- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Yahudi Varlığı İle Normalleşmek İhanetin Ta Kendisidir Ey Çavuşoğlu!
Haber:
Dışişleri Bakanı Mevlüt Çavuşoğlu, 8. Akdeniz Diyaloğu Forumu’nun Özel Diyalog oturumunda yaptığı konuşmada, “İsrail ile ilişkileri normalleştirmenin Filistin davasına bir ihanet olduğunu düşünmek yanlış olur” dedi. (03.12.2022 Milliyet)
Yorum:
Erdoğan 03 Ekim 2020’de Arap liderlerine hitaben “İsrail’in Kudüs ve Filistin topraklarını ilhak planlarına onay veren, Filistinli kardeşlerimizin meşru haklarını yok sayan her girişim Selahaddin Eyyubi’nin emanetine ihanettir” ifadelerini kullanmıştı. Peki, soruyoruz, dün ihanet olan bugün niye ihanet olmaktan çıktı? Ve ihanet kabul edilmesi yanlış bir düşünce olarak görüldü? AKP yanlısı Dünya Müslüman Âlimler Birliği Genel Sekreteri Ali Muhyiddin el-Karadaği, 12 Eylül 2020 tarihinde yaptığı açıklamada “İsrail’le normalleşme tüm insani, milli ve şeri prensiplere büyük bir ihanettir.” dedi. Ve daha nice AKP yetkilileri “İsrail” ile normalleşmenin ihanet olduğunu ifade etmişti. Değişen ne? Siyasi konjonktür mü ya da çıkarlar mı veya Amerikan’ın Yahudi varlığını İslam dünyasına entegre etme politikasının bir parçası olarak Türkiye’nin efendisi ABD’nin politikaları doğrultusunda hareket etmesi mi?
Filistin ve Kudüs’ü işgal etmesini geçtik, 2010 yılında Mavi Marmara’da 10 Türk vatandaşını katleden gaspçı Siyonist varlıkla ile ilişkileri normalleştirilmesi, Külliye’de ağırlanması, büyükelçi atanması bırakın İslam’a ve Müslümanlara ihanet sayılmasını düpedüz Türk halkına ihanettir. Yozlaşmış iktidarını korumak ve ekonomik çıkarlar uğruna ve “siyasette küslük olmaz” gibi çürük ve köhne düşünceden hareketle Erdoğan hükümetinin İslam ve Müslümanların azılı düşmanı Yahudi varlığı ve Müslümanların kasabı ve katili Esed rejimi ile normalleşme trenine binmesi ve konvoyuna takılması, Çavuşoğlu’nun iddiasının aksine, Filistin davasına ihanetin ta kendisidir.
Yahudi varlığı ile normalleşmek, İslam’a göre şeksiz şüphesiz büyük bir ihanettir. İslam’a göre büyük bir ihanet kabul edildiği için Müslümanlar, kurulduğu tarih olan 1948’ten itibaren Yahudi varlığı ile normalleşmeyi ihanet kabul etmişler ve inanmışlardır. Müslümanlardaki bu köklü ve yerleşik inanç nedeniyle adı üzerinde hain ve ajan yöneticiler, halkın öfkesine ve ola ki kontrol edilemeyen isyanına maruz kalmamak adına on yıllarca Yahudi varlığı ile açıktan ilişkilerini normalleştirememişler, kapalı kapılar ardından ilişkilerini yürütmek zorunda kalmışlardır. Bilindiği gibi normalleşme, siyasi varlıklar arasında yaşanan gerilim, çatışma ve savaşın ardından aralarındaki ilişkilerin normale dönmesini ifade eden siyasi bir terimdir. Normalleşme, gaspçı ve işgalci Yahudi varlığının kutsal toprak Filistin’de yaşama hakkını tanımak demektir.
Eğer ihanet ve normalleşme terimleri insan aklına bırakılırsa, zaman ve mekâna göre değişiklik arz eder. Örneğin dün Erdoğan’a göre Yahudi varlığı ile normalleşmek ihanetti bugün değil. Bu yüzden neyin ihanet olup olmadığı insan aklına bırakılamaz. O zaman kişilere ve şartlara göre değişiklik gösterir, tıpkı bugün olduğu gibi. Oysa İslam’a göre gaspçı Yahudi varlığı ile normalleşmek, büyük bir günah ve düşmanlıktır. Çünkü bu, gaspçı varlığın gaspını, İslam toprağı ve Müslümanlara karşı yaptığı düşmanlık ve saldırganlığı onaylamak ve kabul etmek anlamına gelir. Onun için İslam, herhangi bir İslam toprağını gasp eden bir varlığı düşman olarak görmekte, bu bakış açısı ve görüşe aykırı hareketedenleri hain saymakta ve bu hareketini ihanet kabul etmektedir. Bu gerçeklik, zaman ve mekâna göre, yönetici ve politikacılara göre farklılık ve değişiklik göstermemektedir. Hangi zamanda olursak olalım, iktidara kim gelirse gelsin değişmeyecek, hatta değiştirmeye çalışanlar hain olarak kabul edilecektir.
لَتَجِدَنَّ اَشَدَّ النَّاسِ عَدَاوَةً لِلَّذ۪ينَ اٰمَنُوا الْيَهُودَ
“İman edenlere düşmanlık etmede insanların en şiddetlisinin kesinlikle Yahudiler olduğunu görürsün.” [Maide 82]
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Ercan Tekinbaş