Çarşamba, 25 Cumade’l Ûlâ 1446 | 2024/11/27
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Yahudi Varlığı ve Enerji Üzerindeki Kontrolü!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Yahudi Varlığı ve Enerji Üzerindeki Kontrolü!

Haber:

Adil Sabri el-Arabi, el-Cedid web sitesinde, içerisinde şunların geçtiği bir rapor yazdı: “Doğal gaz ve kondensat arama, geliştirme, üretim ve satışı alanlarında çalışan “İsrailli” bir şirket, Mısır’da yıllardır faaliyet gösteren İngiliz şirketi Capricorn'un %90'lık hissesini satın alarak ve ABD, Avrupa ve yerel üreticilerden diğer ortaklarla stratejik ittifaklar kurarak Mısır’ın petrol ve doğalgaz üretiminin büyük bir kısmına hakim olmayı başardı.

Daha önce “İsrailli” Delek adını taşıyan NewMed Enerji’nin genel müdürü Yossi Ebu, şirketinin Mısır’daki Capricorn Energy’nin en büyük varlıklarını kontrol etmesinin ardından Mısır, Ürdün ve BAE ile benzeri görülmemiş bir anlaşma ile tarih yazdığını ve bunun da kendi tanımlamasıyla Orta Doğu ve Kuzey Afrika gaz ve enerji devinin ortaya çıkmasıyla sonuçlanacağını açıkladı.”

Yorum:

Bu devralma anlaşması sadece Mısır’daki Capricorn varlıklarının kontrol edilmesine izin vermiyor. Bilakis aynı zamandadeniz ve kara petrol ve gaz boru hatları ağına, yerel gaz sıvılaştırma tesislerine ve mavi hidrojene serbestçe erişimine ve enerji sektöründeki uzmanlara göre bunları, Ürdün elektrik şirketine gaz ihraç eden işgal altındaki Filistin kıyılarındaki Tamar ve Leviathan sahalarını birbirine bağlayan paralel bir ağa bağlanmasına da izin veriyor.

Raporda Mısırlı bir petrol uzmanı olan Neyl Safi’nin şu sözleri aktarılıyor: ““İsrail” anlaşması, Mısır’daki mevcut rejimin, hükümetin ve rejimin ürettiği iş adamlarının teşvikiyle bu varlıklara sahip olması için Amerikan ve Avrupalı ​​şirketlerle birlikte baypas yöntemiyle varlıklarının mülkiyetini Siyonistlere bırakması devletin yeteneklerini ihlal etme politikasının ve halkının iradesine saygı duymadığının bir kanıtıdır. Böylece Şafi, Leviathan sahasının Mısır’ın deniz ekonomik bölgesinde yer aldığını ve 2003 yılında Hüsnü Mübarek tarafından Yahudi varlığına devredildiğini doğruluyor.”

ABD hükümetinin ABD Temsilciler Meclisi’ndeki kapsamlı oturumlardan elde ettiği belgeler, Tel Aviv’in Orta Doğu ve Kuzey Afrika bölgesindeki petrol ve gaz dağıtım şebekelerini kontrol etmesi ve yönetmesiyle birlikte gaz ve enerji üretim merkezini dönüştürmek için Amerika’nın 2016'dan beri geliştirdiği ve hem Yahudi varlığının hem de Kıbrıs’ın katıldığı bir stratejik planının varlığını gösteriyor.

Yahudi varlığının şirketlerinin Kıbrıs ve Fas’a ulaşıncaya kadar genişlemesi, sadece petrol ve doğalgazla sınırlı değildir. Aksine Bloomberg’e göre Ürdün, Mısır ve BAE’deki güneş enerjisi santrallerine kadar uzanıyor.

Bu günlerde Yahudi varlığı ile Lübnan arasında deniz sınırı belirleme anlaşmasının imzalanması,varlığın bölgedeki enerji alanındaki nüfuzunun genişlemesine ve uykusunu kaçıracak hiç kimse olmaksızın çok rahat bir şekilde çalışmasına imkan tanıyacaktır. Ayrıca anlaşmanın, Yahudi şirketlerinin özellikle Lübnan’da enerji sektörüne girmesine zemin hazırladığı da göz ardı edilmemelidir. Nitekim İran’ın Lübnan partisinin lideri Hasan Nasrallah, dün açıkladığı gibi “üzüm yemek istiyor.”

İster Mısır isterse diğer İslam beldelerindeki suçlu rejimlerin, Batı’daki ümmetin servetlerini aynı şekilde Yahudi varlığının vampirler listesine eklemek, dahası güneş enerjisini kontrol etmelerini sağlamak için ulaştığı alçaklık ve rezillik seviyesi olmamış olsaydı, bu mümkün olmazdı. Ayrıca Ürdün ve Lübnan’da evleri için enerji üretmek amacıyla güneş panelleri satın alan bireylere vergiler dayatması hakkında işittiklerimizi göz ardı etmediğimiz gibi onlara yönelik bu kısıtlamanın her şeye, hatta güneş ışınlarına bile sahip olmak isteyen bu şirketlerin emriyle olduğunu da göz ardı etmiyoruz!

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan

Hüsameddin Mustafa

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER