- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Zalimle Siyasi İlişki mi?
Haber:
Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü İbrahim Kalın A Haber canlı yayınında gündeme dair açıklamalarda bulundu. ‘’Suriye'deki Beşar Esed rejimiyle ilişkilerin istihbari boyutta devam ettiğini söyleyen İbrahim Kalın, siyasi ilişkilerin başlaması gerektiğini ifade etti.’’ (Mepa News 18.10.2022)
Yorum:
Türkiye’nin dış politikadaki savrulmalarının basit taktik siyasetin ötesinde çok daha derin ve anlamsız bir sürece evirildiğine şahitlik ediyoruz. Şüphesiz bu halin ortaya çıkmasındaki en büyük sebep, tabi olduğu merkez devletlerin planlarının parçası olmasıdır. Kendine ait esasi bir fikirden, ideolojiden yoksun olan devletler, daima ideolojik güçlerin siyasetinin birer parçası haline gelmekteler. Kapitalist ideolojinin laik akidesinden çıkan hükümler ve ölçülere göre hareket edilmesi hem fıtratı zorlamakta hem de halkı Müslüman olan toplumları aşağılamaktadır. Bu ölçü ve anlayışları esas edinen başımızdaki yöneticiler maalesef ne kendileri adına ne de halkları adına onurlu bir duruş sergileyebilmişlerdir.
İlkesizlik, öyle bir akıntıdır ki buna kapılan nereye ne şekilde, hangi halde sürükleneceğini tahmin bile edemez. Bugün geldiğimiz noktada Türkiye siyasetinde yöneticilerin özellikle dış politikadaki ilkesiz, ölçüsüz hareketin sonucunda ortaya çıkan savrulma ibretliktir. Düşünün elinde milyonlarca Müslümanın kanı olan, zalimliğinden dolayı milyonlarca Müslüman yaralanmış, mülteci olmuş, işkencelere, tecavüzlere uğramış bir azılı bir katille, siyasi ilişkilerin geliştirilmesinden bahsedilmesi ilkesizliktir, utançtır.
Suriye Devrimin başından bu yana ABD planlarını hayata geçirmekten başka bir politikası olmayan Türkiye’nin, mazlumları öfkelendirme pahasına kafir Amerika ile iş tutmaktan geri kalmamıştır. Sonuçta bugün Esat ile siyasi ilişki, dost ve düşman algısının ne şekilde zemin bulduğunu bizlere göstermektedir. Tabi dış politikadaki bu savrulma elbette sadece Suriye ile sınırlı değil. Herkesin şahit olduğu üzere Yahudi varlığı, Libya, Mısır, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri gibi devletlerle ilişkilerde benzer savrulmalar ahlak sınırlarını zorlamakta. Zilleti, izzete tercih etmenin sonucu olarak belki küçük menfaatler elde edilebilir. Fakat çok daha hayırlı bereketli olan Allah Subhanehu veTeâlanın rızasından uzaklaşmaktır.
Garip olan dün dış politikadaki hamasi söylemleri, çıkışları başarı hikayesi diye iç siyasette malzeme olarak kullananlar ve bunun neticesinde yıllardır halkı aldatarak kendilerine desteğe zorlayan yöneticiler, bugün dünün söylemlerinin tam aksini söyleyerek halkı tekrar kendilerine destek vermeye zorlamaktalar.
Bu da bize gösteriyor ki ölçüsüz, ilkesiz, ideolojisiz hiçbir devletin, anlamlı kırmızı çizgileri olamaz. Hele ki halkı Müslüman olan bir toplumda İslam akidesinden çıkmayan hiçbir ölçü, hüküm onurlu bir siyaseti ortaya çıkaramaz. Menfaati, çıkarı devlet politikası haline getirmek güce boyun eğmek, mazlumlara sırt çevirmektir. Edille-i Şer’iyye ye dayanmayan hiçbir iş hayır bulmaz. Din’i İslam’ın hükümlerinin cari kılınmadığı hiçbir coğrafya, huzur bulmaz. Hilafetin hakim olmadığı her an, kafir ve zalimlerin zulümlerini devam ettirmeleridir.
Biliyoruz sözlerimiz, yöneticilerin saray duvarlarına çarpıp dönecek yine de bizler, hak sözü söylemekten geri durmayacağız. Umulur ki siz de bir an önce tövbe eder sonra halinizi düzeltirsiniz. Eğer bir siyasi ilişki gerçekleştirilecekse İslam coğrafyasındaki Müslümanlarla bu ilişkiyi gerçekleştirin. İslam’ın hükümlerini tatbik edecek otoriteyi inşa edin. Kafir ve zalimleri düşmanınız olduğunu açıkça beyan edin ki mazlumlar size güvensin, kafirler ise sizden korksun. Bunu yaparsanız Allah sizleri aziz, düşmanlarınızı ise zelil kılar. Tercih sizin!
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ahmet SAPA