- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Ankara: ABD’nin Suudi Arabistan’a Yönelik Tehditlerini Kabul Edemeyiz!
Haber:
Türkiye Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, OPEC+’ın petrol üretimini azaltma kararının akabinde ülkesinin, ABD’nin Suudi Arabistan’a yönelik tehditlerini kabul etmesinin imkansız olduğunu söyledi.
Çavuşoğlu, Adalet ve Kalkınma Partisi’nin Türkiye’nin güneyinde Mersin’deki bir toplantıda yaptığı konuşmada şöyle dedi: “OPEC+’ın petrol üretimini azaltma kararının akabinde Amerika Birleşik Devletleri’nin Suudi Arabistan’a yönelik tehditlerini kabul edilemez olarak görüyoruz.” Ve şunu vurguladı: “ABD’nin bu kabadayılık ve kızgınlığı doğru değildir.”
ABD ve Batı’ya yönelik şunları söyledi: “Küresel enerji krizini sadece Suudi Arabistan’ı tehdit ederek çözemezsiniz… Enerji fiyatlarını küresel olarak düşürmek istiyorsanız, İran’a uygulanan yaptırımları kaldırın.” Ayrıca “enerji kıtlığı sorununun tehditlerle çözülemeyeceğini” de vurguladı. (RT).
Yorum:
Bir asır önce Osmanlı Devleti, tartışmasız süper bir devletti ve Osmanlı ordusu güneye gitse kuzeydekinin korkudan dizlerinin bağı çözülür, doğuya yönelse Batı halkı korku ve endişeden tir tir titrerdi.
Ama iktidarı insanların rezilleri ele alınca, yalan ve tantanalardan başka bir şey işitmez olduk! Ey Türkiye Dışişleri Bakanı! Şayet açıklamalarında dürüstsen, yapman gereken tek şey Mescid-i Aksa’yı Yahudilerin saldırılarından korumaktır. Oysa sen ve Erdoğan’ın açıklamalarınıza bağlı kalamayacağınızı biz ve tüm dünya biliyor.
Ey Bakan: Hizb-ut Tahrir olarak, Amerika ile ajanı Suudi Arabistan arasında yaşananların, demokrat ve cumhuriyetçi partiler arasındaki bir mücadele olduğu bildiririz. Sen, rejiminizin Amerika etrafından döndüğünü biliyorsun. O halde bu yalan ve tantanalar niye?!
Ey Müslümanlar: Hizb-ut Tahrir sizlere hayrı müjdeliyor. Bu yalancıların, ayıpları ve yalanları ifşa oldu ve onlar için Şeytan’ın sonu gelmiş yolundan başka bir yol yoktur. Zira Amerika’nın yolu artık tükenmeye başladı. Geriye kalan tek yol ise sonsuza kadar bitmeyen Allah’ın yoludur: لِّيَجْزِيَ اللَّهُ الصَّادِقِينَ بِصِدْقِهِمْ وَيُعَذِّبَ الْمُنَافِقِينَ إِن شَاءَ أَوْ يَتُوبَ عَلَيْهِمْ إِنَّ اللَّهَ كَانَ غَفُوراً رَّحِيماً “Çünkü Allah sadâkat gösterenleri sadâkatları sebebiyle mükâfatlandıracak, münafıklara -dilerse- azap edecek yahut da (tevbe ederlerse) tevbelerini kabul edecektir. Şüphesiz Allah, bağışlayandır, esirgeyendir.” [Ahzab 24]
Sonuç olarak diyoruz ki: Ülkemizde var olan bu varlıklar, Allah korkusu üzerine değil de Batı’nın kendisine hizmet etmek için kurduğu elindeki araçlardan başka bir şey değillerdir. Şöyle buyuran Allah doğru söyledi: أَفَمَنْ أَسَّسَ بُنْيَانَهُ عَلَى تَقْوَى مِنَ اللَّهِ وَرِضْوَانٍ خَيْرٌ أَم مَّنْ أَسَّسَ بُنْيَانَهُ عَلَىٰ شَفَا جُرُفٍ هَارٍ فَانْهَارَ بِهِ فِي نَارِ جَهَنَّمَ وَاللَّهُ لَا يَهْدِي الْقَوْمَ الظَّالِمِينَ “Binasını Allah korkusu ve rızası üzerine kuran kimse mi daha hayırlıdır, yoksa yapısını yıkılacak bir yarın kenarına kurup, onunla beraber kendisi de çöküp cehennem ateşine giden kimse mi? Allah zalimler topluluğunu doğru yola iletmez.” [Tevbe 109]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Muhammed Selim – Mübarek Toprak (Filistin)