- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Sudan’daki ABD Büyükelçiliği Sevgililer Gününün Propagandasını Yapıyor!
Haber:
Hartum'daki ABD Büyükelçiliği’nin Facebook sayfası, her yıl 14 Şubat’a denk gelen ve sevgililer günü olarak adlandırılan günle ilgili bir giriş paragrafı yayınladı. Sayfa, gerek bu gün gerekse Amerikalıların sevdiklerine ve arkadaşlarına verdiği hediyeler hakkında bir rapor yayınladı.
Yorum:
Sözde sevgililer gününü karşılıklı kartlar, çiçekler, tatlılar ve benzeri hediyelerle kutlamak bir tesadüf değildir. Aksine üzerine inşa edildiği bir temele ve onu gözeten ve dünyaya yayan belli bir bakış açısına sahiptir ki böylece dünyadaki gençler arasında bir gelenek ve genel bir örf haline gelsin! Nitekim bugün hakkında birçok efsaneler vardır ama birçoğu bunu, pagan Romalılar dönemine ve İmparator II. Claudius, 13. yüzyılda savaşçıların evlenmesini yasakladığında aşk uğruna hayatını feda eden Aziz Valentine dönemine atfediyorlar.
Bu, birçok efsaneden sadece bir tanesidir. Zira bazıları, mağazalara kırmızı rengi hakim kılmak ve ticari durgunluk sırasında müşterileri cezbetmek için bunun bir uydurma olduğunu söylüyorlar. Dolayısıyla Sudan’daki Amerikan büyükelçiliği, özellikle gençler olmak üzere kamuoyunu meşgul etmek ve onları zevklere boğmak için bu efsanelerin propagandasını yapıyor.
Rus Kamuoyu Araştırma Merkezi (VTSIOM), resmi internet sitesinde 5 Şubat 2023’te yaptığı yeni kamuoyu araştırmasının sonuçlarını yayınladı ve burada şunlar geçti: “Kamuoyunun %43’ü, bu günün hediyelik eşya satarak kâr elde etmek için icat edildiğine inanıyor. Ancak Ortodoks Georgovtsy Gençlik Hareketi başkanı Stepan Medvedko, önceki iki görüşün ortasında duruyor. Zira Stepan günü kabul ediyor ama zamanlamaya itiraz ediyor. Nitekim o şöyle diyor: Bu gün, Hıristiyan diniyle hiçbir ilgisi olmayan bir pagan Roma günüdür. Oysa biz Ortodokslar, Katolik kardeşlerimiz gibi sevgililer gününü 14 Şubat’ta değil de yazın kutlarız. Ama bugün tanık olduğumuz şey, kârları artırmak amacıyla gençleri istismar eden tüccarların girdiği küresel bir ticari projedir.”
Hartum’daki Amerikan Büyükelçiliği, sevgililer gününün müjdecisi ve resmi sponsoru olup sadece onu tanıtmakla kalmadı, bilakis kutlama yöntemini ve araçlarını da açıkladı. Peki kutlama yapanlar ne yapıyor; bu tartışmayı es geçerek sevgililer günü gerçeğini dayatarak onu hediye almaya yönelik ticari bir vesileye dönüştürüyorlar. Böylece kapitalist bakış açısı, ne yazık ki Müslümanlar da dahil olmak üzere insanların duygularına bile hakim oluyor.
Belki de insanların duygularını güçlü bir şekilde etkileyen bu olgular, bireysel reform çağrısı yapan gruplara, tedavideki hatayı teşhisteki hataya dayandırma zaruretinden dolayı toplumu, bireyler topluluğu olarak tanımlama hatalarından kaynaklanan bireysel konuşmalarını terk etmeleri için ilham verebilir. Zira hastalık toplumda devam edip kök saldığı için ne fertleri ıslah edebildiler ne de toplumu ıslah edebildiler! Aksine Müslümanların vakitlerini boşa harcadılar ve enerjilerini çarçur ettiler. Çünkü onlar, bir grup bireyin kendi toplumlarını oluşturmak için ihtiyaç duydukları daimi ilişkileri hesaba katmadılar ki bu daimi ilişkiler şunlardan oluşmaktadır:
Birincisi: İnandıkları ve aralarında ilişkileri bunlara göre düzenledikleri ortak fikirler.
İkincisi: Onları birleştiren ortak duygular; sevinç ve öfke duyguları gibi.
Üçüncüsü: Aralarındaki ilişkilerin tanzim edilmesi ve bu fikir ve duygulardan sapanların davranışlarının caydırıcı cezalarla kontrol altına alınması için kendi üzerlerine uygulanmasını kabul ettikleri ortak sistemler.
Böylece genel olarak insanlar arasındaki taklit ve alıntı son bulacak, dolayısıyla faydacı kapitalizmin propagandasını yaptığı pagan kökenli günlerde kâr için üretilmiş duygular insanlar arasında etkili olamayacaktır!
Nitekim sömürgeci kapitalist Batı, İslam’da yönetim nizamı (Hilafetin) olduğu emniyet supabını söküp atarak Müslümanların beldelerini işgal edebildiler, Müslümanları yok etmeye ve yozlaştırmaya çalıştılar. Böylece ülkemiz, küfür fikirleri, ahlaksız mefhumlar ve bozuk duygularla dolup taştı. Bilakis bizim üzerimize, yozlaşmış faydacı Batılı kapitalist yaşam tarzına göre bir yaşam sistemi dayatıldı ki eşsiz İslam’ın rengi, tadı ve kokusu kaybolup gitsin. Dolayısıyla insanların ilişkilerini İslam’ın bakış açısına bağlayacak, İslam risaletini dünyaya taşıyacak ve bu sayede kapitalizmin karanlıklarını dağıtacak olan Nübüvvet Minhacı üzere Raşidi Hilafeti kurma çabalarını keskinleştirmedikçe fikirleri, duyguları ve sistemleri harap olmuş toplum ıslah olmayacaktır.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Gâde Abdulcabbar (Ümmü Evâb) – Sudan