- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Batı, Kendi Kültürüyle Müslümanlar İçin Ne İstiyor?
Haber:
KUN.UZ ve diğer haber siteleri, 14-16 Kasım tarihlerinde Taşkent’in Erken Çocukluk Bakımı ve Eğitimi Dünya Konferansı’na ev sahipliği yaptığını bildirdi. Konferansta konuşan Özbekistan Cumhurbaşkanı Mirziyoyev, BM Genel Kurulu’nun Dünya Konferansı’nın sonuçlarına ilişkin, tüm insanlığın kalkınmasında önemli bir faktör olarak çocuk eğitiminin önemine ilişkin özel bir kararı kabul etmesini önerdi. Ayrıca Taşkent’te UNESCO için bölgesel bir merkez kurulmasını da önerdi.
Yorum:
Küfrün başı Amerika ve Batı’nın, İslam'a ve Müslümanlara karşı savaşta her yolu denemekten kaçınmadıkları bilinmektedir. Bu yollardan en tehlikelisi, hatta askeri saldırıdan bile daha tehlikeli olanı kültürel ve fikri saldırıdır. Zira askerî saldırı, bir insanı savaş alanında fiziksel olarak öldürse de kültürel saldırı, düşmanın evlere sızmasına, insanların, özellikle de gençlerin ve çocukların zihinlerinin zehirlemesine ve onların kendisine itaatkâr köleler haline gelmesine yani fikri ve kültürel olarak sömürgeleşmesine imkân sağlamaktadır. Kâfir sömürgeciler bunu, Birleşmiş Milletler ve UNESCO gibi kendi çıkarlarına hizmet eden küresel örgütler aracılığıyla ve onların araçları olan ajan yöneticilerin yardımıyla uyguluyorlar.
Taşkent’teki bu konferansın temasından, hedef noktasının küçük çocuklar olduğu açıktır! Çünkü çocuklar, ümmetin geleceğidir. İşte sömürgeci kâfirlerin planı da bu ümmetin geleceğini yok etmektir! Tabii ki Amerika ve Batı bu planı, “ilerleme, gelişme ve eğitim kalitesi…” gibi cafcaflı ifadelerle parlak bir kâğıda sararak sunmaktadır. Nitekim Mirziyoyev bunu, “tüm insanlığın kalkınmasında önemli bir faktör olarak” şeklindeki sözleriyle açıklamıştır.
Washington Orta Doğu Politikaları Enstitüsü'nün Genel Müdürü Robert Satloff, “Terörle Mücadelede Fikirlerin Savaşı” adlı kitabında, Ortadoğu’daki gençlerin zihinlerini kazanmanın önemine odaklanıyor. Özbekistan da dahil olmak üzere Orta Asya'daki gençler de elbette bundan müstesna değillerdir. Çünkü ABD’nin 2019-2025 dönemi için Orta Asya’ya yönelik yeni stratejisinde kültürel bir saldırı da yerini aldığı noktasında şüphe yoktur. Taşkent’teki bu konferansın da bu strateji çerçevesinde çalıştığı düşünülebilir.
Batı’nın bu davranışı, onun ölüm sarhoşluğudur. Çünkü Batı, ölüme doğru ilerlemektedir. Bunun sebebi ise içindeki dini, ailevi, eğitim ve ahlaki değerlerin çökmüş olmasıdır. Nitekim Batı’da zina, kürtaj, sapıklık ve diğer ahlaksızlıklar normal ve hatta yasal kabul edilmektedir! Örneğin 30 Haziran 2017’de Alman parlamentosu, eşcinsel evliliğe izin veren bir yasa tasarısını onaylamıştır. Alman Parlamentosundan 393 milletvekili, böyle bir evliliğin yasallaştırılması lehinde oy kullanmıştır! Batı’daki ahlaki çöküşün bir başka örneği de Guardian Gazetesi’nin, Muhafazakârlar ve İşçi Partisi de dahil olmak üzere farklı partilerden Parlamento üyelerinin bir dizi cinsel istismarlarını gözlemlemesidir.
Dolayısıyla buradan, Batı’nın kendi kültürünü tanıtarak Müslümanlar için ne tür bir yaşam istediği anlaşılıyor.
Üç eski ABD başkanına danışmanlık yapmış olan Patrick J. Buchanan, “Batı’nın Ölümü” adlı kitabında Amerika, Avrupa ve Yahudi varlığının çöküşüne vurgu yaparak şunları yazmıştır: “Cinsel devrim çocuklarımızı yiyip bitiriyor. Kürtaj, boşanma, düşük doğum oranları, tek ebeveynli aileler, ergenlerin intiharı, okul suçları, uyuşturucu bağımlılığı, çocuk istismarı, eş istismarı, şiddet suçları, kanser vakaları, zina ve düşük eğitim düzeyi ile ilgili istatistikler, kültür devriminden etkilenen bir toplumdaki krizin ne kadar derin olduğunu gösteriyor… Bu enfeksiyon yayılıyor ve tüm medeniyetimizi mezara sürüklüyor.” Ve o, dehşetle şunları da yazmıştır: “Geyler ve lezbiyenler okullarda cinsel eğitime liderlik ediyorlar ve üniversitelerin dekanlıklarına ve kurullarına nüfuz edip kök saldılar. Eyaletlerdeki yasama organları, eşcinselliği suç sayan yasaları birer birer yürürlükten kaldırdılar.” Aynı şekilde şunları da yazdı: “Yargıç Blackman tarihi kararını yayınladığından beri Amerika Birleşik Devletleri’nde 40 milyon kürtaj gerçekleştirildi.”
Bu, kendilerinden olan bir adamın tanıklığı olup bu, Batı’daki rezilliklerden sadece buzdağının görünen kısmıdır!
Yani Batı, yozlaşmış ve şerir kültürüyle Müslümanları, özellikle de gençleri ve çocukları helak uçurumuna sürüklemek istiyor!
Bu nedenle, siyasi bilinci olanların, siyasi düşünürlerin, entelektüellerin, din adamlarının, blog yazarların ve ebeveynlerin bu tehlikeye karşı alarm zilleri çalmaları gerekir. Allah Subhanehu ve Teala, onların dinlerine uymadıkça asla bizden razı olmayacaklarını bildirdiğine göre, onlardan ve kültürlerinden hiçbir hayır beklenmemelidir. Hayır ve izzet sadece İslam’dadır. Nitekim Raşid Halife Ömer Radıyallahu Anh, şöyle demiştir: “Allah bizi İslam'la şereflendirdi. Allah’ın verdiği şereften başka bir şeref ararsak Allah bizi yeniden zelil kılar.” Dolayısıyla İslam’dan başka izzet aramak, sadece zillet getirir. İşte vakıa olarak biz buna tanık oluyoruz. Bu acı vakıayı değiştirmenin tek yolu, İslami hayatı yeniden başlatmamızdır. Bu ise Allah’ın izniyle yakında kurulacak olan Raşidi Hilafet Devleti’nin gölgesinde gerçekleşecektir.
لِمِثْلِ هَذَا فَلْيَعْمَلِ الْعَامِلُونَ “İşte çalışanlar, asıl bunun için çalışmalıdırlar.” [Saffat 61]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
İslam Ebu Halil – Özbekistan