Salı, 24 Muharrem 1446 | 2024/07/30
Saat: (Medine Saati İle)
Menu
ana menü
ana menü
Stratejik Çıkmazıyla Karşı Karşıya Kalan Rusya, Stratejik Ortaklık İçin Çin’e Yalvarıyor, Çin İse Ağırdan Alıyor!

بسم الله الرحمن الرحيم

Haber-Yorum

Stratejik Çıkmazıyla Karşı Karşıya Kalan Rusya, Stratejik Ortaklık İçin Çin’e Yalvarıyor, Çin İse Ağırdan Alıyor!

Haber:

- Medvedev, Çin ile sınırsız bir stratejik ortaklık arayışı için Pekin’de:Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dimitri Medvedev, Çin Devlet Başkanı Şi Cinping ile stratejik ortaklık ve Ukrayna’daki savaşla ilgili görüşmelerde bulundu.Medvedev, kendisinin ve Şi'nin iki ülke arasındaki stratejik ortaklık ve "sınırsız" iş birliğinin yanı sıra Ukrayna’daki durumu görüştüğünü söyledi.

Çin Cumhurbaşkanı, Rusya ile stratejik ortaklık geliştirmenin iki ülkenin kendi ulusal koşullarına göre yaptıkları uzun vadeli stratejik bir seçim olduğunu vurguladı. Çin Cumhurbaşkanı ise Medvedev’e, ülkesinin Ukrayna krizine dahil olan tüm tarafların oto kontrollerini koruyacaklarını ve siyasi yollarla güvenlik endişelerine son vereceklerini umduğunu vurguladı. (Reuters, 21/12/2022).

Yorum:

Rusların bir yıla yaklaşık ayakları Ukrayna bataklığında saplanmış, Amerikan tuzağına ve Ukrayna kafesine düşmüş durumdadırlar. Dolayısıyla içinde bulundukları durum, devletin yapısını, ordusunu ve ekonomisini bozan jeostratejik bir çıkmaza dönüştü. Sanki siyasi ufuklarının darlığı ve stratejik aptallıklarından dolayı kendi üzerlerindeki Amerikan tuzağının vidalarını pekiştiren bizzat Ruslardır.

Liderlik açmazı ve korkunç stratejik başarısızlığıyla karşı karşıya kalan Putin, mesajını iletmesi ve Çin ile stratejik bir ortaklık için yalvarması için özel görevleri olan bir adamı, yani Rusya Güvenlik Konseyi Başkan Yardımcısı Dimitri Medvedev’i Çin Devlet Başkanına gönderdi. Dahası Çin’e, bu ortaklığın sınırı olmadığını, yani Rusların tüm stratejik kartlarını masaya koymaya hazır olduğunu vaat ve temenni ediyor. Bu arada Çin’in lisan-i hali ve Devlet Başkanı’nın açıklaması ise şöyle olmuştur; “iki ülkenin kendi ulusal koşullarına göre yaptıkları uzun vadeli stratejik bir seçimdir.” Aslında uzun vade ve ulusal koşullar, Çin’in, ortamı yumuşatmak için “bekleyin, biz de bekliyoruz” şeklindeki diplomatik dili ve bir adım ileri iki adım geri politikasıdır.

