- |
- İlk yorumlayan ol!
- yazı boyutu yazı boyutunu küçült Yazı boyutu büyüt
بسم الله الرحمن الرحيم
Haber-Yorum
Hilafetin Yıkılışının Yıldönümünde
Hilafet Devleti’ni Kurarak İslam Ümmetinin İzzetini Yeniden Tesis Etmek İçin Omuz Omuza Verelim
Haber:
19 Şubat 2023’te bugün El Cezire’de yayınlanan bazı haber başlıkları:
- • “İsrail”in Suriye’ye yönelik baskınları… Tahran, saldırıda İranlıların öldürüldüğünü reddediyor.
- • Suriye’nin kuzeybatısında koleradan ölenlerin sayısı 21’e ulaştı ve 567 kişi de enfekte oldu.
- • Türkiye:Kahramanmaraş ve Hatay illeri dışında 40’a yakın binada depremzedeleri arama çalışmalarına son verildi, hayatta kalanların bulunması noktasında umutlar geride kaldı ve bugün öğleden sonra ülkenin merkezinde 4.7 şiddetinde yeni bir sarsıntı meydana geldi ve can kaybının olduğu bildirilmedi.
• Filistin Uydu TV: Şuafat ve Anata kampı, Cebel el-Makber ve el-Ram’da işgale karşı sivil itaatsizlik bildirisi.
Yorum:
Baskı, zulüm, karanlık, savaşlar, depremler, kemiklerin kırılması, evlerin yıkılması, geceleyin insanlar uyurlarken baskınların yapılması, yoksulluk, kötü yaşam ve yiyecek kıtlığının asıl nedeni nedir ey İslam ümmeti! Şüphesiz bunun nedeni, İmamın güzel bir şekilde gözettiği izzet ve güç devleti olan İslam Devleti’nin ve ülkeyi 1300 yıldan fazla yöneten, zamanlarının en büyük iki devleti İran ve Bizans devletlerini yok eden ve Haçlı ve Tatar işgalcilerini püskürten Raşidi Hilafet Devleti’nin yokluğudur.
Vaat edilen ve müjdelenen Nübüvvet Minhacı üzere İkinci Raşidi Hilafet Devleti, Allah’ın izniyle çok yakında İslam ümmetini, dahası tüm insanlığı tüm bu musibet ve felaketlerden kurtaracak olan yegane devlet olacaktır.
Bu günlerde İsra ve Mirac’ın yıldönümüne denk gelen Hilafet Devleti’nin yıkılışının 102. yıl dönümünü yaşıyoruz. Dolayısıyla bunlardan çıkarmamız gereken ibret ve dersler olmalıdır.
Herhangi bir devletin gücü, ideolojisinin, fikirlerinin, ordusunun ruhi ve manevi gücüyle, halkının sabrı ve sebatıyla, can, mal ve çocuk gibi her türlü fedakarlığı göstermeye hazır olmasıyla ve başlarına gelen tüm zulüm ve köleliğe tahammül etmesiyle olur. Dolayısıyla bizler İslam ümmetine baktığımızda, düşmanların nitelendirmeye çalıştığı gibi onu zayıf, uykuda ve ölü olarak görmüyoruz. Aksine Şam beldesindeki harika örneklere dikkatle bakıldığında düşmana karşı çıplak göğüslerle, büyük bir cesaret ve sarsılmaz bir imanla meydan okuyarak büyük küçük herkes gönül rızası ve sevinçle fedakarlıklar gösterdiler, Allah Subhanehu’nun kendileriyle beraber olduğunu hissettikleri gibi başlarına gelenlerin Allah’tan olduğunu da hissettiler ve Rablerinden girecekleri Adn cennetinin olduğu büyük bir mükâfat umdular. Böyle amel edenlerin mükâfatı ne kadar güzeldir!
İslam ümmeti Kur'an ümmetidir; bugünlerde Türkiye ve Suriye’de meydana gelen depremler bizlere göğüslerimizi ferahlatan bir şey daha gösterdi; zira Allah’a büyük bir güven ve Allah Subhanehu ve Teala’ya tam bir tevekkül gösterdiler, dillerinden tekbiri, hamd etmeyi ve duayı düşürmediler. Ayrıca sıkıntının şiddetine ve olayın dehşetine rağmen Allah’ın emirlerine tam bir hırs ve bağlılık gösterdiler. Zira orada bir kadın vardı ki saçlarını örtmemek için kendisine bir mazeret ve özür beyan etmedi ve bu yüzden oradakiler kendisine bir başörtüsü getirinceye kadar dışarı çıkmayı reddetti. Yine namazı geçirmekten korkan ve abdest almak için su isteyen bir adam, dışarı çıkarılmadan önce abdest alıp namaz kıldı. Ayrıca aile fertlerinden bazılarıyla kurtulan bir çocuk, üç erkek kardeşinin kaybolduğunu öğrenince vadenin sona ermesi kavramını hatırlayarak bu haberi rıza ve teslimiyetle kabul etti.
Ey Müslümanlar ve içinizden kuvvet ehlinden olanlar: Emiri Celil Alim Ata İbn Halil Ebu Raşta’nın liderliğinde halkına asla yalan söylemeyen Hizb-ut Tahrir; dünyada meydana gelen büyük küçük her şeyin farkında olup olaylara İslam akidesi zaviyesinden bakıp analiz etmekte, sorunun temeline ve onun çözüm keyfiyetine parmak basmakta ve sizleri yönlendirmek ve sizlere sizin için hayır olanı nasihat etmek için aranızda bir pusula gibi çalışmaktadır. O halde ona göz kulak olun. Zira Hizb-ut Tahrir bir nasihatçi ve sizin hizmetkarınızdır. Bu yüzden içinde olduğumuz şu vakitte ondan faydalanmak gerekir. Zira küfür ülkeleri en düşük seviyeye ulaşmış olup halklar, onların yöneticileri, içlerindeki nüfuz sahibi kişiler ve lüks yaşamaya alışkın olanlar arasında büyük bir uçurum oluştu ve bu uçurum giderek genişlemektedir. İşte onlar, haklarını yavaş yavaş kaybediyorlar, cepleri boşalıyor, onların arasından kaldırımlarda uyuyanların ve çöp atıklarından beslenenlerin sayısı arttı ve tutuklanmaya, dayağa ve aşağılanmaya maruz kaldılar. Dolayısıyla onların protestoları ve yapmış oldukları vandalizm, kalplerinde taşımış oldukları büyük kini ve şiddetli öfkeyi yansıtıyor. Bu nedenle onlar, hükümlerini ve devletini temsil eden İslam adaletini gördüklerinde, İslam’ı kucaklamak ve onu savunmak için en önde koşanlardan olma, dahası küfür ehlinin karşısında durma ihtimalleri daha yüksektir. Tıpkı Sahabe-i Kiram’ın, İslam’a girmeyi reddeden en yakınlarına karşı koydukları gibi.
Allah’ım, Hilafeti çabuklaştır ve bizleri onun askerleri ve şahitleri olmakla şereflendir. Allahumme Amin.
Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi İçin Yazan
Raziye Abdullah