Çarşamba, 25 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/27
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Danimarka'daki Müslümanların Entegrasyonu, İş Veya Eğitimle Değil, Değerler ve İnançlarla İlgilidir!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Danimarka'daki Müslümanların Entegrasyonu, İş Veya Eğitimle Değil, Değerler ve İnançlarla İlgilidir!

Haber:

30 Eylül’de Danimarka Göçmenlik ve Entegrasyon Bakanlığı, sözde entegrasyon ölçeğiyle ilgili bir durum raporu yayınladı. Entegrasyon ölçeği 2012’de yayınlanmış olup Batılı olmayan göçmenleri iş, eğitim ve dil gibi hedeflere entegre etmedeki gelişmeyi göstermeyi amaçlıyor. Bu hedeflerle birlikte entegrasyon ölçeği olarak 10 yıl sonra, Danimarka’da entegrasyonun geliştiği değerlendirildi.

Yorum:

Ölçeğin bazı hedeflerine yakından baktığımızda, göçmenlerin eğitim ve iş alanlarında önemli ölçüde geliştiğini teyit eden birçok istatistik ve raporların olduğu görülür. Entegrasyon Bakanı Kaare Dybvad Bek’e göre bu, sıkı bir göçmenlik politikasına sahip olmanın faydalı olduğunu gösteriyor.

Bir hafta sonra parlamento yılı açıldı ve Başbakan Mette Frederiksen seçim çağrısı yaptı. Ve yapmış olduğu açılış konuşmasında, göçmen kızların sosyal olarak ebeveynlerinin “modası geçmiş” değerleri -ki bununla İslami değerleri kastediyor- tarafından kontrol edildiğini söyledi.Ayrıca göçmen gençliği şeytanlaştırdı ve sokaklarda huzursuzluk ve korku yarattıklarını iddia etti. Tabi bu, doğrudan hükümet tarafından teklif edilen ilkokullarda başörtüsü takma yasağı hakkında önerilen ve birkaç hafta süren tartışmaların üzerine geldi.

Gerçek şu ki entegrasyon, ta başından beri bu hedeflerle ilgili olmamıştır.

Nitekim seçim kampanyasının rotası, önümüzdeki ay tüm partilerin sabit gündemi olması itibariyle İslam’a ve Müslümanlara karşı savaş olarak belirlendi. Entegrasyon ölçeğinin hedefleri, tıpkı sürekli olarak entegrasyon kavramında olduğu gibi soldan sağa tüm partilerin sabit ve ortak asimilasyon politikası için bir aldatmaca ve kılıf sürecinden ibarettir. Hatta Müslümanlar eğitim ve istihdam açısından ilerleme kaydetmiş olsalar bile Danimarka hükümetinin Müslümanlara yönelik politikası, hala onları laik değerlere sadık olmaya ve kabul etmeye zorlama etrafından dönmeye devam edecektir. Zira eğitim seviyenize, dildeki yetkinliğinizin ve topluma üretken bir şekilde katkıda bulunmanızın boyutuna bakılmaksızın, laik kültüre ortak olmadığınız sürece siz bir sorunsunuz demektir. Aynı şekilde oy kullanmak ve Müslümanların oylarını almaya çalışmak da kimlik ve sadakat ile ilgili olup laik sistemi kabul etmeleri ve dini siyasetten ayırmaları için onlara baskı yapılmaktadır.

Müslümanların eğitim kurumlarına ve işgücü piyasasına dahil olmaları onların hakkıdır. Bu yüzden Müslümanların, karşılığında ne tür bir sadakat olursa olsun yıllardır İslam’a karşı savaşan İslam düşmanı bir rejim için minnettarlıklarını beyan etmeleri veya borçlu olduklarına dair bir tutum sergilemeleri gerektiği asla tartışılmamalı veya bir öncül olarak da kabul edilmemelidir.

İslami tutumları benimsemek ve Danimarka hükümetinin yasalar ve medya aracılığıyla İslami değerleri şeytanlaştırmaya devam etmesine karşı durmak, İslam’ın emrettiği bir husus olup Müslümanlar olarak ilan etmemiz gereken sadakat ise Allah için olmalıdır. Dolayısıyla Danimarka halkının bile inancını ve güvenini yitirdiği bir rejimin gölgesinde Danimarka hükümetinin sandıklara koymamızı istediği sahte ve hiçbir anlamı olmayan oyların aksine benimsememiz geren tek tutum işte budur.

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Yunus Biskurçik

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER