Haber-Yorum

Deprem Devam Ediyor!

Haber:

Türkiye ve Suriye depremi.. Ölü sayısı 46 bini geçti ve merkezi Türkiye sınırları içinde olan bir deprem.Bu arada Birleşmiş Milletler, Türkiye hükümetinin felaketin etkilerini kontrol altına alma çabalarını desteklemek için fon toplanması çağrısında bulundu.Geçen Perşembe günü Birleşmiş Milletler, yakın zamanda Türkiye’nin güneyini vuran depremden etkilenen 5 milyondan fazla insana yardım etmek için bir milyar dolar toplama çağrısı yaptı. (El-Cezire Net)

Yorum:

Bir deprem, bir yıkım ve tek bir hasar oldu ama iki bölgede meydana geldi; birinci bölgeyi dünya umursadı ve 90’dan fazla ülke ona her türlü yardımı yaptı; ikincisi ise birkaç metre ötedeydi ama hem dünya hem ülkeleri hem de Birleşmiş Milletler onu görmezden geldiler. Dolayısıyla bu, uluslararası kuruluşların uygulamalarındaki çifte standardı ifade ediyor. Bundan daha da kötüsü yardım etmek yerine onun engellenmesini talep ettiler. Bu da Sivil Savunma Teşkilatı’nın, Birleşmiş Milletler’in kurtarılmış bölgelerindeki (Beyaz Miğferlerin) depreme acil müdahalede bulunmamasına ilişkin sert eleştirilerine yol açtı. Zira teşkilatın müdür yardımcısı Munir Mustafa şöyle dedi: “Birleşmiş Milletler, Suriyelilerin yıkıcı deprem felaketinden kaynaklanan acılarıyla şu ana kadar ilgilenmedi.” Ayrıca Birleşmiş Milletler’in deprem olayına müdahale etmemesinin utanç verici olduğunu da sözlerine eklediği gibi uluslararası örgütün tarafsızlık ve insanlıkla bir ilgisinin olmadığını da ifade etti.

Ne yazık ki büyük ülkelerin krizleri her ne olursa olsun, sahiplerinin kendilerine dayatılan vakıadan feragat edip kabul etmeleri için bir baskı aracı olarak kullandıklarını görüyoruz ve Suriye’de uygulamaya çalıştıkları şey de işte budur.

İslam ümmetini vuran gerçek deprem, ümmeti Allah’ın Kitabı ve Rasulü’nün sünneti ile gözeten devletini ve bu ümmetin gerçek çobanı (gözeticisi) olan Halifesini kaybetmesi olmuştur. Zira Halifenin kaybolması hakikatin kaybolmasına yol açmış, her gelen giden bu ümmete tahakküm etmiş ve hangi milletten olursa olsun her açgözlü, hain ve tamahkarın elleri bu azim ümmeti yağmalamak ve aşağılamak için serbest bırakılmıştır. İşte bu büyük depremin ardından gelen tüm artçı sarsıntıların sıkıntısını yaşıyoruz.

Şam devrimi, depremin yok ettiklerinden daha fazlasını yok etmiştir; zira Müslümanların, kendilerini koruyacak bir çoban olmaksızın dünyanın dört bir tarafında ölmeleri, doğal afetlerin geride bıraktıklarından çak daha büyüktür.

Bizim için ilk depremin yani İslam Devleti’nin çöküşü olan depremin etkilerini sona erdirip onu yeniden inşa etmek için çalışmaktan başka bir çözüm yoktur. Zira şayet bir devletimiz olsaydı, bugün her alanda çekmiş olduğumuz zillet ve aşağılanmayı çekmezdik. Dolayısıyla vacibin ancak kendisi ile tamamlandığı husus da vaciptir. Bu yüzden her bir Müslümanın, yeniden Allah’ın indirdikleriyle hükmedilmesini birinci önceliği haline getirmesi ve ümmetin gasp edilmiş otoritesini yeniden tesis etmek için çalışması farzdır. Zira bizleri Allah’ın rızasına ulaştıracak, hakları sahiplerine iade edip onları koruyacak ve çobanları (yöneticileri) yapmış olduklarından dolayı muhasebe edecek tek yardımcı işte budur. Ayrıca bugün bizim vacibimiz, kafir ülkelerin tüm emirlerini kaldırıp atmak ve ümmeti hak ettiği konuma geri getirmek için İslami hayatı yeniden başlatmak için çalışanlarla samimi bir şekilde çalışmaktır. Böylece ümmet dünyaya egemen olacak, adaleti yayacak ve insanlar akın akın Allah’ın dinine gireceklerdir.

Ey Müslümanlar: Bizler, bu çalışma noktasındaki herhangi bir kusurdan, bu konumda olan herkesten ve Allah’ın bahşettiği ilim, güç ve fikirle Allah’ın vaat ettiği Hilafet Devleti’ni yeniden kurmaya yardımcı olup olmamaktan dolayı sorumluyuz ve hesaba çekileceğiz.

Allahu Teala şöyle buyurmuştur: لَا يُكَلِّفُ اللَّهُ نَفْساً إِلَّا مَا آتَاهَا سَيَجْعَلُ اللَّهُ بَعْدَ عُسْرٍ يُسْراً “Allah hiç kimseyi kendisine verdiği imkândan fazlasıyla yükümlü kılmaz. Allah, bir güçlükten sonra bir kolaylık yaratacaktır.” [Talak 7]

Hizb-ut Tahrir Merkezi Medya Ofisi Radyosu İçin Yazdı
Nebil Abdulkerim