Aksine Rusya’nın en ciddi stratejik krizinde ve NATO’nun batı kapısında genişleyip yayılmasına karşı Ukrayna’daki savaşında, Çin’in beyan ettiği pozisyonun tarafsızlık olduğunu, dahası Rusya’yı reddetmeye ve stratejik çıkmazını taşımanın yükünü hafifletmeye dönüşen olumsuz tarafsızlık olduğunu görüyorsunuz. Dolayısıyla Çin, Rusya’ya verdiği desteğin sonuçlarından korkarak Amerika’nın tehditlerine boyun eğdi ve ekonomisini ve ordusunu tüketme savaşını tek başına yürütmesi için Rusya’yı tamamen stratejik olarak açıkta bıraktı. Nitekim Hizb-ut Tahrir’in Emiri Celil Alim Ata İbn Halil Ebu Raşta tarafından yayınlanan soru-cevapta şöyle geçmektedir: “Biden yönetimi, Çin ve Rusya tarafından ilişkilerinin gücü hakkında yapılan içi boş açıklamalara rağmen Çin’i Rusya’yı desteklemekten korkutarak Çin’i fiilen Rusya’dan uzaklaştırmayı başardı.” Çin Devlet Başkanının, Medvedev ile yaptığı görüşmede, “ülkesinin Ukrayna krizine dahil olan tüm tarafların oto kontrollerini koruyacaklarını ve siyasi yollarla güvenlik endişelerine son vereceklerini umduğunu” şeklinde vurguladığı şey işte budur. Böylece Çin, ne eksik ne fazla Rusya’da uluslararası taraflardan biri olduğunu düşünüyor. Rusya’nın Ukrayna’daki savaşı ise Rusların düşündüğü gibi jeostratejik alanlarının bir savunması değil, aksine Çin’in açıklamasına göre ilgili tarafların oto kontrolleri sağlamaları ve krizi çözmek için siyasi yöntemlere başvurmaları gereken uluslararası bir krizdir. Dolayısıyla bu da Çin’in son tutumunun, Rusya’yı terk etmek ve onu tek başına kendi kaderiyle baş başa bırakmak olduğu anlamına geliyor.

Rusya’nın stratejik çıkmazına, Çin bir çıkış kapısı olamayacağı gibi hatta hava alması için bir delik bile olamayacaktır. Zira Çin’in ekonomisinde esas olarak Amerikan ve Avrupa üretim zincirlerine ve ürün ve üretim fazlasını elden çıkarmada Amerika ve Avrupa pazarına bağımlılığı, büyük aşamalarıyla tüm Çin-Rusya ilişkilerine ağır basıyor. Nitekim Çin Genel Gümrük İdaresi’ne göre 2020 yılında Çin ile Amerika arasındaki ticaret hacmi %8,3 artışla 586,72 milyar Dolar olurken, 2021 yılında ise %28,7 büyüyerek 755,64 milyar Dolara ulaşmıştır. 2021’de Çin ile Avrupa Birliği arasındaki ticaret hacmine gelince; günlük 2 milyar dolarlık ticaret kuru üzerinden 732 milyar Dolara ulaşmıştır. İşte bu rakamlar, Çin’in stratejik politikasındaki gerçek fiili eylemidir. Dolayısıyla Çin, kapitalist sistemin bir parçasıdır, buna göre ona hakim olan paradır, siyaset onu takip etmektedir ve bu da kapitalist bir felsefedir. Bu ise mevcut koşullarda Rusya ile Çin arasındaki bu stratejik ortaklığı, Rusya’nın özlemlerinden öteye götürmüyor.

Tarihin vergi ve faturalarının yanı sıra Çin-Rus ilişkilerinde, aşılması imkânsız olan bir kapı vardır. Dolayısıyla en tehlikeli strateji olan uluslararası ilişkilerde tarih, etkili bir yönetici ve aktör olup iki ülke arasındaki kültürel farklılığın yanı sıra Çin-Rusya ilişkilerinde de sürekli bir çatlak olmuştur. Nitekim Çin, Rusya’yı Batı’nın diğer yüzü olarak görüyor. Dolayısıyla deneyimlediği ve tecrübe ettiği bu Batı’yı da, İngiliz imparatorluğu, onun (Çin'le İngiltere arasında olan) Afyon Savaşları ile Çarlık Rusya’sı ve onun Çin’deki Qing hanedanı ile çatışmaları aracılığıyla sadece bir sömürgeci olarak tanımıştır. Dahası Komünist Çin ile Sovyetler Birliği arasındaki komünist ortaklık dönemde bile aralarındaki ilişkilerde çatlaklık baş göstermiş ve İki ülke, devrimlerini takip eden on yıl boyunca iki savaş yapmıştır.

