- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Yahudi Varlığının Doğrudan Öldürüp Suikastlar Düzenlemesi Yöneticilerinin İhanetine Tarafsız Olan Mücahitleri ve Ümmetin Ordularını Tasfiye Etmek İçindir!
Haber:
Yahudi varlığının televizyonu, askeri kurumun, Filistinli aktivistlere yönelik suikast politikasına geri dönmek için Batı Şeria’daki çalışma şeklini değiştirme kararı aldığını açıkladı. Nitekim mesele, Arin el-Asvad örgütünün üyesi Tamer el-Kilani’nin suikastıyla başladı. Bu ise 15 yılı aşkın bir süredir hiçbir suikastın gerçekleşmediği Nablus’tabir motosiklet patlaması şeklinde oldu. Diğer yandan Başbakan ve savunma bakanı, (“İsrail” İç İstihbarat Servisi) Şin Bet’in Arin el-Asvad’ın örgütlenmesine yönelik tavsiyelerini kabul etti ve bu sefer farklı davranmaya ve çalışma yöntemini değiştirmeye karar verildi.
Yahudilerin raporuna göre askeri kurum içindeki değerlendirme, Nablus bölgesinde daha fazla suikast olabileceği, önümüzdeki günlerde Arin el-Asvad’ın savaşçılarını hedef alan daha fazla suikast operasyonlarının gerçekleşmesine tanık olunabileceği ve Arin el-Asvad’ın Nablus’ta örgütlenmesinin artık güvenli olmadığı yönündedir. (Maan Ajansı, uyarlanmıştır 24/10/2022).
Yorum:
Batı Şeria’da Yahudi varlığı tarafından işlenen cinayetler ve dökülen kanlar durmuyor, bilhassa bu yılın başından itibaren istikrarlı bir şekilde artarak devam ediyor. Zira Şehit sayısının 100’ü aştığı, ancak doğrudan çatışma kapsamının dışında tasfiye operasyonları ile kastedilen suikast politikasına geri dönüleceği, bunların ise şehit el-Kilani’de olduğu gibi uçaklar veya yerleştirilmiş patlayıcı cihazlar ya da bubi tuzaklı araçlar aracılığıyla olacağı konuşuluyor. Böylece Yahudi varlığının Batı Şeria’daki saldırılarını hızlandırdığı ve mücahitleri tasfiye etmek için yöntemlerini çeşitlendirdiği görülüyor.
Şayet Yahudi varlığı, ülkelerin dengesine, bireysel askeri saldırılardan etkilenme boyutu ile uzun bir çatışmadaki kararlılık boyutuna konulmuş olsa zayıf ve kırılgandır. Ancak bununla birlikte hafif silahlar dışında hiçbir silahı olmayan ve Yahudi varlığının raporlarında da kabul ettiği gibi silahların birçoğu aslında askeri olmayan tüfeklere dönüştürülmüş mücahitlere karşı kullanmakta ustalaştığı yüksek askeri ve istihbarat yeteneklerine sahiptir. Dolayısıyla bu yeni politikaları onu, mücahitlerle doğrudan çatışma sırasında karşılaşabileceği çaresizliğini ve maruz kalabileceği kayıp korkusunu açığa vurmak yerine, ona ve tüm dünyaya gerek kendilerinin gerekse korkak ordusunun korkmadıklarını göstermeye sevk ediyor. Ayrıca bunu, mücahitleri ve Filistin halkını öldürme yöntemlerinde bir tür askeri geçit töreni haline getiriyor ve bu da Yahudi varlığının, bugün ve gelecekte varlığının stratejik bir derinliği olarak gördüğü Batı Şeria’da suç politikasını sürdürmeye devem edeceğini ve oranın halkını ise sadece kendisinden kurtulması gereken bir engel olarak gördüğünü gösteriyor!
Yahudi varlığını Filistin halkına ve mücahitlere karşı cüretkâr kılan şey, mücahitler ve Filistin halkının sırtının, içeride işgalciyle iş birliği yapan ve onunla koordinasyon sağlayan otorite ve organlarına, dışarıda ise onlara adam ve teçhizat sağlanmasını engelleyen ajan yöneticilere maruz kaldığını görmesidir. Yahudi varlığını Filistin halkının kanına bulaşmasına sevk eden işte budur. Bunda İslam ümmetinin, zayıf olan kardeşlerini fark etmeleri için bir mesaj vardır. O halde hainlerin tahtlarını yıkmak için harekete geçsinler, Gazze ve Batı Şeria’daki kardeşlerini desteklemek için yola çıksınlar ve Yahudi varlığını kökünden söküp atacak ve ümmetin tarihindeki bu kara sayfaya bir son verecek belirleyici savaşta onlara katılsınlar.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Dr. İbrahim et-Temimi - Mübarek Toprak (Filistin)