati davalarında sizler neredesiniz, onlar sizlerin de davası değil mi?! Yahudiler Müslümanlara saldırırken sizler neredeydiniz?! Şam katliamlarında sizler neredeydiniz?! Bu yöneticiler, tüm İslam beldelerindeki Müslümanlara zulmederlerken sizler neredesiniz? Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem zamanında, O’nu barındıran, O’na yardım eden, O’na destek veren ve Medine’de O’nun birlikte indirilen nura tabi olan seleflerinizin yaptığı gibi İkinci Raşidi Hilafeti kurarak bu dini ikamet etmek için yardım edecek güç olmanız gereken Müslümanların meselesi konusunda sizler neredesiniz; zira Allah Subhanehu ve Teala bundan dolayı seleflerinizi en şerefli vasıflarla adlandırmış, onları Ensarlar olarak isimlendirmiş ve onlardan razı olmuştur!
İslam’ın, bir Müslümanın Müslüman kardeşine yardım etmesini, sevincinden dolayı sevinmesini ve acısından dolayı üzülmesini vacip kıldığını bilmiyor musunuz?! Rasul Sallallahu Aleyhi ve Sellem’in şu kavli size ulaşmadı mı: الْمُسْلِمُونَ تَتَكَافَأُ دِمَاؤُهُمْ، وَيَسْعَى بِذِمَّتِهِمْ أَدْنَاهُمْ، وَهُمْ يَدٌ عَلَى مَنْ سِوَاهُمْ “Müslümanların kanları (kıymetçe) birbirlerine eşittir. Müslümanların (sayıca) en azı(bile) onların zimmetleri uğrunda koşar. Müslümanlar kendilerinin dışındaki kimselere karşı bir el (hükmünde)dirler.” İlk Müslümanların güvenlik görevlilerinin ve liderlerinin siretlerini okumuyor musunuz? Onların kahramanlıkları gibi olmayı arzulamıyor musunuz?! Onların siretleri üzere olmayı istemiyor musunuz? Yoksa askeri liderleriniz hedeflerinizi değiştirip sizi ümmetinizden ayırdılar, kışlalarınıza kapattılar ve sizleri ümmetinizin evlatlarına ve dininize karşı bile olsa emirlerini yerine getiren kişiler haline mi getirdiler?!
Ey komutanlar ve subaylar: Allah’ın kıyamet gününe kadar kendilerine zillet ve meskenet damgası vurduğu kimseler tarafından gençlerin, yaşlıların, kadınların ve çocukların katledildiği ve aşağılandığı İslam beldelerindeki Müslümanların başına gelenleri kendi gözlerinizle görüyorsunuz. Oysa ümmet, İslam beldelerindeki hain yöneticilerin ihanetlerinin ardından teçhizat ve silahlarınızı pasların yiyip bitirdiği sandıklarda tutmak yerine açık ve net bir şekilde kendi çağrısına cevap vereceğinizi ümit ediyor. Allah’a yemin olsun ki bu hareketsizliğinden ve beş para etmez insanların koruyucusu olmaya istekli olmanızdan dolayı kıyamet günü sorumlu olacaksınız. Bundan daha da kötüsü, bildiğiniz veya bilmediğiniz yönden silahlarınızı ümmetinize doğru yöneltiyorsunuz.
Ey Halid, Selahaddin ve Muhammed Fatih’in torunları: Ümmetin ve dininizin düşmanlarına karşı ümmetin göğsüne şifa olabilecek sadece sizler olduğunuz gibi ümmete karşı kurulan komploları bozacak olan da sadece sizlersiniz. Allah’ın sizin üzerinize vacip kıldığı göreviniz işte budur.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Dareyn Eş-Şanti