Bu da Rusya ile Çin arasında stratejik ortaklık hakkındaki konuşmayı içi boş bir konuşma haline getiriyor ve bir de buna “sınırsız” ifadesini eklediğimizde mesele bir tür siyasi bunamaya dönüşüyor, hatta siyasi aptallığın da ötesine geçiyor. Dolayısıyla Ruslar tamamen stratejik çıplaklıkları içinde kalacaklar ve Çin ile stratejik ortaklık için yalvarmaları ise boş bir hayalden öteye geçmeyecektir. Çin’in bu konu hakkındaki konuşmasına gelince; sesini duyurmak, konuşmayı kaydetmek ve Rusya’nın petrol ve gazının akışının devamını sağlamak için boş gürültü ve tantanadan başka bir şey değildir.

Ukrayna savaşının açığa çıkardığı net jeostratejik gerçeğe gelince; bu, Rus ordusunun zayıflığı ve aşağılanmışlığıdır. Zira mücrim Rusya, zayıflar üzerinde güç gösterisi yapıp savunmasız Şam halkını katlederken ancak şimdi aşağılanmanın utancı içinde kendisinden çok daha zayıf olan Ukrayna ile stratejik savaşını çözemeyecek kadar zayıftır.Çin’e gelince; meydan okuyarak liderlik etmek yerine karşı koyma ve yüzleşme kararı almaktan korkmaktadır. Küfrün ve şerrin başı Amerika’ya gelince; ayak takımı ve hainlerden oluşan ittifakları ve kalabalıkları olmamış olsaydı, ısıracak bir diş bile bulamazdı. Avrupa Birliği lakaplı Beni’l-Asfar’ın parçalanmışlığına gelince; Ukrayna savaşıyla birlikte düştüğü aşağılık durumundan dolayı yoruma bile gerek yoktur.

Dünyanın tamamı, tamamen stratejik açıklık içindedir. Bu stratejik kara deliği kapatmak için Müslümanların büyük stratejik realitelerini diriltmelerinin zamanı gelmiştir. Bu boşluğu dolduracak ve dünyaya yeniden güvenlik ve istikrarı getirecek olan ise sadece Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafetinizdir. Zira Hilafet, dünyanın güneşi ve tacı, adaletin kılıcı, mustazaf ve mazlumların yardımcısı ve zalim ve haddi aşanlara galip gelendir. Zamanınızın büyük bir bölümünü, güçlü ve muzaffer olan atanızın Rüstem Kisrası’na yaptığını yapmanız için ayırmanızın zamanı gelmiştir. Zira o, atıyla Farsların-İranlıların halılarını çiğnemiş, altın süslemeli yastıklarını delip atının dizginini bağladığı bir halka yapmış, sonra mızrağını alarak Rüstem’e yönelmiş, Fars halkı ve Rüstemlerinde bir sessizlik olmuştu. Dolayısıyla onun gibilerin gösterdikleri muhteşem tutum, onları korkutmuştu!

Heyhat! Teslimiyet bizden ne kadar da uzaktı! Zira bizler, Allah ile yücelen, yalvarıp dilenmeyen, Rabbine tevekkül eden, O’nun yarattıklarının ittifakına ihtiyacı olmayan ve talep etmeyen, aksine tek başımıza karar veren, kaderimize doğru yürüyen ve Rabbimizin vaadini yerine getiren bir ümmettik. O halde kervanın hedefe ulaşması ve Rabbinin hoşnutluğunu ve rızasını kazanması için elinizden geleni yapın. وَيَوْمَئِذٍ يَفْرَحُ الْمُؤْمِنُونَ * بِنَصْرِ اللَّهِO gün Allah’ın zafer vermesiyle müminler sevinecektir.” [Rum 4-6]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Münâcî Muhammed

Yorum Ekle

Gerekli olan (*) işaretli alanlara gerekli bilgileri girdiğinizden emin olun. HTML kod izni yoktur.

yukarı çık

SİTE BÖLÜMLERİ

BAĞLANTILAR

BATI

İSLAMİ BELDELER

İSLAMİ BELDELER